Giriş
(12)

Sözde hacker'dan gelen e-posta gerçek olabilir mi?

tiny toon
Merhaba,resimdeki e-postayı ciddiye almaya gerek var mı? Size hiç benzer bir e-posta geldi mi?
Merhaba,
resimdeki e-postayı ciddiye almaya gerek var mı? Size hiç benzer bir e-posta geldi mi?
0
tiny toon
(16.05.21)
dikkate almayın.
0
faithless
(16.05.21)
puhahahahaha. aşırı inandırıcı, korkunçlu e-posta.

sen birinin bilgisayarındaki her şeye erişsen e-posta ile mi iletişime geçersin? hadi diyelim e-posta ile geçtin, o malum 'utanç verici' videondan bir kuple eke koysaymış bari.
0
himmet dayi
(16.05.21)
Aynısı geldi geçenlerde, sorun şu ki bilgisayarımın kamerası çalışmıyor :) ona rağmen kamerama erişmiş :) spamla gitsin
0
paramolacak
(16.05.21)
Aşırı komik ya. Bir şey olmaz. Yaşlı amcaları avlayabilirler anca.
0
Hallegadola
(16.05.21)
metin bana çeviri gibi geldi, türkçesi doğal değil. muhtemelen internetten sample bi scam metnini bulup çevirmişler ve iş çıkmasını bekliyorlar. komik oldukça.

edit: metnin tamamına bakmak lazım, "hadi kendine iyi bak" kısmını en sona kendi eklemiş olması olası. her halukarda şablon bir metin işte, spame atıp geçmek lazım. buna inanacak kadar saf olan insanın kripto parayla ne işi olur onu ben de anlamadım.
0
isabella was a ginger
(16.05.21)
Bari adama ismiyle hitap et de inandırıcı olsun azıcık. Bu klasik bir numaradır aslında İngilizce geliyordu bu mailler. Bana da geldi. Mail adresini blokla gitsin.
0
Lethe
(16.05.21)
Report edilmiş zaten bu wallet bikaç kişi tarafından. Bakiyesinden ne kadar başarılı olduğu anlaşılıyor.

Hesaptaki bakiye ve dünkü dolar kuruna göre bir kişiye yedirmiş olabilir bu numarayı

www.blockchain.com
0
IncredibleMau
(16.05.21)
Çeviri olduğunu düşünmüyorum. Hadi kendine iyi bak neyin çevirisi olabilir ki? Bu senaryo gerçek. Fidye yazılımlarını taklit etmiş. Ama elinde hiçbir şey yok. Fotoğrafımı at desen atamaz çünkü elinde fotoğraf yok. İnternetten anlamayan kişilere yönelik yapılmış bir şey ki saçmalık da burada yatıyor. Buna inanan insan BTC cüzdanına para göndermeyi nereden bilsin. Yarım akıllının biri kendince bir şey yapmış.
0
dissendium
(16.05.21)
Bari adama ismiyle hitap et de inandırıcı olsun azıcık +1

Ayrıca madem o kadar eriştin, bir iki şeyle kanıtla. Hangi porno sitesi misal. 13 Mayıs 2021 tarihinde saat 22.12'de bu siteye girdin 22.19'da kapattın yaz bari.
0
put it in your appropriate place
(16.05.21)
Aynısının İngilizcesi bana da gelmişti. Her şeye ek olarak bir sürü alışveriş sitesinde kullandığım ortak şifreyi de biliyordu. :))))) Şifreyi değiştirdim sadece.
0
elorelia
(16.05.21)
Bana ingilizcesi geliyordu bir aralar. Biraktilar. Bir sey olmadi
0
kuehles blondes
(16.05.21)
mailin hepsini okumadim senin sifreni vs. icermiyorsa bir sonraki mailde sifreni gonderebilir fakat endiselenmeni gerektirecek bir durum yok. eski bir linkedin saldirisindan bulduklari sifreleri atiyorlar. o sifreyi kullandigin yerleri guncellenmen iyi olabilir tabi.
0
kolonyaa
(16.05.21)
(2)

unuttuğum ingilizceyi nasıl hatırlayabilirim?

la lykia
üniversiteyi %100 ingilizce okudum sözel bir bölümde.hazırlık da okumuştum.mezun olalı 10 yıl oldu, iş hayatında neredeyse hiç kullanmadım, kullanmıyorum.bu ara ileri seviye ingilizcenin zorunlu olduğu bazı iş ilanları ilgimi çekiyor ama sürece girsem ne mülakatta konuşabilirim ne de oturup doğru dü
üniversiteyi %100 ingilizce okudum sözel bir bölümde.
hazırlık da okumuştum.

mezun olalı 10 yıl oldu, iş hayatında neredeyse hiç kullanmadım, kullanmıyorum.

bu ara ileri seviye ingilizcenin zorunlu olduğu bazı iş ilanları ilgimi çekiyor ama sürece girsem ne mülakatta konuşabilirim ne de oturup doğru düzgün bir şeyler yazabilirim.

herhangi bir acelem yok, belirli bir bütçe de ayırabilirim.
özellikle online olması tabi salgın nedeniyle önemli olacak.

(örneğin cambly için araştırdım ama çok kötüleyen de var, öven de, anlayamadım)

nasıl bir yol izlememi önerirsiniz? benzer bir deneyim yaşayan var mıdır?

şimdiden çok teşekkür ederim.
0
la lykia
(15.05.21)
camblyde kötüleyen neyi kötülemiş ki hocayla anlaşıyorsun belirlenen saatte pratik yapıyorsun hoca kötüdür en fazla
0
nahtoderfahrung
(15.05.21)
ben ingilizcenin öyle kursla filan sağlıklı bir şekilde öğrenilemeyeceğini düşünüyorum.

şimdi sizin temeliniz var zaten, üniversiteyi tamamen ingilizce okumak kolay bir şey değil. kolay kolay unutmazsınız da, sadece pratik gerekli. bence ingilizceyi hayatınızdan çıkarmakla hata etmişsiniz. kullanmayınca paslanır elbet.

ingilizce kitaplar okumalısınız öncelikle. artık hangi konu ilginizi çekiyorsa, bir şeyler bulup okuyun. ingilizce dizi-film seyredin. bunun sadece duyduğunu anlamaya faydası olmuyor, kelimelerin telaffuzunu da öğrenmiş oluyorsunuz, beyninize işliyor sürekli duya duya. konuşma için oldukça yararlı. sürekli ingilizce konuşmasanız bile duyduklarınız beyninize yerleşiyor ve konuşacağınız zaman beyninizdeki kayıtları referans alarak konuşuyorsunuz.

reddit gibi yerlerde takılıp bir şeyler yazabilirsiniz. aklınıza gelebilecek her konu için bir subreddit var neredeyse, ilginizi çeken şeyler bulup oralarda paylaşım/yorum yapabilirsiniz. ordan insanlarla tanışırsınız, yazışırsınız, yolu belki sesli konuşmaya kadar gider. onun dışında belki ingilizce günlük tutabilirsiniz. ses kaydını açıp rastgele ingilizce bir şeyler anlatmak ya da metin okumak da yararlı olabilir, ben yapıyordum eskiden.
0
isabella was a ginger
(16.05.21)
(4)

ingilizce: hazır onlar gitmişken?

japon balığı
nasıl söylenir? teşekkürler.
nasıl söylenir?
teşekkürler.
0
japon balığı
(15.05.21)
"while they're gone" olabilir.
0
bluntaf
(15.05.21)
"Now that they are gone" da olabilir.
0
vudin
(15.05.21)
Now that they are gone demeye gelmiştim
0
howfaristhesky
(15.05.21)
"Since they're gone" da olabilir.
0
isabella was a ginger
(15.05.21)
(4)

formal ingilizce mail içeriğinde şu nasıl denir?

la lykia
"Fiyat teklifimizi inceleme şansınız oldu mu?"Şöyle diyeyim dedim ama google'ladığımda daha önce hiç böyle cümleler kurulmamış :)Have you had a chance to consider our quotation?Have you had a chance to view our price offer our?I would like to kindly ask you if you have had a chance to view our price
"Fiyat teklifimizi inceleme şansınız oldu mu?"

Şöyle diyeyim dedim ama google'ladığımda daha önce hiç böyle cümleler kurulmamış :)

Have you had a chance to consider our quotation?
Have you had a chance to view our price offer our?
I would like to kindly ask you if you have had a chance to view our price offer?
0
la lykia
(10.05.21)
I was wondering if you have had a chance to look at the offer yet? please let me know if it requires any further clarification, happy to set up a quick walkthrough session. thanks

(2,cumle optional)
0
camussar
(10.05.21)
Did you have an opportunity to-
Have you found time to-
Have you had a moment to-
Have you been able to-

Istersen baslarina I was wondering getirip if ile devam ettirebilirsin. Daha kibar olur.
0
dimanche
(10.05.21)
view degil review demelisiniz.
0
hot potato
(10.05.21)
sanırım google translate'ten çevirmişsiniz. "quotation" sözcüğü "teklif edilen fiyat" anlamında kullanılıyormuş ama ben pek rastlamadım, belki olaya yabancı olduğum içindir.

ikinci cümle ise hepten yanlış. sondaki "our" sözcüğü oraya nasıl gelmiş bilmiyorum. ancak o sözcüğü kaldırdığınız zaman manası olan bir cümle ortaya çıkıyor.

üçüncü cümledeki "I would like to kindly ask you" kısmı bence biraz abartı derecesinde kibar olmuş.

"have you had a chance to consider our price offer?" gibi bir cümle kurulabilir belki. ama biraz kaba kaçıyor galiba, dimanche'nin dediği gibi eklemeler yapılsa daha iyi olur.
0
isabella was a ginger
(10.05.21)
(20)

Oyun önerisi

bana kedicik derdi
Benim karı pc oyunlarını sevmiyor ama bu aralar bolca vakti var. Sevmiyor dediğim sevebileceği bir oyun bulamadık henüz.-Evvela şiddet, savaş, dövüş olmayacak. Kantır, pubg, lol, dota, wow, anno vs yemedi. -Otomobil, uçak, kamyon vs kullanmayı da sevmiyor yani simülasyon da yemedi. Evde direksiyon v
Benim karı pc oyunlarını sevmiyor ama bu aralar bolca vakti var. Sevmiyor dediğim sevebileceği bir oyun bulamadık henüz.

-Evvela şiddet, savaş, dövüş olmayacak. Kantır, pubg, lol, dota, wow, anno vs yemedi.
-Otomobil, uçak, kamyon vs kullanmayı da sevmiyor yani simülasyon da yemedi. Evde direksiyon var ama sevmedi. Bunları.
-Sims denedik sevmedi.
-Zekasını kullanabileceği bir şey olmalı, düşünmesini sağlamalı. Doğa, tarih, dinler, kültür falan seviyor biraz.

Ne öneriyorsunuz?
0
bana kedicik derdi
(09.05.21)
İkisi de eski oyunlar, ilki neighbours from hell, diğeri doodle god. ikisini de hala severek oynuyorum.

şehir kurma oyunlarına bakabilirsiniz, sims city vs.
0
kojonotsuki
(09.05.21)
Simcity, citiesskyline, tropico falan sevmedi ya. Nalet olsun:)
Bakayım dediklerinize madem.
0
🌸bana kedicik derdi
(09.05.21)
''Zekasını kullanabileceği bir şey olmalı, düşünmesini sağlamalı. Doğa, tarih, dinler, kültür falan seviyor biraz'' .

Medieval 2 total war :)

Belki walking simulator tarzı oyunlar olabilir. Aksiyon yok, şiddet zaten hiç yok. Yürüyüp, yer yer puzzle çözüp hikayeyi tamamlıyorsun. Atmosferleri çok güzel oluyor ve hikayeyi sürekli merak ediyorsun. Walking simulator diye aratırsanız kendine göre bir şeyler bulabilir belki.
0
eazy
(09.05.21)
Red Dead Redemption 2
0
conanmaverick
(09.05.21)
minecraft aslında uygun görünüyor. her ne kadar simülasyonsa da rollercoaster tycoon 2 de güzel bir oyun.
0
tey tey
(09.05.21)
din ve zeka. the talos principle. bunu da sevmiyorsa zorlamasın.
0
glamdr1ng
(09.05.21)
Ben de oxygen not included demeye geldim.
Kafasını gerçekten kullanması gerekiyor. Bütün sistemi çok iyi tasarlamalı.
Kendisine şimdiden kolay gelsin diyorum.

Aslında dont starve together da var ama ondan emin olamadım.

Ben bu iki oyunu çok severek oynadım.

Ve red dead redemption a da +1 diyorum.
0
a perfect lie
(09.05.21)
kadınım. ben de aynı şekilde o tür oyunları sevmiyorum. bana da eşim bir şekilde sevdirdi sevebileceğim oyunlar bularak.

bütün dünyada genelde kadınlar stardew valley'yi çok seviyor. pixel art, retro, farming oyunu, kendi içinde bir hikayesi de var, şirin epey. dövüş kısmı da var içinde ama onu yapmak zorunda değilsiniz diye hatırlıyorum. biraz bağımlılık yapıyor, o yüzden ben bi süre sonra bırakmıştım.

point and click türü hikaye odaklı oyunlar sevebilir. the dream machine, machinarium, grim fandango, kentucky route zero filan çok güzel oyunlar.

walking simulator sevebilir, what remains of edith finch, firewatch, the stanley parable gibi. bir de the witness ve the talos principle'ı belki sever, hem walking simulator hem de puzzle gibi.

survival craft sever mi bilmiyorum ama subnautica ve the long dark çok güzel oyunlar.
0
isabella was a ginger
(09.05.21)
Roller coaster tycoon tarzı oyunlar olabilir belki.
0
inheritance
(09.05.21)
Portal 2
0
nhk ni youkosu
(09.05.21)
Caesar
Pharaoh
Civilization 6
Tropico 6
0
heritage
(09.05.21)
EU4 sevebilir belki. Savaş var tabi de öyle grafik bir şey değil. Dünya haritası üzerinde devlet yönetiyorsun, tarihsel bir yönü var 1444-1821 arasında geçiyor. Öğrenmesi biraz zor ama sever belki.
0
plutongezegendegilmi
(09.05.21)
the talos principle +1 ilgisini çekerse çok güzel sarar.
rdr hayli şiddet içeren bir oyun bu arada.
0
Jux
(09.05.21)
hikayeli oyunlar olabilir.

bence Detroit Become Human denesin.
0
false pretension
(09.05.21)
-Ori and the blind forest
-ori and the will of the wisps
-Beyond two souls - Şiddet içeriği var ama film tadında oyun olduğu için sevebilir hatta severse Detroit- Become a human ile devam edersiniz.
-The Room serisi - Tamamıyla bulmaca
-The Long Dark
-Far Lone Sails
-Ancestors: The Humankind Odyssey - Baya baya evrim sürecini anlatan bir oyun ama biraz tuzlu

-Satisfactory - Kafasını kullansın iyice manyak olsun kafasını kullanırken diyorsanız bu oyuna bakın. Full problem çözmeye ve çözüm üretme odaklı bir oyun.

Bu oyunlara bakmanızı tavsiye ederim.

Bence insanlar oyunları sadece yıkım ve şiddetten ibaret sanıyorlar. Sadece oturup adam vuruyorsun veya full aksiyondan ibaret gibi. Konu derinliği olan karakterlerle bağ kuracağı oyunlar oynarsanız sevmeye başlayabilir. Hatta kendisi oynamadan önce sizi oyun oynarken izlemekten keyif almalı. Ayrıca tarih seviyorsa savaş olmadan olmaz. Birde Asassins Creed Oddysey Discovery Tour tarzı şeylere bakın tamamen tarihe odaklanmış gezi oyunu diyebiliriz.
0
philiptraum
(09.05.21)
Belki interaktif film tadındaki oyunlar oynayabilir. Film, dizi izlemeyi seviyorsa sevecektir. Yürüme simülatörleri olabilir diğer arkadaşların dediği gibi.

The Complex,
She Sees Red,
Life is Strange serisi
Soma
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(09.05.21)
Portal 2
Braid
Limbo
Deponia
Machinarium
Unravel
0
lüzumsuz adam
(09.05.21)
Dedektiflik seviyorsa Nancy Drew serisi olabilir. Her oyunun farklı teması var ve doğa, tarih, dinler gibi alanları konu alıyor farklı oyunları. Baya da oyun var seride. İlgisini çekebilir.
0
nundu
(09.05.21)
don't starve (together) keyifli +1, çoklu kullanıcıya da açık, onlinea açık, çok sürükleyici bi oyun, bir aydır oynuyorum daha tam bir seneyi göremedim, otursam saatlerce yine oynarım ama vicdanım elvermiyor yapacak işlerden dolayı. oturup vdeolar izletiyor oyunda ilerlemek için vallahi, baya oyalayıcı. Tropicolar çok güzel onun dışında +1, 3 en iyisi bence, ona da bakılabilir. stardew de baya oyaladı +1, legend of zelda da uzun zamandan beri ilk bitirdiğim oyun herhalde, süper sürükleyicydi, puzzlelar bilmeceler de var içinde, keyif alabilir.
0
ruz
(09.05.21)
stardew valley
alba: a wildlife adventure
0
bir garip melek
(09.05.21)
(5)

Etsy: hem heykel hem de takı tek dükkanda olur mu + dükkan adı önerisi

isabella was a ginger
Heykel, duvar süsü, takı. Tutarsız mı olur sizce? Tarz aynı olacak bu arada. Yani çok alakasız gözükmeyecek. Sadece bir küçük, bir de büyük ürün koyayım diye düşündüm hangisi daha avantajlı diye görmek için. Takı küçük, heykel büyük.Bir de dükkan ismi bulmakta çok zorlanıyorum ya. Böyle komikli/saçm
Heykel, duvar süsü, takı. Tutarsız mı olur sizce? Tarz aynı olacak bu arada. Yani çok alakasız gözükmeyecek. Sadece bir küçük, bir de büyük ürün koyayım diye düşündüm hangisi daha avantajlı diye görmek için. Takı küçük, heykel büyük.

Bir de dükkan ismi bulmakta çok zorlanıyorum ya. Böyle komikli/saçma, sürreal bir şey olsun istiyorum biraz. Önerileriniz var mıdır?
0
isabella was a ginger
(06.05.21)
bence konsepti güzel oturtabilirseniz ikisi de aynı yerde olur.
olmaması için bir neden yok.
müşteri kitlesi kim olacak? dükkan yeri, büyüklüğü falan..
0
baharat
(06.05.21)
@baharat:
etsy dükkanı. online dükkan yani :) müşteri kitlesi genel olarak abd, ingiltere ve avustralya vatandaşları ama bütün dünyadan insanlar var.
0
🌸isabella was a ginger
(06.05.21)
ben o detayı kaçırmışım sanırım. yok ya hu birbirinden bağımsız şeyler de olsa güzel fotoğraflandıktan sonra çok da güzel satılır ne olacak. tutarsız olmaz bence. ama senin de düşündüğün gibi isim çok önemli. şöyle enternasyonel ilgi çekici bir isim lazım.
0
baharat
(06.05.21)
@baharat:

ben de ingilizce saçma/ilgi çekici isimler düşünüyorum, liste yapıyorum ama hiçbiri içime sinmiyor.
0
🌸isabella was a ginger
(06.05.21)
etsy'de bildigim kadariyla tek tip urun satabiliyorsunuz. yani duvar susleri olur ama hem heykel hem duvar susu olmaz gibi hatirliyorum. yani en azindan bi 10 sene once boyle demisti isin uzmani arkadasim.

surayi okuyun bi bakalim www.etsy.com
0
yoggi
(07.05.21)
(11)

Sevgilinin eski sevgilileriyle fotoğrafları

şarkı güzel ama ingilicce
Sevgilinizin eski sevgilileriyle olan fotoğraflarını saklıyor olmasını nasıl karşılarsınız?5—6 senedir kullandığı bilgisayarda, telefonda yıllar içinde birikmiş, tahminen 2-3 farklı kız arkadaşıyla olan fotoğraflar.Fotoğraflar arkadaş grubuyla çekilmiş olduğu için silmediğini söylüyor açıklama olara
Sevgilinizin eski sevgilileriyle olan fotoğraflarını saklıyor olmasını nasıl karşılarsınız?

5—6 senedir kullandığı bilgisayarda, telefonda yıllar içinde birikmiş, tahminen 2-3 farklı kız arkadaşıyla olan fotoğraflar.
Fotoğraflar arkadaş grubuyla çekilmiş olduğu için silmediğini söylüyor açıklama olarak. Açıp açıp bakmıyormuş ki, duruyorlarmış öyle. Beni rahatsız etti ama adama da bütün anılarını sil diye baskı yapacak halim yok.

Gereksiz yere kendi huzurumu mu kaçırıyorum? Normal şeyler mi bunlar? Fikirlerinizi merak ettim.
0
şarkı güzel ama ingilicce
(05.05.21)
gereksiz yere kendi huzurunu kaçırıyorsun, normal şeyler bunlar. hele ki arkada grubu fotosuysa çok normal.

şöyle düşünürsen bakışın netleşebilir. erkek arkadaşının ara ara o eski fotoları açıp "ahhh ne güzel kızdı be, keşke bırakmasaydım şimdiki sümüklüye kaldık" diyeceğine ihtimal veriyor musun? cevap hayırsa bu sorun olmamalı. cevap evetse asıl sorun fotolar değildir, o fotoyu silse bile senin bu düşüncen değişmez; emin ol farklı durumlarda yine hortlar bu düşünce.
0
Jux
(05.05.21)
Gerkesiz bence de.
Yani sadece bu fotoğraflar varsa düşünmek lazım ama 1000 tane fotoğraf içinde yer alıyorsa da lafını etmek olmaz
0
kisa
(05.05.21)
4-5 tane saklanabilir, sen de aklına biri gelince sosyal medyadan bakmayacak kadar her şeyi geride bıraktıysan biraz dert edebilirsin

saklanması elbette hoş değil ama o insandan çok, güzel geçirilen vakitlerin anısı içindir iyi niyetle bakarsak
0
bir soru sorcam
(05.05.21)
birisiyle birlikte olduğunuzda ona sahip olmuyorsunuz. karşınızda bir insan var ve bu insanın da bir geçmişi var. bu insan siz kıskandınız diye geçmişini silmek zorunda olmamalı. arada bakıyorsa bile, o insanı özlediği için bakmıyor olabilir. belki sadece o zamanları özlüyordur.

herkes yaşlanacak ilerde. kimse gençliğine ait bazı fotoğrafların sırf bir sevgili dedi diye yok olmuş olmasını istemez diye düşünüyorum. insanların bu kadar özgürlüğü olmalı. rahatsız olduğunuzu belirtirseniz bence o da bu durumdan rahatsız olur.
0
isabella was a ginger
(05.05.21)
Benim sevgilim öncekileri sildirtmişti. Ulan 5 yılda yüzlerce fotoğraf var. E bak bu kalmış, şunu niye silmedin vs diye kafamın etini yemişti. Hangi birini sileyim?

O zamanlar "tabii aşkım haklı" diyordum. Ama şimdi geçmişimi niye sildirttim diye kendime kızıyorum. Şu da var; onun da eski sevgilileriyle olan fotoğraflarını silmesini isterdim. Veya görmeyeceğim şekilde kaybetmesini.
0
Amory Lorch
(05.05.21)
Kendi huzurunu kaçıyorsun. Senin tarafından bakınca evet kısmanman doğal, ben de kıskanırdım. Ama gerçekçi bakınca benim de telefonumda eski sevgilimle olan fotoğraflarım duruyor. Sarmaş dolaş olanları sildim evet ama sadece ikimizin olduğu bir sürü fotoğraf var öyle arkadaş grubu falan da değil. Silmeme sebebim çok olması falan da değil, 15 dakikada silinir hepsi ama silmek istemiyorum. O da benim hayatımın bir dönemi, onu da ben yaşadım ve güzel günler geçirdik beraber. Sonra beni aldattığını öğrendim geçdn hafta, yani ayrıldıktan 3 sene sonra. Yine de silmedim. Çünkü fotoğraf ile o kişinin bir bağı bile yok benim için. Duruyor. Ara ara bakıyorum da hatta diğer fotoğraflara bakarken. Ama o kişiyi özlemiyorum, ona karşı bir şey hissetmiyorum zaten seneler olmuş biteli. Ama dursun, anıdır, bana aittir o da.
0
Mossy
(05.05.21)
Eski erkek arkadaşım bana gezegenler kadar uzak geliyor. Ama resimleri vardır albümlerde şurada burada. Grup içi resimler. Niye atayım. Utanacak bir şey yapmadım ki. O da hayatımın bir parçası. Açıp açıp iç geçirseydim o zaman atardım da yani bu hali ile geçmişten bir hatıra.
0
SiyamkedisiZorro
(05.05.21)
Ben silerdim, silmesini isterdim, ortak fotoğrafımın olduğu doluca arkadaşım vardı şimdi yoklar, fotoğraflar her şey değil. İnstagramlarda ekliler zaten arkadaşlar çok özlediğinde girsin profiline baksın. Ben fotoğraflarına baktığımda sevgilimin kolunu başka bir kızın beline doladığını görmeyi kaldırmam.
0
Hallegadola
(05.05.21)
"yaşanmışlıklar" adı altında romantize etmeye gerek yok, zihnen ileriye odaklanabilmek adına silinmesi doğru bence ama seni rahatsız ettiğini bile bile madem silmiyor, konuyu uzatmak gereksiz. bir gün sen de eski ilişkisi olacaksın, bir de böyle bak.
0
deartheodosia
(05.05.21)
hocam ben bosandım
karımla olan tüm fotoları bosandıktan 6 ay sonra sildim facebooktan
ama icinde cocuk olanları silemedim icim el vermedi sonucta cocugumun resmi her anısı kıymetli
cok da sıkıntı degil silmesin bosver
erkek saklamaz genelde durur ugrasmaz
0
kingcyrax
(05.05.21)
ben ilişkide kıskanc olailen biriyim. şahsen benim de fotoğraf arşivlrimin içinde eski sevgilimle fotograflarım var ama açıp açıp bakmıyorum. yani orda duruyorlar ve silmek için bile aklıma gelmiyor. sevgilimin de bilgisayarında ya da belleginde olsa kızmazdım. ama bakıp dursa mesela, (bunu da bilemeyiz gerçi) üzücü tabii.

sosyal medyada olması daha sıkıntı bence. o biraz daha insanlara açık alan ve bir nevi hayatını insanlara göstrdigin bir yer. 'ne gereği var' olurdum.
0
nadirendeolsa
(05.05.21)
(16)

kollarda damarların belli olması

nick bulamadim
ergenlikten beri kollarımdaki damarlar çok belli oluyor. dikkat ettiğim kadarıyla ergenliğinde zayıf olmuş insanlarda oluyor. spora başladıktan sonra daha da arttı. gerçi 2. fotoğraftaki gibi kolun içindeki ve bicepstekini seviyorum. ama ellerimdekiler rahatsız ediyor. sürekli ellerii saklıyorum ya
ergenlikten beri kollarımdaki damarlar çok belli oluyor. dikkat ettiğim kadarıyla ergenliğinde zayıf olmuş insanlarda oluyor. spora başladıktan sonra daha da arttı. gerçi 2. fotoğraftaki gibi kolun içindeki ve bicepstekini seviyorum. ama ellerimdekiler rahatsız ediyor. sürekli ellerii saklıyorum yazları. kız aradaşım yok. olsa elimi saklarım ve tutmasını istemem.

eksiup.com
eksiup.com

skleroterapi diye bir tedavi varmış. köpük gibi bir şey enjekte edip kurutuyorlarmış. tedavi olayım mı? damarları kurutacakları için endişeleniyorum tehlikelidir diye. bir de bicepstekinin yok olmasıın istemiyorum. :D ama bu şekilde sürekli ellerimi saklamaktan da sıkıldım. özgüvenimi etkiliyor. siz rahatsız olur muydunuz? tedavi olur muydunuz yoksa takmaz mıydınız?tedavi olunca şöyle bir değişim oluyormuş.

www.hekim.net
0
nick bulamadim
(04.05.21)
Böyle damarlı ele, kola düşen bir sürü kız var bence boşuna saklıyorsun
0
sta
(04.05.21)
Bir sorun göremedim ben. Kadınların daha çok hoşuna gidiyor +1. Saklamayın kollarınızı.
0
Hallegadola
(04.05.21)
umarım ters psikoloji yapıyorsundur kardeş, yunan tanrısı gibisin maşalla, ekmeğin bol olsun.
0
Jux
(04.05.21)
benim de bu kadar olmasa da boyle.

karizma oglum bu, sen cok yanlis gelmissin.
0
baldur2
(04.05.21)
uff nası güzel serum bağlanır bu damarlara, resmen hemşire rüyası gibi kolların varmış maşalla..

Kadınlar çok da sallamaz bu damar meselesini ve hatta evet çekici bulanı da var.
0
lcha
(04.05.21)
Bence gayet hoş. Ellerde bu kadar belirgin olanı ilk defa görüyorum ama sadece farklı ben hiç garipsemedim. Kollardaki aksine çekici duruyor saklamanıza hiç gerek yok
0
ddenizz
(04.05.21)
Bence gayet hoş görünüyor. Bir çok hemcinsimin de böyle düşüneceğine eminim.
0
Benyinegulerim
(04.05.21)
Uzaktan olan fotoğraflarda özellikle çok güzel duruyor. Çekici bir şey ki bu, sen buna neden tutuldun acaba.
0
turkce konusan uzayli
(04.05.21)
Herkes yazmis zaten ama ben de yazayim, eksik kalmayayim :D cogu kadinin buna dibi dusuyor zaten, yunan tanrisi masallah +1 :)

Takmayin kafaniza, dusundugunuzun aksine guzel bir sey :)
0
invictae
(04.05.21)
yağ oranı düşük erkeklerde böyle damarlar gözüküyor. yani çok zayıf değilsen muhtemelen vücudun orantılı, sağlıklı ve çekici durumdadır. diğer insanlar da bunun farkındadır. gereksiz bir endişe.
0
isabella was a ginger
(04.05.21)
Üniversite yıllarında ellerimdeki damarları gören bi kız başka yerlerimin de damarlı olup olmadığını sormuştu lapss diye, tabii ben şok :) Sonra damarlardan vb sohbet ettik bi süre. Genel olarak hoşlarına gidiyor, senin el kol yapısı da gaayet iyi. O damarları belirgin kılmak için nice yiğitler salonlarda telef oluyor bunu unutma :)
0
msb
(04.05.21)
Sakın skleroterapi yaptırmayın.
Ölümden dönmüş ve hastanede çok zor damar yolu bulunan biri olarak, tavsiyem estetik için damarlarınızı feda etmemenizdir. İnsanın başına her şey gelebilir.
Ayrıca hiç de rahatsız edici görünümü yok.
0
pro9it9is9
(04.05.21)
Tanıdığım 10 kadından 8i damarlı kol hastası
0
suicides underground
(04.05.21)
açıkcası bu kadar olumlu bir yorum beklemiyordum. teşekkürler olumlu yorumlar için. ben de severim özellikle bicepste falan hoş duruyor ama bende çok fazla gibi. son 5 yılda daha da arttı. özellikle ellerimin üzerindekilerden rahatsız oluyorum. yaşlı eli gibi oluyor :d
0
🌸nick bulamadim
(04.05.21)
El fetişçisi kadınları ayıklamak için açılmış bir duyuru bile olabilir diye düşünüyorum. Eğer öyle değilse, ellerin çok güzel 10/10 verdim, insanlarda ilk ele bakan biri olarak sonnnn derece çekici buldum.
0
Mossy
(04.05.21)
Duyurunun açılma sebebiyle ilgili olarak: Mossy +1

Kız arkadaşının olmadığı detayını belirtmen faydalı olmuş.

i.ibb.co

soruya da cevap vereyim de silinmesin: Hayır.
0
himmet dayi
(04.05.21)
(4)

Kitap yayımlamak

dissendium
Kitap yayımlamakla ilgili birkaç sorum var.1. Bir roman yazdık diyelim. Bu romanı herhangi bir yayınevine gidip parası neyse verip yayımlatabiliyor muyuz? Yayınevi bana "kardeş bu roman yeterince iyi değil, biz bunu yayımlayamayız" der mi ya da bunu YKY gibi daha büyük yayınevleri mi der? Daha küçük
Kitap yayımlamakla ilgili birkaç sorum var.

1. Bir roman yazdık diyelim. Bu romanı herhangi bir yayınevine gidip parası neyse verip yayımlatabiliyor muyuz? Yayınevi bana "kardeş bu roman yeterince iyi değil, biz bunu yayımlayamayız" der mi ya da bunu YKY gibi daha büyük yayınevleri mi der? Daha küçük bir yayınevi roman yeterince iyi olmasa da sırf para kazanacağı için yayımlar mı?

2. Diyelim romanın yayımlanmasına karar verildi. Kitabın yayılması için kitaptan en az kaç tane basılması gerekir ve bunun ücreti kabaca ne kadar olur? Yeni yayımlanan bir kitap D&R, Migros gibi yerlerde kendine yer bulur mu? Yani bir kitap ne zaman yazarın takibinden çıkıp her isteyenin internetten satın aldığı, kitapçıların kendiliğinden sipariş ettiği noktaya gelir?

Not: Bir süre sonra silinebilir soru. Teşekkür ederim bilgi veren olursa.
0
dissendium
(27.04.21)
kitapçılarda kitapların yayınlanması, hangisinin hangi rafta bulunacağı dahi pazarlama stratejisi. yani pazarlamaya iyi bir bütçe ayırmadığın sürece bu zor. ama basım, dizin, editörlük gibi maliyetlerini karşılayarak istediğin sayıda kitap bastırabilirsin.
0
reanarchy
(27.04.21)
parayla kitap basan yayınevleri var ancak bu yayınevleri pek itibarı olmayan yayınevleri (cinius yayınları gibi. ekşi'de başlığına bakabilirsiniz). bilindik yayınevleri (can, yky, iletişim gibi) öyle bir şey elbette yapmıyor. gönderdiğiniz dosyanın okunup dikkat çekebilmesi için göndereceğiniz yayınevinde bir tanıdığınız olması yardımcı olur.

bu parayla kitap bastırma olayını kim çıkarttı bilmiyorum. ama yazarlık öyle bir şey değil. yazar olmak için para vermiyorsunuz. yazar olduğunuzda az da olsa bir miktar para kazanıyorsunuz. hiçbir yayınevi öyle çalışmıyor, şarlatanlar hariç.

yeni bir yazarın ilk kitabı genelde 1000 adet basılıyor bildiğim kadarıyla. ama dediğim gibi, parayla bastırmaya çalışmanızı tavsiye etmem. basılır, elinizde bir kitap olur ama o kitabı kimsenin ciddiye alacağını sanmıyorum. yeni yayımlanan bir kitap d&r'da olur tabii bilindik bir yayınevinden çıktığı sürece. migros'ta yer bulmaz. migros dediğiniz yerde ancak en en çok satan bestseller'lar ve çocuk kitapları filan oluyor.
0
isabella was a ginger
(27.04.21)
Direkt cevap değil ama günümüzde kitap bastırmak saçma geliyor. Artık birçok sanat dalı dijitale taşındı. Bastırsanız bile 1000 tane satacak belki. Onun yerine interneti hedeflemek daha iyi bir sonuç verir. Roman olmaz belki ama bir öyküyü sözlükteki uygun bir başlığa yazsanız 1000 kişiden daha fazla kişi okur. Daha net bir geri dönüş alırsınız. Daha görünür bir yerde olur. Üstelik yayınevine beğendirmek zorunda değilsiniz. Üstelik sözlük entelektüel olarak ortalamanın üzerinde bir kitleden oluşuyor.
0
black mamba
(27.04.21)
Bir de şöyle bir şey var kdy.kitapyurdu.com
0
Ufuk
(27.04.21)
(6)

Bu Tarz Evlere Ne Deniyor?

silah taciri
Harry Potter serisinde ve yine başka filmlerde de gördüğümüz bu tip evlere ne deniyor? Yurtdışını düşünürsek bu tip evlerin sahiplerinin ekonomik açıdan durumu iyi mi oluyor yoksa daha düşük bir seviyeyi mi temsil eder? Son olarak, çok sevimli değil mi yaa :)
Harry Potter serisinde ve yine başka filmlerde de gördüğümüz bu tip evlere ne deniyor? Yurtdışını düşünürsek bu tip evlerin sahiplerinin ekonomik açıdan durumu iyi mi oluyor yoksa daha düşük bir seviyeyi mi temsil eder? Son olarak, çok sevimli değil mi yaa :)
0
silah taciri
(26.04.21)
middle class suburban house. orta sınıf, banliyö evleri.
0
isabella was a ginger
(26.04.21)
türkiye'de ortalama bir mühendis bu tarz bir evde oturmayı ancak hayal ederken, ingiltere'de ya da amerika'da kolaylıkla oturabiliyor.

türkiye'de bu tarz evler ne yazık ki yok. olanlar hep şehrin çok dışında ve site içerisinde. yurtdışında benzer evleri şehir merkezinde bile bulabiliyorsunuz.
0
co2s2
(26.04.21)
townhouse.

turkiye'de villa diye geciyor bunlar ama bildigin normal ev. orta sinifin satin alip oturdugu evler iste.
0
baldur2
(26.04.21)
İlk kez harry potter’da görmüştüm ve çok sevmiştim. Türkiye’de görmedim çünkü türkiye’de 2 katlı/dubleks ev = lüks ev sayılıyor.
0
🌸silah taciri
(26.04.21)
townhouse +1 ama bu tarz evlere ne dendigi ulkesine gore degisebilir

orta direk saban evi.
0
cooperr
(26.04.21)
Bizdeki laz müteahhit durumunu savunacak değilim. Ama birbirinin tıpatıp aynısı yüzlerce kahverengi evden birinde oturduğu için mutsuz olan İngilizlerle ilgili programlar izledim. bkz: tlc

Dış görünümünün kasetini geçtim, 200 sene önceki şartlara göre inşa edilmiş yapıların odaları, banyosu, mutfağı günümüz yaşam tarzına uymuyor. Aile birşeyler birşeyler değiştirmek istediğinde çok katı kurallara takılıyor. Dışardan göründüğü gibi olmayabilir bazı şeyler.

Tercih hakkım olacaksa Akdeniz tipi yapılar daha sevimli.
0
zihua
(26.04.21)
(7)

selamlar.bugün diş dokturuna gittim.1 dolgu ve diş temizletme işlemi

neoluyokardesimnebutantantana
uygulandı.toplamda 500/500 olmak üzere 1000 tl ödedim.şaşırdım açıkçası,fazla geldi bana.normalde de her şeyin fiyatını sorarak alısveris yaparım,bunda sormadan gideceğim tuttu :Dfiyatlar piyasa ortalamasında mı sizce yoksa ortalamanın üstünde mi?dolgu neyse de diş temizleme işlemine de 500 almazsın
uygulandı.toplamda 500/500 olmak üzere 1000 tl ödedim.şaşırdım açıkçası,fazla geldi bana.
normalde de her şeyin fiyatını sorarak alısveris yaparım,bunda sormadan gideceğim tuttu :D

fiyatlar piyasa ortalamasında mı sizce yoksa ortalamanın üstünde mi?
dolgu neyse de diş temizleme işlemine de 500 almazsın be :S
0
neoluyokardesimnebutantantana
(26.04.21)
nasıl fazla geldi ya.
normal bence hatta uygun bile denebilir. dolguyu güzel yaptıysa bi de içiniz rahat olsun.
0
rewlack
(26.04.21)
diş temizleme için 400 tl verdim ben de bir kaç ay önce. güncel fiyatlar için: kaannejat.com
0
nzessia
(26.04.21)
maalesef fiyatlar böyle. ben de geçen hafta diş temizliğine 450 lira verdim, ankara'nın merkezi bir yerinde. üç yıl önce yazlık yerde 250 lira vermiştim. bence normal.
0
isabella was a ginger
(26.04.21)
nerede bu dr.
benim gittiğim klinik temizleme 280 tl
dolgu: 450 tl
0
jamswety
(26.04.21)
fiyatlar normal. zaten taban fiyat uygulaması var.
0
jelly bear
(26.04.21)
1 ay önce dolguya 350 verdim, kocaeli
0
aslindasorunumpsikolojik
(26.04.21)
geçen ay dolgu ve diş temizletme yaptırdım, aynı fiyatı ödedim. bana da fazla gelmişti demek ki normalmiş:)
daha uygun yerler vardır muhakkak ama en azından 'uçuk' değil...
0
asisamus
(26.04.21)
(13)

bir şey söyleyebilir miyim diye yaklaşan tekinsiz tipler

Techsavvy
genelde memlekete gitmeleriyle ama bisi olmasıyla ılgılı hikayelere baslıyorlar para istemeye doğru evriliyor.Böyle bir durumda tepkiniz ne oluyor?
genelde memlekete gitmeleriyle ama bisi olmasıyla ılgılı hikayelere baslıyorlar para istemeye doğru evriliyor.

Böyle bir durumda tepkiniz ne oluyor?
0
Techsavvy
(26.04.21)
duymamış gibi yaparak hızlıca yürümeye devam ediyorum. bence siz de öyle yapın.
0
isabella was a ginger
(26.04.21)
bulundugum lokasyon, tipi ve soyledigi bahaneye gore tepki veriyorum.

hastane yakini falansa kopek cekiyorum.
ama inandirici gelirse cebimdeki bozuklugu veriyorum.

gormemezlikten gelmek cok yanlis bence. herkes bir gun birseye ihtiyaci olabilir. empati yapmak lazim. belki gercekten acil bir durum vardir. mesela bir gun telefon sarji bitmisti. birilerini durdurmak istedim kimse yuzume bakmadi.
0
buenosdias
(26.04.21)
tipine bakıyorum tipine göre ya hayır ya da buyrun diyorum. para istediğini anlayınca hayır diyorum uzaklaşıyor veya gitmesini söylüyorum.
0
reanarchy
(26.04.21)
Duymamış gibi yapıyorum göz teması da kurmuyorum. Size de tavsiye ederim
0
pispinti
(26.04.21)
Bir şey soracak kişi zaten direkt soruyor. Yol adres falan soracak kişi bir şey sorabilir miyim demez.
0
horowitz
(26.04.21)
Yol soracak turisti filan tipinden ya da konuşmasından anlıyorsunuz zaten. Öte yandan, bu tekinsiz tiplerden o kadar çok var ki, her "bir bakar mısınız" diyene cevap verirseniz hem vaktinizden, hem de paranızdan olursunuz.
0
isabella was a ginger
(26.04.21)
vebalı çıkmış gibi karşıma, büyük büyük tepkiler veriyorum bilerek. aniden duruyorum, kaçarcasına yön değiştiriyorum.
bi ara instagramda yayınlamalık yüzlerine yüzlerine zoom yaparak film çekeceğim.
kadıköyde böyle sabit yol kesiciler var. tanıtım kartı vs vermeye uğraşan.
çalışmak bu değil. böyle bir iş yapma biçimi yok.


nefretlik bir durum.
tepkim böyle.
0
rewlack
(26.04.21)
Çok acelem olmadığı müddetçe "Tabii" deyip dinliyorum. Sonra da "bende de yok" deyip gidiyorum.
0
j r r tolkien hayrani
(26.04.21)
Memleketine gidecek olsa ve yolda kalmış olsa zaten polistan kaymakamlıktan belediyeden falan yardım ister. Bunlar kaşarlaşmış tipler. Günde belki 1000 liradan fazla para topluyorlar. İki sene bu işi yapsa serveti olur sen onun işçisi olursun.

Soramasın deyip devam ediyorum.
0
OrangeYellow
(26.04.21)
nakit yok kart var diyorum
0
jamswety
(26.04.21)
görmezden / duymazdan geliyorum. bir kelime bile dinleseniz daha da yapışıyorlar.
0
co2s2
(26.04.21)
böyle gözlerimi kapatırken kafamı ve kaşlarımı hafifçe kaldırarak karşılıyorum. "tsçık" yaparız ya hani, onun sessizi. at hırsızı tipli olduğum için ısrar eden pek çıkmaz öyle.

avrupa'da da romanyalılar çok yapar bu sinyalciliği.
0
chezidek
(26.04.21)
Ahhahfs ben de hep "Pardon bi sey sorabilir miyim?" diye yanasip direkt soruyorum ama tekinsiz degilim sanirim ondan herkes dinledi su vakte kadar :D Ben de dinliyorum, is paraya gelince uzuyorum. Dinleyin ne olcak..
0
e mice
(26.04.21)
(19)

Akademisyen olmak için evrimi kabul etmek şart mıdır?

osuran imam
Tuhaf bir soru oldu ama böyle bir olay var. Şimdi diyelim ki adam sosyoloji çalışıyor veya matematik, felsefe filan. Yani doğa bilimleri dışında bir alanda çalışıyor olsun. Bu şahsın akademisyen olması için evrimi kabul etmesi şart mıdır? Yani hukuken değil tabii, etik olarak soruyorum. Kendi aramız
Tuhaf bir soru oldu ama böyle bir olay var. Şimdi diyelim ki adam sosyoloji çalışıyor veya matematik, felsefe filan. Yani doğa bilimleri dışında bir alanda çalışıyor olsun. Bu şahsın akademisyen olması için evrimi kabul etmesi şart mıdır? Yani hukuken değil tabii, etik olarak soruyorum. Kendi aramızda tartışırken böyle bir mesele çıktı. Farklı perspektifler var mı, merak ettim.
0
osuran imam
(26.04.21)
Etik olarak niye şart olsun ki? Yani evrim kabulünün etik ile ilgisini çözemedim ben. Hani doktorlar için hipokrat yemini bişekil etik meseledir o yüzden şart olur falan ancak evrimin kabulü ya da reddinin akademisyenin görev tanımıyla etikle alakası falan hiç yok ki.

Misal kişi tarihçi ise ve gidip Osmanlı tarihi ile ilgili araştırma yapıyor ise evrimin kabulü burda ne gibi bir işlev görecek? Hangi durumun yasanmasinin ya da yaşanmamasınin önüne geçilmiş olacak. Sosyolog, filozof, matematikçi vs için de aynısı geçerli.

Kısaca bence çok alakasız şeyler.
0
j r r tolkien hayrani
(26.04.21)
Bırakın doğa bilimleri dışını, bu ülkede biyoloji bölümünde bile evrimi kabul etmeyen akademisyenler, öğretmenler vs olabiliyor. Böyle bir kıstas yok ki. Bana kalırsa tüm bireylerin evrimi kabul etmesi gerekir, ama maalesef gerçeklik bundan uzak özellikle bizim ülkemizde.
0
isabella was a ginger
(26.04.21)
Bana göre de alakasız ki çok başarılı olup hala yaratilisa inanan insanlar da var. Matematikte iyi olmak için dine inanmak/inanmamak/evrimi anlamak gerekli değil.

Biyolog olup evrime inanmayan biraz komik olurdu tabi. Ya da doğa bilimci vs olup.

Etik olarak sıkıntı kişi kendi inançları sebebiyle bilimi reddederse olur. Yani biyolog kişi evrime inanmayip gidip makale olarak insanlar bonobolarla alakasizdir vs derse, evet sıkıntı olur.
0
logisticsmanager
(26.04.21)
Sıkıntı şurda zaten: evrim bilimsel bir olgu. Bu durumda evrimi kabul etmediğinde doğal olarak bilimi de reddetmiş oluyorsun. E bu durumda senin akademide bilim yapman sorun yaratır. Çünkü evrimi reddederek bilime karşı durmuş oluyorsun.

Böyle mi hakikaten?
0
🌸osuran imam
(26.04.21)
insanlar kendi alanlarında uzmanlaşıyorlar ve akademisyen oluyorlar. özellikle de sözel bölümlerde evrim'in e'sini bile bilmesine gerek yok ki kimsenin ilerleyebilmek için. mühendislik bölümleri de sayısal mesela, bir sürü fen lisesi mezunu falan var, ama dine ve yaratılışa inanan insan sayısı epeyce bol. sizin söylediğiniz şey çok mantıklı olsa da ancak kurgusal bir ütopyada söz konusu olabilir galiba.

biyoloji okuyor bile olsa, önüne birtakım dersler çıkıyor, o da ezberleyip geçiyor sınavları, algılayıp içselleştirmesine gerek bile yok. dersi geçtikten sonra beyninden siliyor. "bu dersleri alıp, geçip de nasıl bu kadar cahil kalabilmiş" dediğim çok insan oldu benim.
0
isabella was a ginger
(26.04.21)
Evrim = Bilim çok yanlış ve sakat bir eşitlik. Bilim evrimden büyüktür, evrim bilimsel yöntem ve ölçütler sonucunda ortaya çıkmış bir şey sadece.

Bugün bir bilim adamı cıkıp da evrimin olmadığını bilimsel yöntem ve kanıtlarla sunarsa evrim de pekala geçerliğini yitirebilir. Bilim dediğimiz şey zaten bu. Onun gelişmesi ilerlemesi de böyle oluyor. Einstein gelene kadar da kimse Newton fiziğinden hiç şüphe etmiyordu o mantıkla. Einstein da newtondan şüphe ettiği için bilim adamı değildi o mantıkla. Gerçekte öyle mi peki?
0
j r r tolkien hayrani
(26.04.21)
Evet bilim evrimden tabii ki büyük. Ama neticede Bilim'in (yani baş harfi büyük olan, kurum olarak bilimin) bir disiplini tarafından gözlemlenmiş bir olguyu reddetmek, "ben şu şu disiplinin şu şu gözlemini kabul ediyor, şu şu gözlemini reddediyorum" demek anlamına gelmiyor mu bu? Bilim ve bilimsel düşünce bir bütün değil mi?

Bilim tabii ki yanılgıları dışlayarak ilerliyor, ama neticede her an tersi ispatlanabilir diyerek bilimsel bir gözlemi kabul etmemenin varacağı nokta bilim karşıtlığı değil mi?

Yani bunlar benim kabul ettiğim fikirler değil, sadece sorgulamak açısından yazıyorum.

Öyle mi, değil mi?
0
🌸osuran imam
(26.04.21)
bu bilimde "uzmanlaşma"nın getirdiği bir problem. pratik anlamda, bir alanda uzmanlaşmayı seçmiş bir kişinin ilerleyebilmek için diğer alanlarda ne gibi gelişmeler olduğunu bilmesine pek gerek yok. bu konuda bir yazı okumuştum ama yazarını hatırlayamıyorum. aklıma gelirse yazarım.
0
isabella was a ginger
(26.04.21)
Hocam çok ayrı şeyler bunlar. Bilim, bilim adamından bilimsel yöntem ve değerlere bağlı hareket etmesini ister. Bilimdeki her şeyi gözü kapalı kabul etmesini değil. Zaten böyle baştan kabullenme durumu en temelde bile bilimle çelişir çünkü dediğim gibi bu ilerlemeyi engeller.

Sen eğer çalışmalarını bilimsel doğrultuda yapıyor, onun değerlerine bağlı kalıyorsan yeter. Senin dediğin durum bilimde çok daha büyük sıkıntılara sebep olur, bilimi bilim olmaktan çıkarır. "Bu kişi evrime inanmıyor o yüzden onun çalışmalarını direkt ele" tarzı bir noktaya getirir. Sence bu mantıklı mı?
0
j r r tolkien hayrani
(26.04.21)
Ben işin felsefesiyle ilgileniyorum, o yüzden başta etik diye belirttim. Tabii ki bir sosyoloğun çalışma yapması için evrimi bilmesine bile gerek olmayabilir. O yüzden pratik kısmı bir tarafa bıraktım. Benim sormak istediğim, bilimin bir disiplinine karşı çıkıp yine de bilim yapmanın etik olup olmadığı. Böyle davranan birinin davranışı etik mi değil mi, bunu merak ediyorum sadece. Evrime karşı bir sosyoloğun çalışmalarının değeri filan değil.
0
🌸osuran imam
(26.04.21)
j r r tolkien hayrani çok güzel açıklamış. evrimde şu an için geçerli olan kuramların hepsini kabul ediyorum, aksini söyleyenle de selamı sabahı keserim yaklaşımı tüm bilim insanlarının kabul ettiği bir anlayış olsaydı şu ana kadar bilim diye anlattığımız şey gram ilerlemezdi diyor. en kesin görünen şeye bile şüpheyle yaklaşmak, bu böyle kabul ediliyor ama tersi de gayet mümkün olabilir diye düşünen insanlar sayesinde bilim ilerliyor. etik olarak da bilimsel olarak da hiçbir kabul şartı olmamalı mantıken.
0
del piero10
(26.04.21)
bence evrim ağacı'nın videosunun şu kısmı da epey açıklayıcı:

youtu.be
0
infernal majesty
(26.04.21)
Etik kısım işini nasıl yaptığın ile ilgilidir bence. En başta da dediğim gibi bir doktorun gidip hipokrat yemini etmesi kendi işindeki etik ile ilgidir çünkü bu durum işini nasıl yapacağını etkiler ve bu yemin ile de birtakım şeylerin yaşanmasının önüne geçilmiş olur. Evrimin ise etik ile, işini nasıl yapman ile ilgisi yok bence.

Bilim yaparken ilgili alanda araştırma yaparsin ve bişeyler sunarsin önemli olan budur. Sen gidip alanında bilimsel yöntemleri kullanarak araştırma yapıyor, yaptığın araştırmaları da bilimsel ölçütleri vs kullanıp sunuyorsan bilim yapıyorsundur çünkü onun ilkelerine göre hareket ediyorsun. Bunun dışında gidip evrimin olmadığına hatta dünyanın düz olduğuna bile inanabilirsin ve bunun da etikle alakası olmaz çünkü bunların senin kendi alanındaki işi nasıl yaptığınla pek alakası yok.
0
j r r tolkien hayrani
(26.04.21)
şöyle düşünün dünyanın düz olduğunu savunan yada yerçekimi diye bir şeyin olduğuna "inanmayan" bir akademisyenin alanı ne olursa olsun bilim insanlığına güven duyar mısınız? yani cidden bir matemetik yada sosyoloji prof. u dünya düzdür dese, gece ve gündüzü çeşitli varlık yaratıyor dese ne kadar başarılı olursa olsun ona saygı duyar mısınız? eminim yüzde 99 hayır diyecektir. e peki neden evrim söz konusu olduğunda aynı durum söz konusu olmuyor sizin için?

çok sık dile getirilmesine rağmen hala insanlar bilimde teori ve kanunu karıştırıyor. işin daha kötü yanı ise bilimin sorgulayıcılık "ilkesini" öne sürerek evriminde sorgulanması gerektiğinin öne sürülmesi ve bunun bilimin gereği olduğu iddia edilmesi. evrimin sorgulanacak bir tarafı yok evrim geçmişteki bilim insanları tarafından sorgulandı ispatlandı tıpkı dünyanın yuvarlaklığı ve kütle çekimi gibi. bilmem kaçıncı dereceden nonlineer denklemleri topografik hede hödösöne dair bir matematiksel kuramı ispatlamak için nasıl bir matematikçi öklid teorisini tekrardan ispatlayarak başlamıyorsa çalışmasına yaşama ve biyolojiye dair her hangi bir çalışmada da evrimin temel kuramlarının ispatlanması ile uğraşılmaz, geçmişteki ispatlar, kuramlar, çalışmalar doğru kabul edilerek onların üzerine kurulur yeni kuramlar.

ayrıca "matematikçiyse, psikologsa, sosyologsa bilmemneciyse evrimi kabul edip etmemesinin bir önemi yok kendi alanı değil sonuçta" şeklinde bir bakış açısının tehlikeli ve bilimsel düşünceyle bir alakası olmadığını düşünüyorum. zira bilim bir bütündür. bilim sizin inancınızdan bağımsız somut olguları irdeler, inceler. siz somut olguları işinize, keyfinize, mantığınıza, inancınıza uymadığı için kabul etmiyorsanız bilimsel düşünce üretecek mantaliteden yoksunsunuz demektir. şu halde üreteceğiniz çalışmaların da güvenilirliği sorgulanır olacaktır. evet belki "gelişmekte olan toplumların bireyselleşme sürecinde pandiklenmenin etkileri" konulu bir çalışmaya evrimin kabul edilmemesi doğrudan etki etmeyeecektir ancak evrimin reddine sebep olan düşünce, fikir ve inancın etkisinin yoğun olarak irdeleneceği bir çalışmada -misal toplum - birey - din ilişkisi gibi- evrimin reddinin sebep olduğu mantalite çalışmanın bütününe daha fazla etki edecektir kuşkusuz. çünkü çalışmayı yapan bilim insanı labarotuvara girerken fikir ve inançlarını kapının ardında bırakmamıştır.
0
issiz karga
(26.04.21)
@issiz karga +1

hukuken olayını geçtim, bunun etik sorgulamasını daha alanında bilim, araştırma, çalışma vs. yapacak kademeye gelmeden yapması, aşmış olması lazım. aksini iddia eden inançlıdır ve dinini reddetmemek için kılıf arıyordur. "bilim her şeye şüpheyle yaklaşır" önermesi elbette doğru ama evrim konusunda yanlış. 2+2'ye nasıl artık şüpheyle yaklaşmıyorsak evrim'e de yaklaşmıyoruz. çünkü evrim teori olmaktan çıkalı epey oluyor.
0
lesmiserables
(26.04.21)
@issiz
Hocam burdaki sıkıntı "güven" sıkıntısı. Kişiye duyulan güvenin bilimsel çalışmayı değerlendirme ile ilgisi olmamalı. En azından bilim camiası kişi ve yaptıkları ayrımını yapmış -ki zaten olması gereken o-. Eğer bir kişinin bilim insanı olarak değerlendirip değerlendirmeme kriteri neye inandığı ise zaten bu değerlendirme bilimsel, objektif bir değerlendirme değildir.

Kişinin bilim insanlığını değerlendirme kriteri o kişinin ilgili alanda nasıl çalıştığı ve ürettiği eserlerin, çalışmaların yine aynı alanda yetkin kişiler tarafından bilimsel kriterlere göre değerlendirilmesi şeklinde. Yani atıyorum "dünya düzdür" diyen bir prof olduğu zaman gidip onu "X konusunda bilgisiz olmakla" ya da "X konusunda cahil olmakla" nitelendirebiliriz ancak gidip de bilim insanı olmamakla nitelendirmeye çalışırsan işte o zaman iş değişir.

Bunun dışında "bilim şüpheyle yaklaşır" düşüncesine tehlikeli demek de bence esas yanlış olan. Bilim sana diyor ki "eğer yanlış olduğunu düşünüyorsan gel de ispat et" bu kadar basit. Sen gidip "öncekiler bunu yaptı" o yüzden aksini ispatlamakla uğraşma dersen bilimle çelisirsin çünkü o kapıyı kapatıyorsun. Bilim ise açık tutuyor, zaten eğer bir konu kesin ise başkası onun yanlışlığını ispat edemez ancak onun yanlışlığını belirlenen kriterler içinde göstermeye çalışmak da bilimin içinde olan bişey.

Bir de bilim her zaman "şunlar bunu bulmuş, ben de üstüne bunu koyayım" şeklinde gitmiyor ne yazık ki. Bazen yapılan bir deneyin, çalışmanın sonucu oyle değişik oluyor ki önceki çalışmaları yerle bir ediyor. Bu durumda gidip "ama öncekiler bunu ispatlamıştı, o yüzden bizimki yanlış olmalı" demiyorlar. Oturup onun sonucunda yepyeni birşey çıkarabiliyor.

Yine aynı örneği vereceğim sıkacak belki ancak Einstein gibi bir örnek var elimizde. Bu adamın yaptıkları resmen bilimde devrim niteliğinde olmasına karşın ısrarla "tanrı zar atmaz" vs deyip durdu. Şimdi bu adam evrimi bişekil kabul etmesine karşın bir yaratıcıya da inanıyordu. Ee sen şimdi gidip bugün "bilim insanı evrime inanmali" dersen yarın gider bunu "bilim insanı yaratıcıya inanmamali" şekline getirirsin. Ee ne olacak o zaman inançlı adamlar sirf inançları yüzünden bilim adamı değildir mi diyeceksin?

Işte bu yüzden kişinin neye inanıp neye inanmasınin onun çalışmalarinin değerlendirilmesinde pek ilgisi olmamali. Kişi ve yaptıkları ayrımını en azından bilimsel anlamda net olarak yapılmalı.
0
j r r tolkien hayrani
(26.04.21)
@j r r tolkien hayrani dostum belki ben birden fazla konuya aynı anda değinmek istdidğim için anlatmak istediğimi düzgün aktaramamış olabilirim ama dediklerimin aslında eleştirdiklerinle pek bir ilgisi yok hatta özünde senin yazdıklarının bir çoğuna da katılıyorum.

evvela bilim şüpheyle yaklaşır düşüncesine tehlikeli cümlesini aslında biraz türkiyedeki akademik ortamı düşünerek kurdum. hani papaz eriğini imana getiren ve sayıları son yirmi senede oldukça fazla artan kesim var ya onları düşünürek. bizzat "soy babadan geçer" ve "hayvanların duyguları yoktur" cümlelerini kuran doçentlerle tanıştım. işin "akademik" bakış açısı bu şekildeyken avam / halk arasında durum daha da vahimleşip "bilim her şeyi sorgular" cümlesi çok yanlış yerlere çekilip post modern bir tarzda yorumlanıyor. 1 - 2 hafta önce sözlükte yine bir evrim tartışması vardı ve bilim insanı olmadığı hatta kıyısından bile geçmediği kurdukları cümlelerden ve yürüttükleri mantıktan belli olan kişiler bu cümleyi işlerine geldiği gibi kullanarak evrimi çürütmeye(!) çalışıyorlardı. tehlike dediğim nokta bununla alakalı işte. normal, olması gereken bir bilimsel anlayış dediğin gibi "eğer ispatlayabiliyorsan gel çürüt" ama aynı zamanda "aksi ispatlanmamışsa eldeki verilere, deneylere, gözlemlere göre bu doğrudur ve bunu temel alarak yada buna referans göstererek yeni çıkarımlarda bulunulabilir" de der. umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir, bilimin sorgulayıcı olmasıyla hiçbir derdim yok bunun nasıl yapıldığıyla ilgili sıkıntılar var onlara istinaden kurdum o cümleyi.

şimdi güven ve bilim insanlığının değerlendirilmesi kısmında oldukça karmaşıklaşıyor iş. sen biraz işi inanç boyutuna indirgemişsin. son cümlelerinde özellikle inanç evrim çatışmasına çok değinmişsin. evvela biraz düşündüğün zaman senin de şunda hem fikir olacağına inanıyorum "inanç ve evrim çatışmaz. kişi hem bir yaratıcıya inanıp hem de evrim teorisini kabul edebilir" zira inanç çok geniş ve sadece 3 dine indirgenemeyecek kadar büyük bir kavram. üstelik örnek verdiğin einstein ın da düşünceleri zamanla farklılaşmıştı. onu da geçtim bir yerlerde -uzun zaman oldu kaynak veremeyeceğim kusura bakma- einstein ın inanç ve tanrı kavramlarının semavi dinlerdekinden çok farklı olduğunu onun kozmosu bir nevi tanrı olarak algıladığından bahsediyordu. bu doğru olmasa bile -en azından semavi dinlere inanmadığını biliyoruz- einstein ın deist olması evrimi kabul etmesi için bir engel değil. bu inanç meselesi bir yana üstelik einstein ın kuantum fiziği ile sorunlu olduğunu, tam anlamıyla kabul etmemek demeyelim ama kabul etmemeye meyilli olduğunu da biliyoruz. bu durumda ben eisnteinı bilim insanı olmamakla itham edebilir miyim? haşa :) ironik bir şekilde einstein ın düşünceleri ve inancı ikimizinde öne sürdüğü fikirlere anti tez :) şaka bir yana bilimsel güvenilirlik kısmına tekrar dönecek olursam yazımda bir örnek verdim, evet, bilim insanı reddetiği teorilerden çok farklı alanlarda çalışıyor olabilir ancak çalışma alanı reddetiği teorilerle kesişmeye başladığında ne olacak? laboratuvara girerken inancı ve fikirleri kapıda bırakmak derken bunu kastediyordum. farazi bir örnek veriyorum bilimsel açıdan doğruluğu olmayabilir, insan davranışlarının kökeni üzerine çalışan bir psikolog iş insanın evriminin ilk yıllarından bugününe aktardığı davranışlara, güdülere geldiğinde eğer "evrim yoktur, insan yaratılmıştır o yüzden o dönemden aktarılan bir güdü vs de söz konusu olamaz" gibi bir düşünceyle hareket ederse ne olacak? laboratuvar kapısı bu yüzden çok önemli :) insan kendi kişisel inanç ve düşünce dünyasında istediğine inanabilir, düşünebilir ama iş bilim icra etmeye geldi mi düşünce ve inancı icra ettiği çalışmalara engel oluyorsa bu kişinin bilimsel güvenilirliği sorgulanır doğal olarak. aslında önceki mesajımda pek farkına varmadım ama ucundan biraz kişi ve bilimsel çalışma ayrımını bulandırmışım. çok teoride tartıştığımız için pratiğe yansıdığında havada kalıyor olabilir yazdıklarımız. somut bir örnek olarak açıkçası pek zannetmiyorum ki batı akademik camiasında bilimin şu an doğru kabul ettiği kanunları -evrim, termodinamik, kütleçekim- reddeden söylemlerde bulunup da çalışmaları bir einstein, heisenberg, newton gibi ciddiye alınan çok fazla bilim insanı olsun.
0
issiz karga
(26.04.21)
sadece bizim ülkede değil, dünyada klasik darvinci evrimi kabul görmeyen bir çok bilim insanı var. biyoloji alanından da genetikten de hemde. hemde bizimki gibi tıraştan değil gerçek üniversitelerdeki akademisyenler.

buradaki asıl mesele evrim dediğimizde ne anlıyoruz veya ne anlamalıyız? ortak ata? rastlantısal evrim?

evrim kendi içerisinde bir çok tartışmaya sahip. darvinci biyologlar rastlantısal evrimi savunuyor örneğin. harvard'da dahi rastlantısal evrimi reddeden bilim insanları mevcut.

bunlarda mevcut. evrim ve islamı, evrim ve diğer dinleri bağdaştıran bir sürü akademisyen/bilim insanı da mevcut.
0
pardus
(27.04.21)
bugünkü popüler tabirle maymundan geldik argümanı gibi oldukça saçma bir soru bence.

evrimi kabul eden reddeden ve bunu da bir bilimsel arka plana dayandıran bir çok bilim insanı var. müslüman olupta kabul eden ateist olupta reddeden de var. hatta evrim ile ilgili ilk bilimsel çalışma olarak görülen eser islamın altın çağındaki bir müslüman bilim insanı Basralı El Cahiz'in yazmalarıdır. İlk kez doğal seleksiyondan ve daha bir sürü durumdan söz eden yine odur.

özetle kişinin bilim insanlığının rüştünü ispatlamaz evrime dair görüşleri. bu alanda çalışan insanlarda bile çeşitlilik mevcutken diğer disiplinlerde de bunun olması çok doğal olmalı.
0
outis2
(27.04.21)
(4)

üniversite öğrencisine hediye

kaptan maydanoz
annem 3.üniversitesini örgün okuyor şu an online dersleri filan var. doğum gününde kırtasiye tarzı bir şey alayım işine yarasın istedim. hani öğrencilerin keşke şuyum olsa da daha eğlnceli ders çalışsam dediği bir şey. ne olabilir?edit: sözel bölüm.
annem 3.üniversitesini örgün okuyor şu an online dersleri filan var. doğum gününde kırtasiye tarzı bir şey alayım işine yarasın istedim.

hani öğrencilerin keşke şuyum olsa da daha eğlnceli ders çalışsam dediği bir şey.

ne olabilir?

edit: sözel bölüm.
0
kaptan maydanoz
(24.04.21)
Ben bir öğrencime grafik tablet aldım. Artık çoğu ders notu, kitabı pdf halinde olduğu için için soru çözümlerinde not almada falan çok işe yarıyor.
0
lancelot du lac
(24.04.21)
Dersi herkes aynı şekilde çalışmıyor. Eğer kitap ve notlarını bastırıp okuyorsa marker ve pilot/tükenmez kalem seti alın. Yanına da bir iki güzel defter. Dijital olarak okuyorsa da gözlerini yormaması için e-ink'li bir cihaz alın. Pdf okumak için daha büyük olarak yapılmışları var diye biliyorum.
0
isabella was a ginger
(24.04.21)
ikeadan güzel bir masa lambası alabilirsin.
0
onkiloversemtamamım
(24.04.21)
tarihsiz ajandalar çok iş görüyor, hem de şahane tasarımlı olanlar var. Hem kullanışlı hem de şık bir hediye olur.
0
evanesco
(24.04.21)
(9)

Oyun tavsiyesi

anatomik
Edit: En önemli şeylerden birini yazmamışım. Fantastik, büyülü falan şeyler olmasın. Bilimkurgu vs olabilir ama büyü falan olmasın.Heavy Rain, Detroit benzeri hikayesi olan oyunlar arıyorum.Silah kullanımı ya da silah kullanım becerisi minimum olan, korku oyunu olmayan, amacı hikaye anlatıp bir nokt
Edit:
En önemli şeylerden birini yazmamışım. Fantastik, büyülü falan şeyler olmasın. Bilimkurgu vs olabilir ama büyü falan olmasın.

Heavy Rain, Detroit benzeri hikayesi olan oyunlar arıyorum.

Silah kullanımı ya da silah kullanım becerisi minimum olan, korku oyunu olmayan, amacı hikaye anlatıp bir noktadan diğer noktaya götürmek olan bir oyun arıyorum.
Yani oyunu bitirmek için sahip olmam gereken tek yetenek, klavye ve mouse kullanabilmek olsun.
Yok nişan al, yok canını doldur, yok yetenek geliştir vs olmasın.
0
anatomik
(24.04.21)
pispinti
(24.04.21)
Until Dawn
What remains of Edith Finch
Life is strange
Her story (biraz farklı bir oyundur ama denemeye değer kesinlikle)
0
laputa
(24.04.21)
Adventure turunde oyun ariyorsunuz anladigim kadariyla. Oyun sitelerine girip bu tarz oyunlari listeleyip ilginizi cekene bakabilirsiniz. En eski oyun turlerinden oldugu icin bu turde yapilmis cok cok iyi oyunlar var ama eski olmasi dolayisiyla ilginizi ceker mi bilemiyorum. Yine de the curse of the monkey island, grim fandango, full throttle gibi lucas arts klasiklerine bakmanizi oneririm. Oyunlar cok eski olsa da remastered surumleri var goz atabilirsiniz.
0
gibicibicis
(24.04.21)
Disco Elysium
What Remains of Edith Finch +1
Wolf Among Us
Walking Dead Teltale serisi
0
lüzumsuz adam
(24.04.21)
Oyun olarak tanımlayamayız ama Dear Esther'i de seçenekler arasına almanızı öneririm. Benim için, dönüp dolaşıp içinde kaybolduğum muazzam bir deneyim, bilgisayarımdan silmediğim, her zaman orada duran tek yapımdır.
0
krang
(24.04.21)
Öncelikle Soma. Bu zamana kadar oynadığım ve beni gerçek anlamda etkileyen ve de kendine has bir felsefe güden bir oyun. Vurucu bir hikayesi var.

Ondan sonra Life is Strange +1
The Complex
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(24.04.21)
Soma bir nebze korku oyunu sayılabilir. Yaratıklar filan var, kaçmaya ve saklanmaya çalışıyorsunuz. Ama onun dışında hikayesi gerçekten güzel, tavsiye ederim.
Survival craft oyunu ama Subnautica'yı önerebilirim, çok güzel bir bilimkurgu. İlerleyen bir hikayesi var, silah, öldürme vs yok, yabancı bir gezegenin okyanusunda mahsur kalmış durumdasınız, hayatta kalmaya çalışıyorsunuz etraftan bir şeyler toplayıp craft ederek, bir nevi Minecraft gibi, ama okyanus, karanlık, yaratıklar (pek bir zararları yok) vs yüzünden hafif bir korku öğesi var.
İki boyutlu point and click oyunları hakkında ne düşünürsünüz bilmiyorum ama The Dream Machine diye çok güzel hamurdan stop-motion yapılmış bir oyun var. Hikayesi de, görselleri de çok hoş.
What remains of edith finch gerçekten güzeldi, ama ben dear esther'i sevmemiştim. Görselleri ve hikayesi hoşuma gitmemişti. Yanlış hatırlamıyorsam supernatural bir şeyler vardı, hiç sevmem, o yüzden beğenmemiştim. The vanishing of ethan carter'ı da aynı şekilde sevmemiştim.
Firewatch güzeldi. Kentucky route zero da güzeldi, edebiyata ilginiz varsa sevebilirsiniz. The stanley parable çok güzeldi, biraz postmodern bir hikaye. Bu anlattığım oyunlar bir skill gerektirmiyor, ya point and click ya da walking simulator. Hikaye odaklılar.

+ grim fandango
0
isabella was a ginger
(24.04.21)
the long dark?
0
drako
(24.04.21)
control
0
brakgn
(24.04.21)
(14)

Rahatsız olmakta haksız mıyım?

other half
Ben, 20 yıllık kardeşim diyebileceğim çok yakın dostum ve kız arkadaşım bugün bir yerde buluşup birlikte birşeyler yedik. İkisini geçen ay tanıştırdım. İkisi de sıcakkanlı olduklarından hemen samimi oldular. Bugün kız arkadaşım dostuma eğlencesine kahve falı yorumluyordu. Aralarında şöyle bir diyalo
Ben, 20 yıllık kardeşim diyebileceğim çok yakın dostum ve kız arkadaşım bugün bir yerde buluşup birlikte birşeyler yedik. İkisini geçen ay tanıştırdım. İkisi de sıcakkanlı olduklarından hemen samimi oldular. Bugün kız arkadaşım dostuma eğlencesine kahve falı yorumluyordu. Aralarında şöyle bir diyalog geçti

-Yakında sana kısmet görünüyor. Bak burda sarı saçlı güzel bir kadın var sanki
-Sanmıyorum ya ehehehe
-Niye?
-Ne bileyim artık zor geliyor işte bir kadınla tanışıp iyi anlaşacağımı düşünmek falan
-Olumsuz düşünme ya bak hoş yakışıklı adamsın. Olur illaki birşeyler
-Eheheh sağol

Ben buna bozuldum. Onlara belli etmedim tabi. İkisine de ayrı ayrı güveniyorum ama yine de çok rahatsız oldum. Geçen hafta da birşey olmuştu. 10 yıl önce arkadaş grubuyla çektirdiğimiz fotolara bakıyorduk benim kızla. Hangimiz daha yakışıklıyız diye sordum. Bana bu dostumu gösterdi. E ben o zaman dedim. Çekici olmakla tip olarak yakışıklı olmak farklı şeyler, seni çok beğeniyorum gayet çekicisin ama tip olarak bu arkadaşın daha yakışıklı dedi. Ben baya rahatsız oldum. Ona söylemedim yine ama huzursuzlandım. Bilmiyorum abartıyor muyum haksız mıyım durduk yere sorun mu çıkartıyorum. Ne dersiniz? Sizce benim kızla ciddi bir konuşma yapmam gerekir mi?
0
other half
(23.04.21)
Kız seni iyi tanısa bunların rahatsız ettiğini bilirdi.
0
JackDanielSparroww
(23.04.21)
Sevdiğim bir söz vardır, cevabını duymaktan mutsuz olacağın soruları sorma diye. Madem cevap rahatsız edecekti niye öyle bir soru sordun? Ergen kız çocuklarının duymak isteyeceği gibi "sen tabii aşkooam" demesini mi bekliyordun?

Rahatsız olduysan olmuşsundur, bunun haklısın haksızı olmaz. Ama sağlıklı bir düşünce yapısı değil bu.
0
Jux
(24.04.21)
belki de sadece dürüsttür :)
0
candide
(24.04.21)
"Hangimiz daha yakisikliyiz diye sordum."

Durup dururken neden böyle birsey sordunuz ki? Cok absürt. Kiz arkadasinizdan bagimsiz bir kompleksiniz mi var? Muhtemelen buna takildiginizi kiza hissettirmissiniz, o da bu zayifliginizi test edecek davranislarda bulunuyor. Bunu kesinlikle planli ve istemli sekilde yapiyor olmayabilir, belki bilincaltina islemistir. Kadinlar erkeklerde gördükleri zayifliklari biraz tirmalayacak davranislarda bulunup erkegin tutumunu gözlemeyi severler.
0
catgroove
(24.04.21)
Jux +1

bu biraz ilişkinizin konumuna, sürecine, aranızdaki bağa bağlı.
sizin etrafınızda sizden yakışıklı erkekler, onun etrafında da ondan güzel kadınlar var ve olacak.
bunu kabullenmek ve olgunlukla karşılamak en sağlıklısı.
gönlünüz olsun diye, "bence sen daha yakışıklısın" demesi bence çok daha kötü ve çocukça olurdu.

birini yakışıklı bulmakla ondan hoşlanmak veya onunla bir şey yaşamak istemek farklı şeyler.
kız arkadaşınız arkadaşınızı yakışıklı buluyor.
kendi arkadaşlarına da "ay çok yakışıklı çocuk allah için" diyor olabilir.
madem olay bu noktaya geldi, bunu kabullenin.
kıza sormuşsunuz, söylemiş.

aranızdaki bağa güveniyorsanız zaten endişe duymanıza gerek yok.
anlattığınız kadarıyla da güven sarsıcı bir şey olmamış zaten.

ama sıra dışı bir yakışıklılığa sahip değilseniz, cem yılmaz'ın dediği gibi sohbeti "jude law mu, ben mi?" noktasına taşımanız anlamsız.
sahipseniz de anlamsız olurdu ama farklı nedenlerle.
0
blatta hiberna
(24.04.21)
bir konuşma yapmanız yersiz olur. onlara güvendiğinizi zaten belirtmişsiniz, kendinize de güvenin, o sizin kızarkadaşınız, gözünde saygınlığınızı kaybetmenize değecek bi durum yok.
0
engelbert humperdinck
(24.04.21)
Jux+1 harfiyen katılıyorum

ayrıca rahatsızlığın haksızlığı haklılığı olmaz.
yani gayet normal bir konuşma geçmiş.
kız senden ayrılacaksa ne çocukluk arkadaşına ne başka birine gerek var, beğenmiyorsa veya huyundan suyundan rahatsız olursa ayrılır.
bir de neden sürekli bir kendinizi kıyaslama peşindesiniz asıl bu rahatsız edici. eski arkadaşlara bakıp hangimiz daha bişeyiz diye sormak nedir? o foto olmasa bile sizden yakışıklı milyonlarca insan var. eee? so what?
0
rewlack
(24.04.21)
"hangimiz daha yakışıklıyız" soruyu gerçekten biraz absürt olmuş. kız yine dürüst olmuş, bence birçok insan dürüst olmayıp sevgilisinin daha yakışıklı olduğunu söylerdi. kızın çekinecek bir şeyi yok, kendine güveniyor demek ki ki doğruyu söylemiş.
0
isabella was a ginger
(24.04.21)
Bir gün olur da ayrılırsan dostunla kız arkadaşın sevgili olabilir. Onları tanıştırıp samimi olacakları bir ortama sen sokmuşsun. Senin yanında kız arkadaşının dostun da olsa bir erkeğe hoşsun, yakışıklısın demesinin seni rahatsız etmesi gayet normal. Güveniyorum demen de aslında aklına güvensizlik gelmesinden kaynaklanıyor. O öyle bir şey yapmaz diyorsun ama yapar. Kimseye yüzde yüz güvenemezsin. Dost gibi şeyler de 180 derece dönmeye çok müsaittir. Dost dediğin biri yarın büyük bir düşmanın olabilir. Normalde bir erkek sevgilisine sen çekicisin ama şu kız senden daha güzel deseydi o erkek tribin kralını görürdü.
0
dissendium
(24.04.21)
dissendium +1
0
anais
(24.04.21)
Dissendium +1

Kadınım, arada cilveleşmek için erkek arkadaşıma böyle sorular sorarım şakasına, “sen bebeğim” demezse gözlerini oyarım. Ha bana göre de sevgilimden başka yakışıklı erkek yok, çok beğeniyorum kendisini. Ama şöyle diyeyim, beğendiğim için sevgilim kendisi, sevgilim olduğu için de yakışıklı buluyorum. Yani karşılıklı.

Sevgilinizle aranızdaki dinamiği bilemeyiz, sevgilinizi de tanımayız.
Bazı insanlar daha tutkulu iken atıyorum bazıları daha net ve ters olabiliyor. Yani sevgilinizin sizi sevme biçimi farklı olabilir. Ancak, sevginiz sizi seviyorsa zaten sizi “yakışıklı” buluyordur. Ben bazı arkadaşlara katılmıyorum, sorduğunuz zaman sizin kırılacağını düşünebilirdi. Belki de bilerek söylemiştir dediğim gibi dışardan iyi gözlemlemek gerek böyle durumlarda. Bana da sevgiliniz ve arkadaşınız aranızda elektrik/çekim olmuş gibi geldi ama bu sadece sizin anlattıklarınız şeylerden kaynaklanıyor belki böyle bir şey yoktur. Bakın bakalım.
0
Hallegadola
(24.04.21)
Fal dialogu kisinin mesrebine gore degisir kiz icin son derece dogal ve art niyetsiz olan soylem sana ters geliyor olabilir. Foto diyaloguna gelince de kadinlar erkekler bu tarz seylere kirilmaz zannediyorlar. Sen desek arkadasin daha guzel burnundan getirir, ama rahatca kendileri soyleyebiliyor boyle seyleri.
0
pofudukayi
(24.04.21)
sondan başlayayım. ciddi bir konuşma yapman gerekmez. konuşarak çözülecek bir şey olduguna inanmıyorum.

kahve falı olayı neyse de diğer soruna verdiğin cevap ile birleştirince gerçekten rahatsız olunacak bir durum.

senin bu soruyu sorman saçma olmuş ama belki de bir şeylerden şüphelenip sordun. verdiği cevap çok yanlış olmuş. bir daha asla ikisini bir araya getirme bence.

20 yıllık arkadaşınla aranızdaki samimiyete güvenerek böyle rahat davranıyor olabilir kız arkadaşın. ama aynısını sen yapsaydın ne olurdu bir düşün istersen.
0
dafuq
(24.04.21)
gönül işine mani olunmaz. bence gerek yok karışmanıza. sorduğunuz soru da bence saçma. o mu ben mi nasıl dostluk bu?
0
mikahakkinen
(24.04.21)
(12)

Bana herkesin bebiş, tatliş vs demesi??

alisamadim
Merhaba 26 yaşında erkeğim. İş yerinde benden daha kıdemli kadınlar bana böyle hitap ediyor. Hatta bugün yaşıtım, benzer pozisyondaki bir kadın da benzer şekilde seslendi, üstelik ben 'siz' hitabını bir kaç kere vurguladığım halde devam etti.Ben karşı cinsten herkese 'siz' hitabı dışında bir hitap k
Merhaba 26 yaşında erkeğim. İş yerinde benden daha kıdemli kadınlar bana böyle hitap ediyor. Hatta bugün yaşıtım, benzer pozisyondaki bir kadın da benzer şekilde seslendi, üstelik ben 'siz' hitabını bir kaç kere vurguladığım halde devam etti.
Ben karşı cinsten herkese 'siz' hitabı dışında bir hitap kullanmıyorum. Ne dış görünüş ne hal hareket kesinlikle feminen bir duruşum yok. Bu iş yerinden önce çalıştığım hiç bir yerde başıma böyle bir şey gelmedi. Yanlış anlaşılmasın olayı sadece anlamlandırmaya çalışıyorum.

Not: Duyuru kendini imha edebilir.
0
alisamadim
(22.04.21)
Demek ki orasının havası öyle. Atmosfer basıncı düşük.
0
1bir1bir1
(22.04.21)
Seni kullanmak istiyorlar bu kadar basit. Onların gözünde ayak işleri yapacak, zararsız ve acemi elemansın.
0
Dr
(22.04.21)
dişil enerji çok fazla anladığım kadarıyla. siz onların kıvamına gelene kadar aynı hal ve hareketlere devam ederler sonra siz de o kıvama gelirseniz bu sefer de basit vs diye de cırcır konuşurlar. değişik bir psikolojik olay var.
0
evimin paspasi
(22.04.21)
"Konuşanlar" ve "hasan can kaya" effect olabilir :)
0
ananiyimioguz
(22.04.21)
"buyur bacım" ile bu gidişe belki bir son verilebilir.
0
Erva
(22.04.21)
Hiç sevmem bu hitapları ben de açık açık söyle, devam ederlerse tamam apla, teyze, bacım, yenge, baldız vs de yardır.
0
Hallegadola
(23.04.21)
Paspas + 1

Hitaplardan hoslanmiyorsan inat et ve onlarin kalibina girmeden dik durarak saygili iletisimi surdur.
0
cleric
(23.04.21)
Çok itici. Bazı kadınlar böyle oluyor. Yaşları da sizden büyükse bir de bir tür dominant olma aracı olarak o hitapları kullanıyor olabilirler. Bir kadın olarak hiç anlamadığım bir şey bu, nasıl bir psikolojileri varsa. Bana da "canım" filan diyen bir hemcinsim olursa aşırı sinir oluyorum. Saygısız ve boş insanlar oluyor genelde bu tür kadınlar. Bence hoşlanmadığınızı net bir şekilde belirtin, nasıl olacak bilmiyorum ama.
0
isabella was a ginger
(23.04.21)
hahahaha. ya ben de öyle hitap ederim insanlara, bu dile çevremdekileri de alıştırırım ve bi süre sonra başta yadırgayanlar dahil herkes böyle konuşmaya başlar, ortam beybinden minnoydan geçilmez. belki durum budur ya. hahahah.
0
snape i başından beri tanırım
(23.04.21)
Sakal bırak.
0
the coon
(23.04.21)
Dişil enerjiyle alakalı bir durum olduğunu düşünmüyorum. Ben de kadınların fazla olduğu bir yerdeyim kimse kimseye laçkalıkta bulunmuyor. Sınırlar aşılmış bence sizin iş yerinizde.

Bir kadın olarak karşımdaki insana bu şekilde konuşabiliyorsam büyük ihtimalle herhangi bir tepki görmemişimdir. Görülmese bile yapılmaması gerekir gerçi.

Bence sorun sizde değil karşınızdaki insanlarda. Sert ve aşırı net şekilde ilk tepkinizi vermeyin. Tavsiyem bebişim, canikom tarzı laf edildiğinde o yöne bakmayın veya o işi bir süreliğine yapmayın. “Niye yapmadın?” derlerse “şunu yap x demediğiniz için üstüme alınmadım valla” diye ufaktan rahatsız olduğunuzu belirtin. Azıcık aklı olan insan anlar. He anlamazlarsa yine sert olmayacak ama anlaşılacak ve net şekilde “x dersen sevinirim” “işyerinde bu tarz hitaplar hoş olmuyor “ diyin ortamdan gidin.

Siz kalp kırmayayım yanlış anlaşılmasın dedikçe tepenize çıkarlar. Erkekler böyle durumda net olurlarsa kadınlar ne olursa olsun geri çekilir. Ama istikrarlı olmanız önemli. A diyince laf edip b diyince etmezseniz ortamda sizi bozarlar.

Rahat ve kendinizden emin olursanız hallolur.
0
bugun hava gunluk gureslik
(23.04.21)
valla bizim kızlar bana bebeğim deyince kendimi çok seksi hissediyorum niye kötü bir şey olsun anlamadım :D
0
ckisc
(23.04.21)
(17)

bölümü bırakıyorum ve fikirlerinizi dinlemek istiyorum

kimilolo
3 yıldır marmara işletme okuyorum. sıfatım öğrenci ama boş gezenin bile kalfası olamayacak biriyim. günlerim kitap okumakla geçiyor. ev arkadaşlarım netflix e yeni bölümün düşmesini beklerken ben su gibi kitap okuyorum. şahane vakit geçiriyorum onların yerinde olmak istemezdim ama hayat böyle geçme
3 yıldır marmara işletme okuyorum. sıfatım öğrenci ama boş gezenin bile kalfası olamayacak biriyim. günlerim kitap okumakla geçiyor. ev arkadaşlarım netflix e yeni bölümün düşmesini beklerken ben su gibi kitap okuyorum. şahane vakit geçiriyorum onların yerinde olmak istemezdim ama hayat böyle geçmez ki...

zaten bu kitaplar yüzünden bölüme ilgim kalmadı. kitap okumak varken niye ders çalışayım diyorum. kaldı ki işletmeyi bitirsem ne olacak?

işin en kötü tarafı üniversite sınavına tekrar girsem okuyacak bölüm bulamıyorum. miras kalacak olsa türk edebiyatı ya da sanat tarihi keyif bölümlerinden birini okurdum.

kitaplar mı beni batırdı yoksa onlar sayesinde mi hayata tutunuyorum bilmiyorum.

3 ay sonra mezun olduğumu düşünüp hayal kuruyorum: facia!
mezun olmayıp okumaya devam etsem daha büyük rezillik.

bölümü okumaya değer bulmuyorum. bölüm hocaları bile ben bu dersi niye anlatıyorum ki hiçbir işinize yaramaycak edasıyla derse geliyor. erkek olsam su elektrik ustası olur yolumu bulurdum mesela. bu haldeyken elimden bi iş te gelmiyor.

bölümü bitirmek için 2 sene sıkı çalışmam gerek. işte o heves yok. kendimi kandırıp masaya oturamıyorum. bu konuda lütfen tavsiyede bulunmayın. bu konu çok konuşuldu ve çözülemedi.

işin en tuhaf tarafı halimden gayette memnunum. öyle salak bi ruh haliyle geziyorum.

neyse duyuru halkı bi yol gösterin bakalım. dinleyeyim sizleri...
0
kimilolo
(21.04.21)
maddi olarak nasıl geçiniyorsunuz? aileniz çok mu zengin? kurulu bir işleri mi var başına geçebileceğiniz?
0
elorelia
(21.04.21)
ben okuduğum okulu sevmiyordum ve senin gibi bölüme ilgisizdim. aile eş,dost baskısıyla o kadar sene okumuşsun bırakılır mı felan diye diye 10 senemi yediler. sonuç olarak da mezun da olamadım. özetle o bölüme karşı içinde istek yoksa okuyamayacak gibiysen bırak olmayınca olmuyor çünkü. ha ama hiç birşeye isteğim yok diyorsan o kötü işte çünkü diploma olmadan hiç bir iş yapamıyorsun hiç bir kapı açılmıyor sana. kendine yol çizmen gerekiyor ki ben zamanında herşeyi akışına bıraktığıma aşırı pişmanım. öğrencilik zamanı insan anlamıyor ama bu iş silsile halinde bütün hayatını etkiliyor. benim gibi yolunu çizmekte çok fazla zaman kaybedersen hayatını düzene oturtamıyorsun. 35 yaşında düşük gelirli, hala meslek değiştirmeyi düşünen bir insan olmak hiç hoş birşey değil mesela.
0
genc irisi
(21.04.21)
daha iyi bir bölüm okumayacaksan ya da iyi bir iş/kariyer planın yoksa bitir derim. iş ilanlarında 4 yıllık diploma işe yarar.
0
jelly bear
(21.04.21)
Bir meslek öğrenmeye bakın. Güzel 2 yıllık bölümler var. Onlara bir bakın belki beğeneceğin çıkar.
0
indifferent
(21.04.21)
Tamamen yanlış kafadasin. Bu moddan acil çıkman lazım . Kendine yazık edersin. Okusam nolcak deme sen diploma al başka bı kapı açılır sonra ah edersin ama geriye donemezsin.
Dersler basit çalışınca geçilmeyecek bişey yok.en kötü ilgi alanın olan bu konuda yüksek lisans yaparsın ama lisans önemli,
Daha sonra başkalarının eline bakmamak için bu basit isi once bitirmen lazım
0
cakmayazar
(21.04.21)
hepimiz o yollardan geçtik, ama emin ol işletme yerine mühendislik ya da hukuk vs okusan da durum çok farklı olmayacak emin ol. ülkede eğitimin hali malum, zaten ülkede üniden mezun olanların %99 u sadece diploma alıyor, işle ilgili herşeyi işte öğreniyor. Diploma sadece bir araç, kişinin kendisinde bitiyor iş.

Mesela işletme mezunu olup kendisini yetiştirip kalıp fabrikası açan makina üretip satan birini tanıyorum. Keza makina mühendisi ve hukuk mezunu olup insan kaynakları ve satış bölümünde çalışan insanlar var. Ne iş yapacağın, hayatta ne yapacağın tamamen senin isteklerine kişiliğine bağlı olarak şekillenecek.

Her ne kadar o diploma sadece bir kağıt parçası olsa da gerekli bir kağıt parçası. 3 sene geçmiş bitmiş azcık daha dişini sık o diplomayı mutlaka al. Türk edebiyatı ya da sanat tarihi de okusan o hocalar gene slayttan ders notu okuyup geçecek, mevcuttan çok farklı olmayacak emin ol. Ama ne olursa olsun elinde mutlaka bir diploma olsun, yoksa ileride çok pişman olursun. Bu bir süreç, bir an önce geçsin gitsin gözüyle bakacaksın.

Alternatif olarak üniyi bıraktın ve lise mezunu olarak kaldın diyelim, o zaman ne yapacaksın ne planın var? En iyi ihtimalle a101-bim de çalışırsın ben sana söyleyeyim.
Neyle karşılaşacağını bil ona göre ver kararını, karambole acele karar verme .

Ben de senin gibiydim, erciyes işletme mezunuyum, okulla alakam yoktu, 4 sene boyunca toplasan 30 saat derse girmemişimdir, bir şekilde okul bitti diplomayı aldım. Şimdi halim vaktim yerinde özel sektörde 15 bin civarı bir maaşla çalışıyorum. Benimle aynı bölümden okul birincisi olan kız kpss ile düz memur kadrosuna yerleşti, 5 bin civarı maaşla takılıyor. Diyeceğim o ki üniversite ve diploma iş hayatına ilk girişte önemli ama sonrası tamamen senin elinde.
0
zikardo
(21.04.21)
Öncelikle tam şu an elinde hangi kitap var çok merak ettim:)
Söylediklerini ve benzer hisleri zaman zaman paylaşmakla birlikte acil olarak bu kafadan uzaklaş. Kariyeri, işi gücü, alıştığımız toplum normlarını bir kenara bırakıyorum hiç onlar değil derdim. Herkes alıştığımız sa girmek durumunda değil.

Ama ben senin gerçek dünyadan kaçış peşinde olduğunu hissettim. Bence önce bununla ilgilen, niye böyle bir kaçıştasın.

İkincisi, bazen dönemsel hislerimiz hayatımızı etkileyecek kararlar vermemize sebep verebilir. Türkiye'de lise mezunuysan artık hiçbir vasfın yok. Hatta üniversiteler bile sayılmıyor neredeyse. Ama kalburüstü bir okuldasın ve 3 sene okumuşsun. 1 sene daha sık dişini. Çünkü ilerde kafan değişirse o diploma sana yardım eder. ama o diploma olmazsa ve şu anki fikirlerin değişirse pişmanlık hissedersin.

Bence okulu bitir bir şekilde. Sonra istersen otur evinde doya doya okuyabileceğin bir hayat kur, istersen git çalış herkesin yaptığı gibi. Ama o seçme özgürlüğünü eline al. O özgürlüğü de sana diploma verecek.

Ha bu arada, gençsin ve istersen tekrar girip edebiyat ya da sanat tarihi okuyabilirsin. Miras kalmasına gerek yok, doğru çevreyi edinebilirsen bu şekilde para kazanmanı sağlayacak galeriler, organizasyonlar, müzeler vb. dolu İstanbul'da.
Hatta şu an bile oralara başvurabilirsin. İşletme diplomanla. Ama dediğim gibi, yine diploma isteyecekler.

Yani ne yap et okulu bitirmeye zorla kendini:)
0
anten
(21.04.21)
Sadece üniversite mezunu görünmeniz bile ilerideki hayatınız için bir artı. 3 yıl az değil, bırakırsanız onca emeğiniz çöpe gitmiş olacak. Daha önce ilk yılımda bölümümü bırakmıştım ben, çok emek vermediğim için koymamıştı. Sonra edebiyat seven bir insan olarak ingiliz edebiyatı okumaya başladım. Keyifli bir bölüm gibi gözükmesine rağmen doğru düzgün çalışmadım. Okumam gereken kitaplar yerine gittim başka kitaplar okudum bazen. Çünkü mesele bölümün içeriği değil aslında. Bir şey görev haline geldiği anda sıkıcılaşmaya başlıyor. Ders için Virginia Woolf okuman gerekiyor bile olsa, o an sırf görev olduğu için canın istemiyor. Üçüncü yılımda ben de fazla zorlanmıştım ve bıraksam mı acaba diye düşünmüştüm. Ama sonra bütün emeğimin ve acılarımın çöpe gideceğini ve ne olursa olsun üniversite mezunu olmam gerektiğini hatırladım. Dişimi sıktım, şurda iki ayım kaldı sadece. Zaman geçiyor, dişinizi sıkın ve bitirin bence.
0
isabella was a ginger
(21.04.21)
yazdığınız gibi edebiyat ya da sanat tarihi okusaydınız bırakın derdim ama işletme mezunlarının başvurabileceği pek çok yer, pozisyon, alan vs. var yani kapsamı geniş. pek çok bölüm gibi dar bir alana sıkışmış değil. o yüzden bitirin. en kötü kpss çalışıp çok olmayan puanlarla memur olursunuz. o da en kötü ihtimal yani. ayrıca istemezseniz de başka şeylere yönelirsiniz ama üstte yazıldığı gibi elinizde lisans diploması olsun. bir de ne yaparsanız yapın yabancı dilinizi çok seviyeye getirin, hiçbir zaman aç kalmazsınız.
0
rose parks
(21.04.21)
Çok zorlandığınız, bitmek bilmeyen bir finalinizi ya da çok uğraştığınız bir ödevinizi düşünün. Okula gitmek için bindiğiniz vasıtaları, okulda geçirdiğiniz vakitleri düşününün. Çöpe atmaya değer mi sizce? Az evvel kendi bölümümden örnek verdim çünkü bırakıp keyifli bir bölüm bile seçseniz yine aynı şekilde zorlanacaksınız. Türk edebiyatı ve sanat tarihi bölümlerinde aşırı sıkıcı dersler var. Zevkli olanlarda bile zorlanacaksınız. Ve sıfırdan başlamış olacaksınız. Bir 4 sene daha. Üniversite mezunu olmazsanız çekeceğiniz sıkıntıları saymıyorum bile. Bence kesinlikle bu konuyu tekrar düşünün. Gerçekten pişman olursunuz.
0
isabella was a ginger
(21.04.21)
Birkaç yıl önce bazı öğrencilerim aynı soru ile yanıma geldiklerinde, kesinlikle okulu bitirmelerini tavsiye ederdim. Şimdi söyleyeceğim şu: okulu bırakın, yurtdışında bir iş bulun.

Eğitimsiz bir şekilde nasıl bulurum demeyin bence. Lisanstan bir arkadaşım vardı, yıllarını verdi, okudu etti, yurtdışına gitti mezun olduktan sonra. isveç'te bir restorantta çalışıyor, şu anda arkadaş grubumuzdaki en mutlu kişi diyebilirim :)

Yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum ama bana kalırsa üniversite okumayanların yurtdışına gitmesi daha kolay. Üniversite okursan alanındaki en iyilerden olmalısın ki yurtdışına gidebilesin, ama vasıfsız eleman için öyle bir kriter yok.
0
Peerless
(21.04.21)
Ben kaydını dondur demeye geldim. Karar vermeden hiçbir şey yapma. Ne okulu bırak ne okulu bitir. Kendine bir hayat planı oluştur. Önceliğin yurt dışı olsun. Çünkü üniversite mezunu etiketini aldığın an geri dönüş olmayacak. İşletme mezunları ordusuna katılacaksın ve kendini bir yarışın içinde bulacaksın.
0
dissendium
(21.04.21)
cipralex in gelmiş senin
0
jamswety
(21.04.21)
Okulunu bitir normal ortalamayla, kitabını hep okursun. Lise mezunun vasfı yok bu ülkede.

Sonra yeniden Türk edebiyatı mıdır takı tasarımı mıdır ayrı bir bölüm okursun. Ama Marmara işletme fena değil, bitince iyi kötü iş yapar o diploma, sonra çok üzülürsün.

Ayrıca herkes netflixten dizi izliyor ben kitap okuyorum, beni anlamıyorlar, onlar Netflix bağımlısı mal sürüsü ben kültür ataşesi kitap kurduyum demeniz bana hayata bakış açınızın değişim olduğu izlenimini verdi. O insanlar senden daha dolu bilgili akıllı insanlar olabilirler; onların netflix izlemesi, senin kitap okuman bir kıstas olamaz. Bu aşırı kitap okumanın da insanı izole ettiği şeklinde bir duyuru ya da ekşi sözlük başlığı vardı ona bakabilirsiniz.
0
Hallegadola
(21.04.21)
Kitap okumanin iyi bir isletmeci olmakla cok ilgisi var. Bol bol kitap okumaya devam edin.Sadece roman edebi kitaplari degil ekonomi ile ilgili kitaplari da okuyun.
Kitap okumak gercek hayatin alternatifi degil.Kendimizi tamamlayan bir aktivite
0
turkuaz
(21.04.21)
iyi de bu kafayla türk edebiyatı ya da sanat tarihi okuyor olsan onu da bitiremezsin ki. dis dunyadan biraz kopuk gibisin, terapi yardimci olabilir diye dusunuyorum.

"erkek olsam su elektrik ustası olur yolumu bulurdum mesela"
mesela bunun ne kadar ugrastirici ve fedakarlik gerektiren bir sey oldugunun farkinda degilsin. bu tip seyler eksik kalmis. terapi + dis dunyaya karisip tecrube edinmen lazim.
0
hot potato
(21.04.21)
Para nasıl kazanıyorsun, nereden kazanmayı düşünüyorsun
0
KaraSakall
(22.04.21)
(16)

Çocuk yapmak için ideal yaş kaçtır sizce?

isabella was a ginger
7 aylık evliyim (toplam 3 yıllık ilişki), 25 yaşındayım. Bir süre önce kayınvalidemle aramda çocuk yapma meselesiyle ilgili bir konuşma geçmişti. Biz bir süre çocuk yapmayı düşünmüyoruz demiştim kendisine, o da biraz ters tepki vermişti. Tekrar konuyu gündeme getirmedi ama arada ben 23 yaşında anne
7 aylık evliyim (toplam 3 yıllık ilişki), 25 yaşındayım. Bir süre önce kayınvalidemle aramda çocuk yapma meselesiyle ilgili bir konuşma geçmişti. Biz bir süre çocuk yapmayı düşünmüyoruz demiştim kendisine, o da biraz ters tepki vermişti. Tekrar konuyu gündeme getirmedi ama arada ben 23 yaşında anne oldum, ben 22 yaşında evlendim, ben çocuk yaptığımda senden küçüktüm gibi laflar ediyor sanki erken evlenmek marifetmiş gibi. Ki günümüz koşullarında yine de erken evlendiğimi düşünüyorum ben. Eğitimsiz bir kadın değil bu arada, doktor. Benim annem mesela beni 36 yaşında doğurmuş, o örneği verdim, "annen geç çocuk yaptı diye sen de mi geç yapacaksın" dedi, geç çocuk yapmanın dezavantajlarını sıralayıp durdu.

Maddi açıdan kötü durumda değiliz, muhtemelen çocuk yapsak bir şekilde geçiniriz, yardım edeceğini de söylüyor ama yine de yeterli gelmiyor bana bu. Ben daha kendime bakamıyorum, çocuğa nasıl bakayım? Kendim niye yaşadığımı bilmiyorum, nasıl yeni bir insan dünyaya getireyim? Eşim zaten kendisi hala çocuk gibi benden birkaç yaş büyük olmasına rağmen. Onu da hiç baba olarak hayal edemiyorum.

Siz ne düşünüyorsunuz?
0
isabella was a ginger
(21.04.21)
Bu tamamen hazır olmakla ilgili. Birkaç arkadaşım ve kuzenim evlendi, çocukları oldu benimle yaşıtlar. Ben daha evlenmedim, seneye yazın evleniriz diye düşünüyoruz sevgilimle. Temmuzda 27 olcam. 30umdan önce çocuk düşünmüyorum, belki 32'yi de bulur. Annem ve babam hemen evlen de çocuk yap diyorlar, amaç "torununu görmek bir an önce". Görünce ne oluyor anlamıyorum. Annem hastalık hastası zaten, torunumu göremeden ölcem derdinde. Ben bu dert biçimini algılayamıyorum. Gör ya da görme ne olacak. Bir şey mi artacak hayatında. Ölünce zaten pamuğu tıkıyorlar gidiyorsun, orada torunumu gördüm diye hava mı atacaksın olay nedir. Bir de ben bakacağım o çocuğa hazır hissetmeden, evliliğim oturmadan, kocama doyamadan, birlikte eğlenemeden hemen çocuk gelecek. Her zaman bir çocuğum olsun çok istiyorum ama kendim halen daha işten gelip üstünü değiştirip yatağa zıplayan ve gün boyu oyun oynayan, anneden yemek bekleyen, kardeşine sataşmaya odasına giden bir kızım.

Bence anneler ve babalar dünyanın değiştiğini ve çocuklarının hayatına karışmamayı öğrenmeli. Kendisi doğursun çok istiyorsa, ben anneme öyle diyorum. :)
0
Hallegadola
(21.04.21)
Kayınvalidenle fazla konuşuyorsun demek ki. Bu kadar derinlemesine bir muhabbetiniz olmasına gerek yok. Teşekkür ederim bunu düşüneceğiz deyip geçmen gerekiyor. Bu karar sana kalmış, bunun ideal bir yaşı yok, olmak zorunda bile değilsin.
0
roket adam
(21.04.21)
Bence bu oyunlara gelmeyin. Çocuk yaptıktan sonra çocuk ilkokula başlayana kadar hayatınız kilitlenecek. Bu da en az 6, 7 yıl demek. Önemli olan çocuk yapmak değil, o çocuğa bakmak. 25 yaşında çocuk yapsanız en güzel yaşlarınız çocuk peşinde geçecek. Bana göre ideal yaş 30, 35 arası olabilir.
0
dissendium
(21.04.21)
çoook erken daha. benim anneme de kalsam şimdi çocuk yapmam lazım. dinleme bile.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.04.21)
35den sonra doğurganlık azalıyor onu da hesaba katın:)
0
suicides underground
(21.04.21)
30'dan önce yapma diyenlere katılıyorum. Fakat kayınvalidemle samimi değilim, çok konuşmuyorum kesinlikle. Sadece aynı mahallede oturuyoruz, bu yüzden kendisi arada gelip (yiyecek bir şeyler getirme bahanesiyle) biraz oturuyor. Eşim çalıştığı veya yorgun olduğu için çoğunlukla ben ilgilenmek zorunda kalıyorum. Genelde kendisi konuşup bir şeyler soruyor. Niye aynı mahallede ev tuttunuz diyecek olursanız; Ankara'da oturulabilecek en düzgün semt olduğunu düşündüğüm için burayı tercih ettim. Okulum bu sene bitiyor, ondan sonrasında İstanbul (kendi memleketim) veyahut yurtdışına gidebiliriz diye düşünüyoruz.
0
🌸isabella was a ginger
(21.04.21)
Çocuk için karar vermesi, kendini hazır hissetmesi gereken yalnız ve ancak karı kocadır. Hatta kadının daha fazla ağırlığı vardır.
Evlendiğimde 30'umu geçmiştim. Aslında hemen çocuk yapma yanlısıydım. Özellikle çocuk istediğim için değil aman yaşım geçmesin diye. Şükür ki eşim 3 sene beklemeye ikna etti beni. 3 yıllık ilişki ile 3 yıllık evlilik ilişkisi aynı şeyler değil. Bu 3 sene içerisinde oturtacaksınız evliliğinizi. Bu arada daha ufak stres testleri geçireceksiniz ki asıl büyük teste (çocuğa) hazır hale gelin.Annem ve ablam bana yardım ederken bile ben ilk çocuğum 7-8 aylıkken hamilelik bunalımına girdim ki Allah korusun. 25 evlilik için güzel bir yaş ilk çocuğunuzu 30 yaşında doğursanız, (ikinciyi isterseniz) ikinciye 35'e kadar da gayet güzel zamanınız var. Ben 40 yaşıma az kala doğurdum ikinciyi mesela. Gençlik aşısı gibi oluyor. Kimsenin lafına bakmayın.
0
SiyamkedisiZorro
(21.04.21)
Kayınvalideniz 1980'lerdeki yaşam biçimini 2020'lere taşımaya calismis. Bir de başkalarını ne kadar dinlerseniz hayatınız onlarınki gibi olur. Örneğin, ABD'ye gelip doktoraya başlamadan önce annemin arkadaşı kızlarının benimle evlenmesini istemiş, annemin de hoşuna gitmiş. Bir küçük ev kiralarmisiz, onun maaşıyla kira odermisiz, benim maaşımı da harcarmisiz...insanların en yakınınız da olsa sizin için uygun gördüğü hayat bu kadar basit olabiliyor. Dinlemeyin. 35'ten sonra çocuk yapın. Mutlu olmaya hakkıniz var, erkek olarak diyorum, kadinlarin tüm hayat amacı çocuk bakmak olmamalı. Gençliğinizde mutlu da olun.
0
howfaristhesky
(21.04.21)
erken yaparsaniz cocugu annelerinize/babalariniza kilitleme sansiniz daha fazla, hele zaten yaslilarsa (sizi gec yaptiklarina gore) bir yastan sonra torunla ugrasmak istemiyorlar ya da sikayet ediyorlar. yani gec yapmak erken yapmaktan daha zor, yardim edeniniz daha az oluyor.
0
disq
(21.04.21)
Benim 34’te anne oldum, oğlum su an 2 yaşa yakın, dönüp baktığımda keşke eşimle daha erken tanışsaydık da 27-28 gibi çocuk yapsaydık diyorum. Çünkü enerjim yetmiyor, eski canlılığım yok, kilom o yaşımla aynı, tipim çok değişmedi vs ama bir şeyler oluyor ve yaşlandığını anlıyorsun işte...
sizin durumunuzda olsam 27-28 gibi ilk çocuğu, istiyorsanız 32-33 gibi de ikinciyi yapar bırakırdım asffshhs üçü düşünemedim bi an :)
0
somethinginthewayshemoves
(22.04.21)
Benim fikrim:

Bir tane olsun yeter kafasindaysan 34-35 (35'i gectikten sonra risk ozellikle ilk hamilelik ise risk yukseliyor)

2 cocuk kafasindaysan: Ilki 30, ikici max. 35 gibi .

3+ cocuk: 20li yaslarin ortasinda baslamak lazim.
0
cooperr
(22.04.21)
çocuk yapmak istiyorsanız 30'ları geçirmeyin. çocukların enerjisine yetişemezsiniz. 30'dan sonra çocuk yapıp bakmak ciddi manada yıpratıcı.
0
tantunisultansuleyman
(22.04.21)
Edmond honda+1 ne eksik ne fazla. Kayınvalide ile bu kadar içli dışlı olman iyi değil ve bu senin hayatın. Onu ilgilendirmiyor. Sizin cinsel hayatınız olmayabilirdi bile her evliliğin dinamiği farklı. Böyle küstah küstah insanların yatak odası ile ilgili yorum yapan aile bireylerine çok sinir oluyorum.
0
Mossy
(22.04.21)
bence kayınvalideniz haddini aşmış bana da aynı şekilde baskı yapan oldu ama ben ve eşim çok sert konuştuk artık laf söylemiyorlar. sallamıyorum da zaten 8 yıldır evliyiz 35 yaşındayız hala çocuk istemiyoruz.

bana göre biz insanları hayvanlardan ayıran en güzel şey dürtülerimizle değil aklımız ve mantığımızla hareket ediyor oluşumuzdur. doğal olarak aklı mantığı olan insanın da "çocuk yapma hevesi" olmaz. doğru zamanda, geleceği için plan yapmış, korkularını az çok yenmiş, ebeveyn olmanın bilincinde iken çocuk sahibi olmalısınız. bugün modern tıbbın nimetlerinden biri de kadınların çok daha ileri yaşlarda sağlıklı hamilelik ve doğum şansıdır. bence türkiye'de hem hekimler hem de insanlar bazen çok geri kafalı oluyor. bu konuda size baskı uygulamalarına aldırmayın çünkü yanlış zamanda çocuğunuz olursa pişman olduğunuzda artık asla geri dönüşü olmayan bir yola girmiş olursunuz ama ileride hiç çocuk yapmamışsanız yine pişman olsanız da en azından kimsenin hayatını mahvetmemiş olursunuz.
bu konuda yalnızca siz ve eşiniz karar vermeli. sadece maddi olarak değil mental olarak da her şeye hazır olmalısınız çünkü çocuğunuz engelli doğabilir ya da Allah korusun eşinizi kaydebelirsiniz bu durumda tek başınıza çocuk büyütecek geliriniz vs. planlarınız olmalı. içinizi karartmak istemem ama bunların hepsi çok yakınlarımın başına geldi ve maalesef bu ülkede tek ebeveynseniz her şey on kat daha zor oluyor.
0
windymimas
(22.04.21)
dünyanın geldiği noktada daha geç evlenip daha geç çocuk sahibi oluyoruz; ama bedenimiz buna uyum sağlayamıyor. senenin 2021 olmasının bir önemi yok. çocuk aşırı emek ve enerji istiyor büyürken. ben zorlandığımızı hissediyorum. sabah mesai öncesi 1 saat parka götürüyorum bazen. yürümek istemiyor bazen, kucakta 1 saat taşıyınca kollarım ağrıyor. evde de bu cocuğun bir dolu ihtiyacı var.

bu arada genellemek gibi olmasin ama iş hayatında orta burda gördüğüm gec cocuk sahibi olan insanlar cocuklara enerjileri yetmediği için tablet telefon tv ile cocugu oyalıyor. erken cocugu olup 3-4 cocuk yapanlar için de durum benzer.

ideal yaş yoktur. kişiye ekonomiye ilişkiye vs... bir tane şeye bağlı.
0
safak efendisi
(22.04.21)
Evliliğinizden emin olun, 2-3 sene geçsin bi hele. Çok gençsiniz ayrıca, acelesi yok.
0
John Bloor
(22.04.21)
(4)

Instagram'dan telefonuma gelen parola resetleme mesajı

isabella was a ginger
Telefonuma "tap to reset your instagram password" diye bir mesaj geldi. Bu birisi benim şifremi değiştirmeye çalışıyor mu demek?
Telefonuma "tap to reset your instagram password" diye bir mesaj geldi. Bu birisi benim şifremi değiştirmeye çalışıyor mu demek?
0
isabella was a ginger
(18.04.21)
yeap
0
rose parks
(18.04.21)
Çalışmasa da şüpheli bir durum. Mümkünse hesabınızı, şifrenizi değiştirin.

Edit: Diğer arkadaşların dediği gibi size gelen mesaj yoluyla şifrenizi değiştirmeyin. İlk söylediğimi yanlış anlamayın kesinlikle. Kendi hesap ayarlarınızdan değişiklik yapın.
0
dissendium
(18.04.21)
Mesaj olarak gelen linklere tıklayıp şifrenizi oradan değiştirmeyin, bilgilerinizi girmeyin. (bkz: phishing) de olabilir. Şifrenizi değiştirmeden önce adres çubuğunda doğru adresin yazdığından emin olun.
0
hayirsiz
(18.04.21)
@ekşi duyuru sever

Cevabı buraya mı yazmıştınız? Çünkü burada öyle bir şey gözükmüyor. Karıştırıyor olmayasınız?

Mesaj facebook'tan geliyor, aynı zamanda mail de gelmiş. Official hepsi.
0
🌸isabella was a ginger
(18.04.21)
(20)

Cinsel Tercih Kararı Nasıl Oluyor?

silah taciri
Merhaba. Öncelikle gerçekten ama gerçekten cinsel tercih üzerinden normal/anormal sınıflandırması değil hedefim. Çocukluktan ergenliğe geçerken cinsel anlamda da beyin/vücut çalışmaya başlıyor sanırım. Bu dönemde cinsel tercih de şekilleniyordur muhtemelen.. Peki insanların cinsel tercihleri nasıl ş
Merhaba. Öncelikle gerçekten ama gerçekten cinsel tercih üzerinden normal/anormal sınıflandırması değil hedefim. Çocukluktan ergenliğe geçerken cinsel anlamda da beyin/vücut çalışmaya başlıyor sanırım. Bu dönemde cinsel tercih de şekilleniyordur muhtemelen.. Peki insanların cinsel tercihleri nasıl şekilleniyor? Daha doğrusu, nasıl karar veriyor buna insan? İşin psikolojik boyutu kadar fizyolojik boyutu da var herhalde?
0
silah taciri
(18.04.21)
(bkz: tercih değil yönelim)
Kimse oturup düşünüp "ben şu cinsiyetle takılayım" demiyor.
0
kobuzchu kiz
(18.04.21)
Abi sen nasıl karar verdin işte öyle :) bu oturup üzerine düşünülen bir şey değil hissetmekle ilgili
0
freebird5406_2
(18.04.21)
"Tercih", "karar" gibi sözcükleri kullanmamanızı öneririm. Her yerde söyleniyor, tercih değil yönelim. Bu sözcükleri kullanırsanız eğer insanlar sizin homofobik olduğunuzu düşünür.

Eğer heteroseksüel bir bireyseniz kendi yöneliminizin aşağı yukarı nasıl geliştiğini hatırlıyorsunuzdur. İçten gelen, bilinçsiz ve doğal bir süreç olduğunun farkındasınızdır. Diğer cinsel yönelimler için de aynı şey geçerli. Elbette materyalist bir bakış açısıyla bakacak olursak her şeyin bir sebebi vardır diye düşünebiliriz, ama düşünmek gerekir mi bilmiyorum. Çok fazla faktör (biyolojik, çevresel, kültürel, psikolojik) bir araya gelerek ortaya çıkıyor bu durumlar. Aynı şey heteroseksüellik için de geçerli.

@mikahakkinen: duyuru sahibi cinsiyetten bahsetmiyor, cinsel yönelimden bahsediyor. bizim milletimizde nedense bu konuda korkunç bir bilgisizlik ve bilgi kirliliği mevcut.
0
isabella was a ginger
(18.04.21)
Tercih edilen bişey değilki bu? Hmm dur bakalım neyi tercih edeyim mi diyorudz?
Cinsel yönelim ergenlikten çok daha önce belirleniyor.
Bir de kafanız çok karışık veya eksik bilgi sahibisiniz gibi duruyor. O yüzden öncelikle cinsiyet kimliği ve cinsel kimlik arasında farkı da hatırlamak gerekir. Çocukların cinsiyet (toplumsal cinsiyet) kimlikleri bebeklik/çocukluk yaşta oluşuyor, çevresel etkenlerle daha görünür veya daha saklı hale geliyor. Cinsel kimlik veya yönelimse bu cinsiyet kimliğinden (ve nasıl taşındığından) çoğunlukla bağımsız olarak şekilleniyor.

Fizyolojik boyutunda belki interseksler bişey söyleyebilir ancak onlarda bile doğrudan fiziksel etkilerin (hormon, fiziksel gelişim vs) çok etkili olduğunu sanmıyorum .

Özetle doğuştan, kendi genetik ve psikolojik yapımız, uyaranlar ve bu uyaranlardan etkilenme biçimimiz vs .
0
rewlack
(18.04.21)
Heteroseksüel olmayı nasıl “tercih” ettiniz? Bu soru üzerine düşünürseniz cevapları kendiniz bulabilirsiniz.
0
hayaletimsi
(18.04.21)
“Tercih” diyerek düşünüp alınan karar olarak demiyorum. Yönelim terimi daha doğru olabilir. Bazılarımız sadece karşı cinse yöneliyor. Bazılarımız her iki cinse de yöneliyor. Bazılarımız da hemcinsine yöneliyor. Mesela benim anlamadığım şey bu yönelimin nedeni? Sadece ailenin, çevrenin etkisi olduğunu zannetmiyorum. Biyolojik/fizyolojik olarak da sebepler vardır. Tam olarak ne oluyor bunlar mesela?
0
🌸silah taciri
(18.04.21)
@hayaletimsi

Ben olayı eşcinselliğe indirgemedim. Kendime “neden” diye sorduğumda ben de tam cevap bulamadım.
0
🌸silah taciri
(18.04.21)
İşte bu sebepler bir duyuru cevabına yazılacak kadar net ve basit değil.

en.m.wikipedia.org

Belki şurayı okuyarak az çok bir fikir edinebilirsiniz.
0
isabella was a ginger
(18.04.21)
Hocam bunun neyini tam olarak anlamadınız anlayamıyorum. Şimdi sen cinsel yönelim olarak ne hissediyorsan bu da aynı şekilde oluyor, cinsel yönelim senin erkek ya da kadın olmandan bağımsız işleyen bir süreç, senin cinsiyetin erkek olabilir kadın olabilir ama cinsel yönelimin illa diğer cinse karşı olmayabilir bu bir norm değil, hem psikolojik ve biyolojik olarak aynı cins senin ilgini çeker, hetero biri nasıl hissediyorsa eşcinsel biri de aynı şekilde hissediyor bir farkı yok.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(18.04.21)
Bir heteroseksüel olarak bu soruyu soruyorsan zaten inkâr etsen de eşcinselliği anormal olarak görüyorsun demektir. Senin için psikolojik ve fizyolojik boyutu nasıl ise senin dışındaki tüm insanlar için de aynı şekilde.
0
himmet dayi
(18.04.21)
@himmet

Heteroseksüel olarak sormuyorum bunu. Şöyle izah edeyim. Heteroseksüel neden karşı cinse yönelir, eşcinsel neden kendi cinsine yönelir. Beyinde, vücuttaki hangi faktörler cinsel yönelime neden oluyor. Mesela heteroseksüel birey karşı cinsten birisini çıplak görünce uyarılıyor diyelim. Eşcinsel de hemcinsinden birisini çıplak görünce uyarılıyor diyelim. Bnim merak ettiğim şey bunların altında yatan yada yatanlar. Genel olarak yönelimin altında ne var? Olayı hemcins/karşı cins olayına indirgemeden soruyorum. Heteroseksüeller doğru, eşcinseller yanlış gibi bir fikrim yok.
0
🌸silah taciri
(18.04.21)
Abi kimse kimseti dinlemiyor veya anlamaya çalışmıyor. Soru soran dahil.
Cevaplayan bazı arkadaşlara: soru soram eşcinsellik diye bir olay karıştırmamışki? Hemen taşlamaya girişmişiz . Nasıl oluyor diye genel soruyor.


Arkadaşım, cevaben de sana sadece bu fizyolojik bişey değildir; kültürel, psikolojik, çevresel etkenler sebep oluyor diye cevap verildi. Olay fiziksel bir şeyle yön almıyor. Yani ergenlikte veya daha geç/erken biyolojik/ fizyolojik etkiyle cinsel dürtüler doğrudan yön kazanmıyor. “İşin psikolojik boyutu kadar fizyolojik boyutu da var herhalde” hayır yok :)
0
rewlack
(18.04.21)
Hemcinsine arzunun üreme durtusune baskın gelmesi cidden büyük bir olay. Nedenini ben de çok merak ediyorum. Kimi neden arzuluyoruz?
0
epistemic_regress
(18.04.21)
ben eşcinselim. kendimi bildim bileli erkeklerden hoşlanıyorum. ergenlikle alakası yok aslında. 3-4 yaşından hatırladığım şeyler de var. 8-9 yaşından hatırladığım şeyler de var. ergenlikte bir anda keşfedilen bir şey değil, içinde hep var o yani.

nedenini ise bilmiyorum. aslında kimse net bir şekilde neden bazı insanlar kendi cinsinden, bazıları karşı cinsten hoşlanıyor bilmiyor diye biliyorum. bilimsel olarak yani.
0
nathanieltroy
(18.04.21)
@silah taciri
Verdiğiniz cevaplardan yazılanları okumadığınız izlenimi oluşuyor. Cinsel yönelime etkisi olabilecek biyolojik faktörlerin incelendiği çalışmalar mevcut. Siz de illa bunu merak ediyorum diyorsunuz. Link gönderdim ama hala aynı soruyu sormaya devam ediyorsunuz. Merak ediyorsanız açıp okursunuz. Kaynaklarda bilimsel çalışmaların kendileri de vardır, daha ayrıntılı inceleme yapabilirsiniz. İngilizce wiki'den örnek verdim daha güvenilir olur diye ama yok türkçe kaynak istiyorum diyorsanız "cinsel yönelime etki eden biyolojik faktörler" gibi bir google aramasıyla bazı sonuçlara ulaşmanız mümkün.
0
isabella was a ginger
(18.04.21)
Ayrıca ergenlikle alakalı bir durum değil. Hetero bir erkek olarak merve adında bir kızdan hoşlanmıştım ilkokulda. Eşcinsellerin de benzer durumda olduğunu düşünüyorum.
Toplumsal baskı ve cinsel eğitimlerin erken yaşta verilmemesinden dolayı hetero ilişki deneyimleyip hüsranla sonuçlanan vakaları gören kişiler sanki tercihini değiştirmişler gibi algılıyorlar. Mesela murat övünç’ün bir oğlu var. Eşcinsel olan bu adamın kendi kanından dahi olsa ne surette bir ilşkiyle o çocuğu yaptığı meçhul. Belki çok sarhoş olup kendini kaybedip belki tüp bebek gibi bir yöntemle.
0
Unde bach canim
(18.04.21)
Hayatinda hic escinsel gormemis, bu sozcugu duymamis, asiri muhafazakar ulkelerde, ailelerde yasayan cocuklar escinsel oluyor, bu nedenle tercih demek yanlis, cunku tercih olmasi icin secenek olmasi gerekli. Binlerce yil once televizyon yokken, koylerde kabilelerde escinsel dogan kisiler oldu, nasil tercih olsun ki.
0
howfaristhesky
(18.04.21)
@silah taciri

heteroseksüel ya da homoseksüel misin onu bilemiyorum. zaten söylemeye çalıştığım senin bir cinsel yönelimin var. sen bunu nasıl edindiysen, sende nasıl şekillendiyse diğer tüm yönelimlerde de aynı. farklı bir şey aramaya çalışma. bunu yapınca kendini normalleştirip diğer yönelimleri anormalleştiriyorsun istemesen de.
0
himmet dayi
(18.04.21)
@himmet dayi

yav ben kendi yönelişimin nedenini de merak ediyorum. Nasıl karar verdim? mesela beyin kendi içinde kısımlara ayrılmıştır. limbik sistem denen bir şey var. beynin kısımları farklı işlevlere sahip oluyor. amigdala korku, endişe. hipokampüs, kısa süreli hafıza vb. gibi. şu sunumda da cinsellikle alakalı beynin görevlerinden bahsedilmiş.

www.researchgate.net


tekrar ediyorum: ben eşcinseller neden eşcinsel diye sormuyorum? bizi, hepimizi merak ediyorum! Aseksüel de var, heteroseksüel de var, biseksüel de var, eşcinsel de var. genel olarak bu bütün yönelimlerin nedenleri???
0
🌸silah taciri
(18.04.21)
En son sorduğunuz şeyin net bir cevabı yok, o yüzden burada kimse size cevap veremiyor. Ama okumak isterseniz "sexual orientation causes" keywordleri etrafında dolanarak kaynaklar bulabilirsiniz.

www.plannedparenthood.org
www.webmd.com

"Most scientists agree that sexual orientation (including homosexuality and bisexuality) is the result of a combination of environmental, emotional, hormonal, and biological factors."
0
kobuzchu kiz
(19.04.21)
(10)

sozlukten mesaj atip yardim isteyen birine

oscar
sozlukten biri (caylak) mesaj atti ve maddi olarak zor durumda oldugundan bahsetti. kredi karti borcu oldugunu ve isin icinden cikamadigi anlatti. bana mesaj atma nedeni de yazdiklarimdan amerikada yasadigimi gormus ve gerekli olan tutarin benim icin cok onemli olmayacagini dusunmus. acikcasi istedi
sozlukten biri (caylak) mesaj atti ve maddi olarak zor durumda oldugundan bahsetti. kredi karti borcu oldugunu ve isin icinden cikamadigi anlatti. bana mesaj atma nedeni de yazdiklarimdan amerikada yasadigimi gormus ve gerekli olan tutarin benim icin cok onemli olmayacagini dusunmus.

acikcasi istedigi tutar benim icin cok cuzi bir miktar konusu bile olmaz ama bir yandan da acabalarim var.

sosyal medya hesabini gonderir misin diye sordum, kadin oldugundan cekindigini ama okul kimligini yollayabilecegini israr edersem sosyal medya hesabini da yollayabilecegini soyledi.

acikcasi rencide eder gibi cok da kurcalamak da istemiyorum ama yardim edeceksem de gercekten ihtiyaci olan birine gitmesini isterim.

mesaj atip yardim etmesine hic takilmiyorum, belki son raddeye gelmistir, calisacak durumu yoktur o konulara hic takilmiyorum. kredi karti borcunu neden yaptigina da takilmiyorum belki gitti makyaj makzemesi aldi, cok heveslendi bir sey aldi bu da umrumda degil.

ben de bu aralar gercekten ozellikle ihtiyaci olan bir ogrenciye yardim etmek istiyorum. esimle de 1 haftadir bu konu uzerine konusuyorduk belki ondan cok aklima da takildi.

kisacasi aklim da karisti icim de pek rahat degil. belki ihtiyaci olan birine benim icin onemsiz bir miktar ile nefes aldirabilirim diye dusunuyorum.

siz olsaniz ne yapardiniz ?
0
oscar
(17.04.21)
kusura bakmayın etmem. sözlüükten mesaj atıp kredi kartı borcu için yardım isteyen birisi bence o kadar da acil değil. aç-açıkta olan binlerce insan var. ne kredi kartı ne sözlük hesabı?
0
papuayenigine02561
(17.04.21)
valla ekşisözlükte cüzi bir tutar için dilencilik yapanlara güvenmiyorum. arkadaşımın ablası öğretmen. çok fakir olan, 3 çocuk 2 ebeveyn tek telefonla EBA eğitimi almaya çalışan, fakirlik içinde insanlar var. Kendi içimizde birleşip o tarz birebir bildiğimiz ailelere ve öğrencilere yardım ediyoruz. Tavsiyem sizde birebir tanıdığınız insanlara veya onların dediklerine elden verin.
0
KaraSakall
(17.04.21)
senden 3 kuruş benden 3 kuruş ondan 3 kuruş...
iyi para eder.
yardım etmem.
0
sutlu nescafe
(17.04.21)
2 defa rakamın sizin için önemsiz olduğunu belirtmenize rağmen konuya bu kadar mesai harcamanızı anlamadım. E gönder içinden de geliyormuş zaten.
0
dadasalon
(17.04.21)
Göndermeyin. Edilencidir o. Aldığı parayı iddiaya yatırabilir, keriz silkeledik diyebilir. Burada bile kedi için ameliyat parası toplayıp insanları dolandıran oldu. Mesaj atıp istiyor bir de. Yüzsüzlük. Senin için önemli bir miktar değildir düşüncesi daha büyük yüzsüzlük. Dün müge anlı’da da vardı, kadını ihtiyacım var diye dolandırmış, yediği karpuz için bile para istiyormuş ve gidip kumar oynuyormuş.
0
anais
(17.04.21)
Bence yardım etmeyin. Kendim de dahil pek çok yardıma muhtaç öğrenci tanıdım, kimse böyle bir şey yapmıyor. Ben babamdan para istemeye utanıyorum. Tanımadığım birinden para istemeyi hayal bile edemiyorum. Bunu yapabilmek için gerçekten umursamaz ve yüzsüz olmak gerekiyor. Pek çok insan borç içinde boğuşsa bile o parayı kendi biriktirip ödemeye çalışıyor. Tanıdığınız ve ihtiyacı olduğundan emin olduğunuz biri olsa tamam derim ama bu şahıs aynı mesajı 100 kişiye göndermiş olabilir.
0
isabella was a ginger
(17.04.21)
sizin için istediği miktar cüzi bile olsa böyle durumlarda karşı taraftan emin olmadan yardım etmemek lazım. kaybedeceğiniz paradan ötürü değil, kandırıldığınızı fark ederseniz içinizdeki muhtaç insanlara yardım etme duygusu yara alacağından. ilerde bir gün gerçekten ihtiyacı olan birini görüp umursamaz hale gelebilirsiniz. iyi bir insanın etraftaki kötüleri göre göre iyi olmayı enayilik olarak görmeye başlaması gibi.
0
del piero10
(17.04.21)
sozluk dolandirici dolu aman diyim 5 kurus bile vermeyin
0
rentts
(17.04.21)
Benim zengin olduğumu belirten ifadeler yok ama bu tarz çok mesaj alıyorum. Karşıdakinin parası var mı yok mu düşünmüyorlar bile.
0
gelmeistemem
(17.04.21)
Çok değilse eederim, ettim de hatta :)
0
fempusay
(17.04.21)
(9)

İnsanlar nasıl hala altı sıfırlı birim söyleyebiliyor?

wild honey suckle
Yaşlı insanları bir nebze anlasam da (ki bence o da saçma), genç insanlar hele ki 20’li yaşlardaki insanların Bin tl’ye bir milyar falan dediğini duyuyorum. Bu nasıl olabilir ya?Sene 2021, yıllardır yeni birimi kullanıyoruz ama hala özellikle sosyo kültürel olarak bir tık daha alt kesimde olanlar mi
Yaşlı insanları bir nebze anlasam da (ki bence o da saçma), genç insanlar hele ki 20’li yaşlardaki insanların Bin tl’ye bir milyar falan dediğini duyuyorum. Bu nasıl olabilir ya?
Sene 2021, yıllardır yeni birimi kullanıyoruz ama hala özellikle sosyo kültürel olarak bir tık daha alt kesimde olanlar milyon kullanıyor. Geçen gün taş çatlasa 30 yaşında olan kat görevlisi “Domatesler de olmuş 5 milyon lira” dedi şok oldum.
Sebebi ne olabilir?
0
wild honey suckle
(15.04.21)
Sosyokültürel özelliklerden bağımsız olarak, alışkanlık. Tespit yanlış. Arkadaşım var 96’lı. 7 kuşaktır zenginler. Babasından harçlık olarak 7bin $ falan ister, o sürekli kullanır. Babası süper entelektüel, o da kullanıyor.
Bazen bin tllere milyar diyorum konuşma dilinde. Olur yani böyle şeyler, fazla şaapma.
0
Deathrow
(15.04.21)
arkadaşınız 8 yaşındayken paradan sıfır atılıyor. ne ara alışmış?
0
🌸wild honey suckle
(15.04.21)
Domatesler ucuzmuş:) Belki kat görevlisi, yaşı nispeten büyük ve yeni para birimine alışmamış birinden duymuştur bu bilgiyi ve değiştirmeden tekrarlıyodur.
0
(15.04.21)
Aile içinde tekrar ediyordur. Benim öyle oldu. Dedem ticaretle uğraştığından inatla milyon/milyar konuşurdu ytl zamanları bile. Ben de 94lüyüm. Alıştım. :)
0
Deathrow
(15.04.21)
milyon ve milyarlı devirde lira kullanılmazdı aslında lira = milyon olmuştu

o sebeple milyon diyorlar. sıfırları attılar ama lira'yı ekleyemediler
0
duyurukullanıcısı
(15.04.21)
Daha kötüsü benim annem eski sisteme göre de yanlış söylüyor. Birim algısı bozuldu kadının. 20 lira için "yirmi bin lira" diyor. Binler basamağına geçtiğimizde zaten iyice saçma sapan şeyler uyduruyor. Hem de o kadar yaşlı da değil 48 yaşında
0
eatpraylaw
(15.04.21)
Evet, genelde sosyokültürel olarak daha alt kesimde olanlar ve yaşlılar eski para birimini kullanıyor. Eğitimsizlikle bağlantılı olarak belki bir şeyin yenisini öğrenmek zor geliyordur, umursamıyorlardır. Bu kişilerin çocukları da genç olmalarına rağmen evde hep böyle konuşulduğu için alışkanlık edinmişlerdir.
0
isabella was a ginger
(15.04.21)
benim 70'lik babam ben bildim bileli para birimlerini gubidik söylerdi. eatpraylaw'un annesi gibi "bin lira" derdi ufak şeylere ya da pahalı şeylere 3 lira 5 lira derdi. milyon atıldı bu sefer onun seviyesine geldik ama bu sefer değerler karıştı. ucuza bin lira, pahalıya direkt lira diyor.

azıcık akıl fikir ve izan sahibi biri olarak bu süreçten etkilenmedim, o yüzden "ailesi öyle diyordur" kısmına katılamayacağım. cehaletin konfor alanında kalmış tipler bunlar, bir şeyin doğrusunu yapmaya erinen tipler. bunların bir değişiği "ne var canım de'yi ki'yi ayırmıyorsak" diyenler işte.
0
Jux
(15.04.21)
bence de çok saçma ve uyuz oluyorum cidden.

tam olarak ocak 2005'te paradan altı sıfır atılmış. tam 16 sene olmuş. zaten o zamanlar da büyüklerimizin yeni paraya alışamayacağını tahmin ediyordum ama orta yaşlı insanların (gençlerin dediklerine pek şahit olmadım), televizyona çıkan yazarların "100 bin TL, eski parayla söylersek 100 milyar TL" (veya sadece eski parayı söylüyor) demesinden bıktım açıkçası. yahu 16 sene oldu 16. nasıl hala paranın altı sıfırlı halini söyleyesiniz geliyor, nasıl hala yeni hali normal gelmiyor, nesini yadırgıyorlar anlamıyorum gerçekten.
0
hlot
(16.04.21)
(2)

dogrusunu kestiremedim.

libertine
merhaba. doğrusundan emin olamadımno one can baptise my soul. muno one baptise my soul. mu? şimdiden teşekkür ederim.
merhaba. doğrusundan emin olamadım

no one can baptise my soul. mu

no one baptise my soul. mu?

şimdiden teşekkür ederim.
0
libertine
(15.04.21)
1
0
Deathrow
(15.04.21)
anlatmak istediğiniz şeyin türkçesini de yazsaydınız daha iyi yardımcı olabilirdik, ama ikinci cümle yanlış ve bir anlamı yok.
0
isabella was a ginger
(15.04.21)
(2)

Online ders

dissendium
Online dersler, eğitimler çok sıkıcı değil mi ya? Ehliyet kursu için online ders alıyorum. Sürekli dikkatim dağılıyor. Herhâlde üniversitede online ders alsaydım kaydımı dondururdum. Kendimi resmen şanslı nesil hissetmeye başladım. Üniversitede okuyup günde 3, 4 saat online ders gören gençler Allah
Online dersler, eğitimler çok sıkıcı değil mi ya? Ehliyet kursu için online ders alıyorum. Sürekli dikkatim dağılıyor. Herhâlde üniversitede online ders alsaydım kaydımı dondururdum. Kendimi resmen şanslı nesil hissetmeye başladım. Üniversitede okuyup günde 3, 4 saat online ders gören gençler Allah bilir ne kadar sıkılıyordur.

Online eğitimlerden verim alan var mı? En son hangi eğitimi aldınız? Videodan yazılım öğrenen, dil öğrenen var mı? Bu arada ders zorunluluğu olmadan kendim 8 saat bile çalışabiliyorum. Sadece ders için bilgisayar başında olma zorunluluğu kötü.
0
dissendium
(14.04.21)
ben üniversitede online ders alıyorum. halimden çok memnunum, okula giderken bu kadar verim alamıyordum. okula git-gel yaparak yorulmadığım için daha iyi ders çalışabiliyorum. sınavlarda da açık kitap olması epey kolayımıza geliyor. durumdan şikayet edenler genelde üniversitenin sosyal ortamını özleyenler oluyor gözlemlediğim kadarıyla.
0
isabella was a ginger
(14.04.21)
Benim yüzyüze derste bile dikkatim dağılıyordu, o yüzden online dersi kaydedip sonra tekrar izlemek daha verimli olurdu diye düşünüyorum eğer online derse sahip olsaydım.
0
Unde bach canim
(15.04.21)
(13)

Beceriksiz biri en basit ve sağlıklı ne yiyebilir

Vse budet horosho
Merhaba. Ben yalnız yaşayan, klasik iş çıkışı ya da eve gelince paket söyleyen biriyim. Hareket ettiğim bi işim olmasına rağmen, genel olarak zayıf ama göbek iri vücut yapım nedeniyle diyetisyene gittim. Karbonhidratı azaltacağım. Liste verdi ama fantastik bi liste. Yakınımda o ürünleri bulacağım ma
Merhaba. Ben yalnız yaşayan, klasik iş çıkışı ya da eve gelince paket söyleyen biriyim. Hareket ettiğim bi işim olmasına rağmen, genel olarak zayıf ama göbek iri vücut yapım nedeniyle diyetisyene gittim. Karbonhidratı azaltacağım. Liste verdi ama fantastik bi liste. Yakınımda o ürünleri bulacağım market bile yok.

Siz tavsiye verseniz? Hiç mutfak tecrübem yok desem yeridir. Ne yapabilirim?
0
Vse budet horosho
(13.04.21)
bence fırın yemekleri en kolayı. bir fırın tepsisine istediğin sebzeyi ve eti dizip üstüne zeytinyağı gezdirip fırına atabilirsin. balık, tavuk, et, kıyma..hepsi olur.

bu kolay ama ben buna bile üşeniyorum. o yüzden akşam yemeği yemiyorum. hem de akşam yemeyin diyorlar. çoğunlukla akşamları fındık fıstık kuru incir ceviz vb. yiyorum. hem yemekle uğraşmamış hem de akşam akşam midemi doldurmamış oluyorum.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(13.04.21)
Tavuk göğsü haşlayabilirsiniz.
0
ruhen hastayim ben
(13.04.21)
Bulunabilir ürünler yazan bir diyetisyene gidin. Avakado mango nedir.
0
baal
(13.04.21)
Tavuk göğsü: baharatlayip teflonda izgara ya da firinda.
Haslayan da var ama ben firinda seviyorum; brokoli, havuc vs gibi sebzeleri dogranmis halde koyup üstüne kekik vs baharat ve zeytin yağı.
Sonuçta az kalorili, karbonhidratı az yemek ve bunlari toplu yapip kaba koyarsaniz 3 günlük yemek çıkar, isitip yersiniz.
0
logisticsmanager
(13.04.21)
@baal, avakado olsa yine iyi. yaban mersini, glutensiz ekmek falan diyor. Yaban mersini macro center'da bile olmuyor bazen :)
0
🌸Vse budet horosho
(13.04.21)
Çölyak hastası değilseniz ya da gluten hassasiyetiniz yoksa gerçekten başka bir diyetistene gidin. Karbonhidratı azaltmak için glutensiz ekmek önermek saçmalık.
0
kobuzchu kiz
(13.04.21)
Sağlıklı bir diyet uygulayabilmek için en azından minimal bir mutfak bilgisine sahip olmalısınız. Çok zor bir şey değil. Mesela tavuk göğsünü haşlama düşüncesi pişirmeden daha kolay gelebilir ama tadının çok kötü olacağını tahmin ediyorum. Onun yerine azıcık bir baharat ve zeytinyağı ile tavada pişirebilirsiniz. Brokoli, havuç gibi sebzeleri haşlayabilir ya da çiğ olarak tüketebilirsiniz. Havucu, kırmızı lahanayı rendeleyerek mesela salata yapabilirsiniz. Sadece kol gücü gerektiren bir eylem. Çeşitli çiğ sebze ve otları doğrayıp mesela haşlanmış nohut, fasulye, mercimek gibi şeylerle karıştırıp üzerine biraz da zeytinyağı ve baharat ekleyerek güzel salatalar oluşturmanız mümkün. Nohut gibi sert baklagilleri pişirirken püf noktası içine biraz karbonat eklemek. Aksi takdirde zor pişebiliyor.

Tavuğa alternatif mesela biftek ya da dilimlenmiş somon alabilirsiniz, aynı şekilde pişirmeniz mümkün. Sadece kırmızı et içi pembe yenebilirken tavuk yenemiyor, böyle şeyleri aklınızda tutmalısınız.
0
isabella was a ginger
(14.04.21)
Çok uğraşmak istemediğim ama güzel şeyler yemek istediğim zaman yaptığım bir yemek var:

İki tencere lazım. Birine zeytinyağı koyup üstüne kuşbaşı sebze (patates, havuç, kabak, bezelye vs.) doğruyorum. Tuz döküyorum, kapağını kapatıp orta-kısık açıyorum.

İkinci tencereye tavuk göğsü koyuyorum (bunu kasaplardan kuşbaşı kesilmiş şekilde alabiliyorsunuz). Üzerini dolduracak kadar yoğurtlu su karışımı ekliyorum. Yine kapağını kapatıp orta-kısık açıyorum.

İkisinin de pişme süresi 15 dakika. Hazırlama süresi de o kadar. Totalde 30 dakikada yemek hazır oluyor. Besin değerleri de dengeli. Daha az karbonhidrat isterseniz sebzeyi patates yerine patlıcanla falan da yapabilirsiniz. Fazla yaparsanız ertesi gün de yeniyor.
0
plutongezegendegilmi
(14.04.21)
Diyet sürdürebilir olmalı. Sağlıklı beslenme alışkanlığı edinip sonrasında da devam ettirebilmeniz gerekli. Farkı diyetisyene gidin. Bu diyetisyen ile hedefinize ulaşsanız da orada kalmayacaksınız. Zor tariflerle, zor bulunan yemeklerle olmaz.

Ben aylık köfte, soslu tavuk, soslu somon hazırlayıp buzluğa atıyorum. Sonrası çok pratik oluyor. Sebzeleri iki yemeklik pişiyorum.
0
jazzabel
(14.04.21)
yaban mersini, glutensiz ekmek falan nedir ya allasen, böyle diyet mi olur? diyet ulaşılabilir ve pratik olmazsa eğer uygulanmaz asla. bunu bizden önce gittiğin diyetisyenin bilmesi gerekirdi ama neyse.

donmuş sebze alıp zeytinyağlı yap hafta sonu koca bir tencere. fasulye, bamya, barbunya vs. aşırı pratik, ısıtmana bile gerek yok, doyurucu ve besleyici. ben bazı sebzeleri de soteliyorum tavukla ya da tek başına: lahana, brüksel lahanası, havuç, kabak vs. o da çok pratik ve doyurucu oluyor.
0
knight of cydonia
(14.04.21)
diyetin surdurulebilir ve pratik olmasi gerektigi konusunda diger cevaplarla hemfikirim. yalniz ornegin hepsiburada'nin market kismindan tazemasa'dan filan siparis verilebiliyor, ertesi gune teslim yapiyorlar genelde. eger maddi acidan sıkıntı yaratmiyorsa ve tek problem bulunabilirlikse oraya da bir bakin bence. sonraki gidisinizde diyetisyene urunlerin bulunabilir ve hazirlanmasinin pratik olmasini istediginizi iletebilirsiniz. zaten size verdigi listeyi bunu yap diye verdiginde bu bu urunleri bulamam deseydiniz degistirirdi alternatifleriyle bence. elinizde hazir bir liste varken kendi kafaniza gore hareket etmeyin derim ben. iletisiminiz varsa diyetisyene de bulamadiginiz urunleri sorup alternatiflerini ogrenip o sekilde de devam edebilirsiniz diyetinize. yani ben olsam oyle yapardim.
0
in vino veritas
(14.04.21)
bol bol salata malzemesi alın.

yanına güvendiğiniz bir kasaptan köfte alın, tavuk göğsü alın, ton balığı alın. her akşam salata + köfte yesem sıkılmam.
0
co2s2
(14.04.21)
A101'e gidip bir tane kivi marka buharlı pişirici al.
Metro markete gidip donmuş fleto balık, donmuş bezelye, donmuş brokoli, donmuş karnabahar, donmuş havuç al.
Donmamış patates, soğan, sarımsak ve tuz da koy.
Hepsini makul miktarda karıştır. Kalanını buzluğa koy.
30-40 dakikada pişsin.
Ye.

Metro marketten 25 tanesi 75 liradan donmuş enginar al.
Buharlı pişiricide her gün bi tanesini 15 dakika pişir. Tabağa alıp üzerine tuz, biber, zeytinyağı, sirke.
Parçala, karıştır.
Ye.

Bir fırın poşetine iki tane kemiksiz tavuk butu koy.
Kafana göre parçalanmış patates, soğan koy.
Pulbiber, tuz, kekik, seversen kimyon.
Karıştır.
Isınık fırında 180 derece.
40 dakika.
Parmaklarını yememeye gayret et.
0
Mirket
(14.04.21)
(6)

Türk dizisini ingilizce altyazıyla izlemek

Unde bach canim
Sizce kelime öğrenme, çeviri yapabilme, İngilizce konuşabilme gibi konularda büyük yardımı olur mu?Hiç böyle tavsiyelere rastlamıyorum, sürekli yabancı dizi türkçe altyazı öneriliyor.
Sizce kelime öğrenme, çeviri yapabilme, İngilizce konuşabilme gibi konularda büyük yardımı olur mu?
Hiç böyle tavsiyelere rastlamıyorum, sürekli yabancı dizi türkçe altyazı öneriliyor.
0
Unde bach canim
(13.04.21)
benim önerim ingiliççe diziyi ingiliççe altyazı ile izlemeniz. anlamaya çalışıyorsunuz. türkçe dublajı ingiliççe altyazı ile izlediğinizde pek kafa yormazsınız gibime geliyor. şöyle bir örnek vereyim. hanımla ingiliççe film-dizi izlerken, benim izlediğimiz şeye pek dikkat etmediğimi, telefonumla daha çok ilgilendiğimi söyler durur. geçenlerde dikkatini çekmiş, benim bilmediğim bir dilde türkçe altyazı dizi-film izlerken pürdikkat tv'ye bakıyormuşum. o günden beri ingiliççe ya da türkçe dublaj olmayan film-dizi açıyor.
0
co2s2
(13.04.21)
Yararlı olacağını sanmıyorum. Üstelik o altyazıların yanlış çeviriler içeriyor olması da çok büyük bir olasılık.

İngilizceyi en iyi Türkçeyi işe hiç bulaştırmayarak öğrenirsiniz. Ben de ingilizce diziyi ingilizce altyazıyla izlemeyi tavsiye ediyorum. Türkçe altyazılı da izlemeyin.
0
isabella was a ginger
(13.04.21)
ingiliççe diziyi ingiliççe altyazı ile izlemeniz +1

Türkçe altyazılı da izlemeyin +1
0
put it in your appropriate place
(13.04.21)
olur olur. oyunun bile oluyor.
benim zamanımda ortaokul da lise gbi üniversite gibi kazanılarak gidilirdi ve ortaokulda da hazırlık olurdu.
bize orada hocamız sözlük için ingilizceden ingilizceye kullandırırdı.

bi gün dellendim. döndüm hocaya ben bu sıçtımının yerinde buradaki açıkalamayı anlayacak kadar ingilizce bilsem zaten ingilizce biiliyorumdur biliyorsam da biliyorumdur kellimeden anlamını çıkarırırım. bu ne saçma saçma şeylere uğraştırıyorsuz demiştim.
sonra gittim 5000 kelimelik sözllük vardı türkçe ingilizce abimden aldım teeek teeek ezberledim. oyun da oynuyordum oradan pekişti. sonra ingiilizce anlatılan feni bile anlar olmuştum.

taamamen kafa yapısı hangisi hoşuna giderse onu yap. kız arkadaşım ingilizce öğretmeni idi o da ingilizceden ingilizceye öneririrdi herkese. duydum mu tansiyonum yükseliyordu. öğretmen olan ben sus sen diyip bastırırdı. ama asla düşüncem değişmedi :D neye inanıyorsan yardır.
0
turbo sadık
(13.04.21)
en etkili metod duolungo uygulaması.
dediğiniz metodu hiç duymadım ama faydası olur bence.
0
aslindasorunumpsikolojik
(14.04.21)
netflix gibi uygulamalarda dublajı da değiştirebiliyorsunuz varsa. ben öyle yapıyorum yabancı dil öğrenirken. ikisi birden olunca en etkilisi.

ayrıca duolingo gibi bir çöpün hala övüldüğünü görmek üzücü.
0
bohr atom modeli
(18.04.21)
(5)

politik görüş ve aile

denizzz
ailenin politik görüşün şekillenmesi üzerinde etkili olduğu söylenir. genelde anne-baba siyasi olarak hangi gelenekten geliyorsa çocuklarının da o görüşü benimsediği kabul edilir. ama benim kendimde ve etrafımda gözlemlediğim şöyle bir şey var, politik kimlik inşa edilirken ailenin sahip olduğu görü
ailenin politik görüşün şekillenmesi üzerinde etkili olduğu söylenir. genelde anne-baba siyasi olarak hangi gelenekten geliyorsa çocuklarının da o görüşü benimsediği kabul edilir. ama benim kendimde ve etrafımda gözlemlediğim şöyle bir şey var, politik kimlik inşa edilirken ailenin sahip olduğu görüşe aykırı yaklaşımlar daha ilginç geliyor ve çoğu zaman da bir süre sonra bunlar benimseniyor. yani ailesi solcu olsa sağcı olabilecek bir kişi tam tersi durumda da sol görüşlü olabiliyor.

buna benzer gözlemleriniz var mı? bu durum aileden bağımsızlaşma, kendini inşa etme çabasının mı bir neticesidir?
0
denizzz
(13.04.21)
baskıcı ailelerde dediğin durum daha fazla gözlemleniyor gibi geliyor bana. aile kendi politik görüşünü çocuğa empoze etmeye çalıştıkça artık bireysel bağımsızlaşma çabası mı dersin, başkaldırı mı dersin bilemem, çocuk farklı görüşlere yönelme eğiliminde oluyor.

bir de tabii artık internet, uluslararası medya gibi kitlesel iletişim araçlarımız var. kimsenin sınırları evinde, mahallesinde, akrabalarında gördüğü fikirler değil şu zamanda. insanın ufku açıldıkça kendi doğrularını daha rahat seçebiliyor. bizim ailelerimizin, onların büyüklerinin falan yetiştiği kültürler daha çok içerisinde bulunmak zorunda kaldıkları ve kendilerini mecburen şekillendiren kalıplardı. belki onların elinde de günümüzdeki gibi araçlar olsa çok daha farklı bir zamanda yaşıyor olabilirdik.
0
knight of cydonia
(13.04.21)
evet, kendini inşa etme çabasının bir sonucu olarak bir tür başkaldırma olabiliyor. kendimden biliyorum. baba tarafım, özellikle babaannem ve dedem zamanında aktif bir şekilde siyasetin içinde bulunmuş iki komünist. annem ise apolitik ve bohem bir yaşama sahip biri. baba tarafım özellikle ergenlik dönemimde bana fazlaca karışırdı, annemin beni kötü etkilediğini söylerlerdi, varoluşçu filozofları okurdum mesela, bunların yıkıcı felsefeler olduğunu söylerlerdi. yine lise döneminde fransız sembolist şairlerini çok okurdum. sanat için sanat'ı savunan bir grup bu, babam bir keresinde okuduğum bir kitaba bakıp sonra da sinirlenip yere fırlatmıştı. üniversitede solcu gruplara katılmam gerektiğini söylerdi. bütün bu baskılar bir dönem beni solculuktan ve marksizmden soğuttu.

fakat daha sonra ailemden koptum ve kendi kendime marksizme ilgi duymaya başladım. sorunun marksizmle değil, onların tutumuyla alakalı olduğunu fark ettim. bu tür konuları pek onlarla paylaşmamaya başladım, vs. neticede genel olarak baskıcı ebeveynler ters etki yaratıyor bence.
0
isabella was a ginger
(13.04.21)
apolitik bir ailenin politik çocuğuyum. Ama şekillenme konusu üniversitede oluştu. Çevremde solcu aileden gelen arkadaşlarım solcular. O nedenle, bence bu durumlarda genelleme yapmak zor.
0
lcha
(13.04.21)
aykırı yaklaşımlar daha dikkat çekici olduğu için, hep öyleymiş gibi geliyor olabilir size.

neredeyse tüm arkadaşlarımın politik görüşleri, ailelerinin politik görüşlerinin izinden gidiyor. kaldı ki meseleye şöyle bakmak lazım. sağ-sol ayrımından ziyade, ailenin baskıcılığı ya da fanatikliği ya da bağnazlığı çocuğa geçiyor. politik eksen tek boyutlu değildir, politik eksen en azından iki boyutludur.
0
co2s2
(13.04.21)
Cocuk eninde sonunda aileden +1 ileriye gidiyor. +5 ileriye gitmesi cok zor oluyor. Ornegin babasi belli bir mezhepteki kisilerin idam edilmesini savunuyor, cocugu idam edilmesini barbarca goruyor, sadece is verilmesin, bizim icin calissinlar, kole olsunlar gibi baska bagnazca dusuncelere sahip oluyor. Belki onun cocugu 30 yil sonra iki mezhep de esit diyecek ama deden toruna aradan 60 yil gecmesi gerekli. Az sure degil.
0
howfaristhesky
(13.04.21)
(4)

Youtube'da Türkçe sonuçlar çıkmasını nasıl engelleyebilirim?

isabella was a ginger
türkçe olmayan bir şey arıyorum ama çıkan sonuçların arasında türkçe videolar var. sadece türkçe aradığım takdirde türkçe şeyler çıksın istiyorum. google ve youtube ayarlarından anadil seçeneğini değiştirdim, bir şey fark etmedi. hatta son çare olarak diller bölümünden türkçeyi tamamen çıkardım. kon
türkçe olmayan bir şey arıyorum ama çıkan sonuçların arasında türkçe videolar var. sadece türkçe aradığım takdirde türkçe şeyler çıksın istiyorum. google ve youtube ayarlarından anadil seçeneğini değiştirdim, bir şey fark etmedi. hatta son çare olarak diller bölümünden türkçeyi tamamen çıkardım. konumu başka bir yer yaptım. hala türkçe sonuçlar çıkmaya devam ediyor.

vpn internet hızını yavaşlatıyor, o yüzden çok tercih etmiyorum.
0
isabella was a ginger
(12.04.21)
vpn ile baska ulkeden girmeyi deneyin.
0
buenosdias
(12.04.21)
webde profil fotoğrafına tıkladığında konum var orayı değiştirebilirsin. yine çıkar ancak daha az ayrıca google da arama yaparken istenmeyen içeriklerde -turkish gibi kullanılıyor. belki onun da faydası olur
0
bagcivan
(12.04.21)
web dediğiniz google mı? işletim sistemim türkçe, tarayıcı ingilizce.
0
🌸isabella was a ginger
(12.04.21)
hesabınıza tıklayıp çıkan ekrandan konumu istediğiniz yer yaparsanız o yer ile ilgili trendler çıkar fakat sonuçlar yaşadğınız bölgeye göre çıkar. tek çare vpn .
0
false pretension
(12.04.21)
(14)

Insanlar nasıl bu kadar kolay ateist olabiliyor?

sanguine
Uzun zamandır düşündüğüm bir konu biraz önce burda bi başlık görünce o da tetikledi. Ben musluman bir bireyim ama bu bir din ya da İslam güzelleme postu değil. Aklımdaki şeyin herhangi bir inançla da alakası yok aslındaBen yobaz olmayan, pek dindar da olmayan bir ailede büyüdum. Hiçbir zaman karisil
Uzun zamandır düşündüğüm bir konu biraz önce burda bi başlık görünce o da tetikledi. Ben musluman bir bireyim ama bu bir din ya da İslam güzelleme postu değil. Aklımdaki şeyin herhangi bir inançla da alakası yok aslında

Ben yobaz olmayan, pek dindar da olmayan bir ailede büyüdum. Hiçbir zaman karisilmadi din konusunda, babam ramazan haric alkol kullanırdı, annem kapalı olmasa da namaz kılmaya çalışır dönem dönem. Bense inanç konusunu daha içimde yaşadım hala da öyle. Zamanla ibadet kısmından neredeyse tamamen uzaklaştım, dışarıdan inançsızlık olarak görünse de temelde tembellik tamamen.

Yaratıcı inancım hep oldu hala da var. Durum şu ki özellikle babam öldükten sonra ben aşırı derecede ölümden, ölüm sonrasının belirsizliğinden ve hiçlikten çok korkar oldum. Halbuki babamla aramız daima çok kötüydü. Ama onu özlüyorum, öldükten sonra dünyanın bitmedigini, onun hala yaşadığını görmek istiyorum.

Birkaç ayda bir çok depresif rüyalar görüyorum, ilk zamanlar hep babamın ölümünü tekrar tekrar görürdüm, rüya başında canli olurdu, ben gerçekten yaşıyor hissederdim, rüya sonunda ölürdü ve ilk seferki gibi derinden bunu hissederdim
Neyse ki bu eskisi kadar sık olmuyor. Şimdi kendi ölümümu veya ölüme yaklastigim anları görüyorum. O mutlak yalnızlık, hiçlik, belirsizlik, karanlık beni çok ama çok yoruyor, bazen uyandığımda çok zor kendime geliyorum. Eşyaların, yakinlarimin, ailemin, kedimin yıllar sonra artık olmayacağı anları görüyorum. Kedimden önce öldugumu görüyorum. Çok basit bir şey, mesela çok abartı da gelebilir, bir milyar yıl sonrasını hayal ediyorum.

Ölüm bu kadar ağır, kalıcı bir vakayken, benim açıkçası delirmememin sebebi mutlak iyi bir yaratıcıya inanıyor olmam. Yoksa ben ölüm olayını kaldiramazdim. Her şeyin geçici ve boş olma ihtimali bana çok ağır geliyor. Inancli olduğum icin ihtimal olarak kabul ediyorum elbette. Inandığım dinin gereği gibi yaşamıyor olsam hatta günah kabul edilen davranışları alışkanlık haline getiren bir yaşam tarzım olsa da bu beni inanmaktan alikoymuyor. "Öbür dünya" olarak cennet duslemiyorum bu arada yani ajandamda cennet gibi bir utopyada yaşayabilmek için inançlı olmak yok. Belki reenkarnasyon, belki paralel evren, belki başka bir konsept, ama bir şekilde hayatlarımızın boşa gitmedigi ve ölüm sonrasına aktarilabildigi ve en önemlisi mutlak iyi bir yaratıcı tarafından bunların orkestra edilmesi. Dunyadaki kötülüğün çokluğunu da kaldıramıyorum çünkü. Bu da çok ağır geliyor, inançlı olmamdaki bir sebep de bu kadar kötülüğün karşısında mutlak güclu olan mutlak bir iyinin varlığına duyduğum ihtiyaç ve güven.

Dinlerdeki çelişkileri cok kafama takmıyorum, üzerlerine düşünmüyorum, açıkçası beni alikoymuyor da. Yaratıcının varlığına gölge düşürmuyor benim icin en azından, diğer her şey teferruat gibi geliyor. Çünkü mutlak iyi yaratıcı düşüncesi beni çok rahatlatıyor. Böyle olmasindan memnunum ve değişmeye niyetim yok. Bilim ölüm sonrasina ilişkin yaratici kaynaklı olmayan bir veriye ulaşsa bile. Her türlü bir yaratici olmak zorunda inancındayım.

Merak ettiğim, herhangi bir yaratıcıya inanmayan insanlar bunlari başa çıkılması gereken bir şey olarak görmüyorlar mı? Ya da bakış açınız nasıl?
0
sanguine
(11.04.21)
Armağan Çağlayan’ın programına bir hayat kadını konuk olmuştu. Şöyle bir cümle kuemuştu: Ben hep Allah’a inanıyordum ama ben 9 yaşındayken amcam bana tecavüz ederken Allah neredeydi?

Bir insan böyle ateist olabiliyor işte.

Öte yandan ben babam ölünce kendimi öldürmeye kalkıp akıl hastanelerinde yatarken halam “ Allah sevdiği kulu olduğu için abimi yanına aldı.” Diyip acısını hafifletebiliyor. Sanırım inanç böyle zamanlarda insanın tutunacağı tek dal oluyor. İnanmayınca başa çıkmak çok zor.

Eşim inançlı bir insan. Buranın ahir zaman olduğunu, burada yaşadığımız kötü şeylere karşılık ahirette ödüllendirileceğimize inanıyor. Kötü bir şey yaşadığımızda o “ vardıe bir hayır” diyor. Ben ise küfürler edip saydırıyorum.
0
suicides underground
(11.04.21)
dindar ailede büyüdüm. annem dünya tatlısı iyi bir insandır, babam ise görünüşte modern fakat esasında maalesef bazı konularda fazlasıyla bağnaz biridir. yine de asla şiddet yanlısı bir adam değil. ben buna rağmen niyeyse ışid militanı gibiydim çocukken, çok vahşi ve negatif fikirlerim vardı. 12'nci yaşıma bastığımda beş vakit namaza başlamıştım örneğin. kimsenin benden böyle bir talebi yoktu ama ben çok mutlu ve gururlu hissediyordum.

yanlış olmasın ama sadece üç sene sonra mı ne ateisttim. hiç kolay değildi. doğru bildiğin, inandığın her şeyin yanlış olduğunu düşünmeye başlıyorsun... çok zor. gecelerce ağladığımı hatırlıyorum. aradan geçen yıllarda internette sürtmeye başlamış, üstüne "abiler" ortamlarında bulununca dinden acayip soğumuştum ben. hayatımda din istemiyordum, inancımı sorgulamaya başlamıştım ama "nasıl ya, ulan allah olmasa bu kadar adaletsizlik, ölümden sonrası vs. ne olacak?" diye deliriyordum. çok ciddi bir kriz yaşamıştım kendi içimde. dindar çevrede büyüdüğüm için ayrıca zor olmuştu. o insanların içinde, belli bir kültürle büyümüşsün. tamamen inançsızlık bunlardan da tümüyle kopuş demek, sevdiklerinle bile ister istemez arana bazı konularda mesafe girmesi demek.

zamanla oturdu. ölüm, adaletsizlik gibi konuları aşabilmiş değilim. canımı çok yakıyor ama sonuçta yaratıcıya inanmıyorum işte, ne oluyorsa oluyor, benim yapabileceğim bir şey yok diye düşünüyorum. üzüldüğümle kalıyorum. "ölüm çok zor, bununla baş edebilmek için sonsuzluk hayal edeyim" demenin manası var mı? olduğuna inanmıyorum. "keşke olsa" diyorum bazen ama aklım inanmıyor sonuç olarak.

olmasını istediğim şeyle olduğuna inandığım şey farklı. ben de tabii ki adalet olsun, sevdiklerimizle ikinci bir şans elde edip sonsuza dek mutlu yaşayalım isterim ama öyle bir şey olduğuna inanmıyorum. bu üzüntüyle, mutsuzlukla değişecek bir şey değil. trafik kazasında kolunu kaybeden, bu yüzden çok üzülen birisi kolunun tekrar çıkacağına inanır mı mesela? böyle bir şeyin makul olduğunu düşünür mü? o hesap. "keşke olsa" diye düşünüyorum ama olmayacağını biliyorum, benim için öyle bir ihtimal yok.
0
der meister
(11.04.21)
Ben inançsız biriyim

"Dinlerdeki çelişkileri cok kafama takmıyorum, üzerlerine düşünmüyorum, açıkçası beni alikoymuyor da. "

Demeni anlıyorum, bunlar bana yetiyor çok da sorgulamıyorum deyip böyle bir hayat yaşayabilirsin, bazıları da bunlara takılıp sorguluyor bu yönde bir inanç ya da inançsızlık içinde bir hayat sürüyorlar
0
freebird5406_2
(11.04.21)
inandığımız din kültürümüzle ilgili. ben şöyle düşünüyorum; ormanda doğup büyüseydim islam diye bir şeyin i'sinden haberim olmayacaktı. bana doğal olan inançsızlık gibi geliyor.

dünyada sayısız din var. hangisine inanacağımı bilmiyorum. hepsini öğrenmem mümkün değil ki.

senin için inanmak, bir şeylerle başa çıkma yöntemi olmuş gibi. benim için öyle değil. bunu nasıl aştığıma gelirsek, sanırım bilimle çok haşır neşir olmak gerekiyor. evrende ne kadar ufak bir şey olduğunu fark ettiğinde, insana ve dünyaya dair yüklediğin anlamlar değişmeye başlıyor. ama gerçek bir farkındalıktan bahsediyorum, yoksa lafta herkes farkında evrenin büyüklüğünü :)
0
nathanieltroy
(11.04.21)
> ve en önemlisi mutlak iyi bir yaratıcı tarafından bunların orkestra edilmesi. Dunyadaki kötülüğün çokluğunu da kaldıramıyorum çünkü. Bu da çok ağır geliyor, inançlı olmamdaki bir sebep de bu kadar kötülüğün karşısında mutlak güclu olan mutlak bir iyinin varlığına duyduğum ihtiyaç ve güven.

Üzgünüm ama inancınıza göre tüm bu kötülüğü, adaletsizliği orkestre eden bir yaratıcı var. Mutlak güçlü ve olmuş ve olacak her şeyin kontrolüne sahip ise, burada acı çekenlerin acı çekmesini istiyor. Burada acı çektirenleri, acı çektirmeleri için yaratmış ve kendi yaptırdığı şeyler için sonrasında cezalandıracak.


Çelişkilere takılmamanız da tuhaf geliyor ama sizi sorgulamayacağım konumuz o değil. Agnostiğim ben, başka hiçbir inancı mantığım kabul etmezdi. Elimizde yeterince data yok ama mutlak güçlü ve iyi niyetli bir yaratıcının olmadığını bilecek kadar kanıt var.
0
aguen
(11.04.21)
insanlar bir gün uyanınca ateist olmaya karar vermiyorlar, bir şeyler oluyor etraflarında, bu okuma da olur, sohbetde olur başına gelen kötü bişiyde olur iyi bişiyde olur ama bişiyler olmaktadır.

yani kimse bir gün uyanınca karar vermiyor, herkesin ayrı ayrı kendine ait süreçleri var.

ölüm bu kadar ağır diye başladığın paragraf senin için inanma ihtiyacını oluştururken benim için ise iyiki inançlı biri değilim dedirtiyor. yine herkesin bir olayı kendi içlerinde nasıl yaşadığı da değişiyor. aynı olayı aynı anda yaşayan (diğelim araçta iki kişi var ve kaza yaptılar) biri inançlı olurken diğeri ateizme yönelebiliyor. her ne kadar bu olay ayrım noktası olarak gözükse de kişiler için anlamları farklı.
0
selam
(11.04.21)
geçen yıl covid türkiye'de gündem dahi değilken korkmaya başladım, ciddi ciddi öleceğimi düşünüyordum. 30'a yaklaşıyorum ama çocukluktan beri inancım olmamasına rağmen ilk defa ölümü düşündüğümü farkettim ve gerçekten başa çıkmak çok zor. covid'e kadar sanki ölüm denen şey çok uzak bir gelecekte olacaktı, düşünmeye değer değildi. bir anda ölüm yaklaştığında çok savunmasız hissettim, deliksiz uyumaya alışkınken her gece uyanır oldum.

covid korkum 3-4 ayda geçti ama o zamandan beri yaşlılık ve ölüm fikrini aklımdan çıkaramıyorum. yaşlı birini görünce aşırı üzülüyorum, yaşayacak ortalama kaç yılı kalmış onu düşünüyorum vs. seinfeld'de bir sahne vardı, george 85 yaşında bir adamla konuşuyordu ve "nasıl çıldırmıyorsun ölmekten korkmuyorsun, ben bu yaşımda kafayı yiyorum nasıl bu kadar rahat olabilirsin" falan diyordu, öyle hissediyorum birebir. www.youtube.com

bir inanca sahip olmayı isterdim, her şey daha kolay olurdu ama benim için olanaksız, o yüzden başa çıkmak zorundayım. ilerleme kaydetmeye de başladım aslında. milyarlarca yıllık evrende, dünyada rastgele aşırı evrimleşmiş bir türün üyesiyim, 70-80 yıl yaşayıp öleceğim. doğmadan önce nasılsam, öldükten sonra da öyle olacağım. fazla kurcalayıp bu 70-80 yılı kendime zehir etmenin anlamı yok. çünkü bu işin bir çözümü yok. çözüm olmadığı için dinler halen bu kadar yaygın. çözüm olmadığı için benim sana önerim boşver, inançsız olmak için zorlama. günlük yaşantıya etki etmeyen, yalnızca ölüm sonrası belirsizlikten kurtaran inanç bana kalırsa faydalı.
0
signore
(11.04.21)
kimse için kolay olduğunu sanmıyorum açıkçası. ama asıl zor olan inkar içinde yaşayıp çocuk yaşta aklımıza yerleştirilmiş korkuların hayatımıza yön vermesine izin vermek. ateist olduğumu anladığım zaman sadece "kaybettiğim" yıllarım için üzülmüştüm.

çok küçük yaşta babamı kaybettim ve onu tekrar görme fikri dilimle söylesem de aklımla ikna olmadım bir şeydi. bir taraftan da dindar ve dini konularda tatlı sert bir şekilde baskı yapan bir ailenin üyesi olmanın getirdiği yerleşmiş ve sorgulanamaz davranış ve inançlar vardı. babamı tekrar göremeyeceğime de kılmadığım namazlar ve örtmediğim başım yüzünden cehennemde yanacağıma da aynı anda inanabiliyordum ve bana göre bu arada kalma durumu çok daha yorucu.

evrimle, fizikle ve tarihle biraz içli dışlı olunca aradığım cevapları buldum ve artık çok huzurluyum.

var oluşumuza bakışım da gözlemci olduğumuz yönünde. sonsuz ve kaotik bir evrenin içindeki inanılmaz küçük canlılar olarak 70-80 yıllık, adeta komik uzunluktaki ömrümüzde, etrafımıza bakıp gördüklerimizle ilgili sorular soracak kadar zeki olmamız bence sürecin anlamlı bir parçası olduğumuz anlamına gelmiyor; sadece şaşkınlıkla, bazen hayranlıkla ve merakla seyrediyoruz.
0
confusedyus
(11.04.21)
dinler için antroposentrik diyebiliriz. yani evrenin merkezinde insanın olduğu görüşüne dayalılar. halbuki evrenin sonsuzluğuna baktığımızda insan denen canlının çok önemsiz bir varlık olduğunu fark ediyoruz. evreni geç, kendi gezegenimizdeki bile diğer tüm canlıları yok sayarak tanrının dünyayı ve evreni insan için yarattığını düşünmek bana mantıksız geliyor. bu meseleye gelene kadar zaten evrim diye bir şey var üstelik. ama siz çelişkileri kafama takmıyorum demişsiniz zaten.

boşluk duygusu, dünyanın geçiciliği için de şunu söyleyebilirim: dünyanın ya da hayatımızın geçici olduğuna inanmak iyi bir şey değil aslında. hem bizim için, hem de toplum için. dünyanın geçici olduğuna inandığın için yaşarken istediğin şeyleri yapmıyorsun, kötülükleri sineye çekiyorsun (öteki tarafta cezalandırılacak nasılsa düşüncesiyle), bir şeyleri düzeltmeye çabalamıyorsun. bu dünyanın tek gerçeklik olduğunu kavradığında ise kendi anlamını yaratma şansın ortaya çıkıyor. elimizdeki dünyanın tek dünya olduğunu fark edip onu iyiye götürmek için çaba sarfetmek isteyebiliyorsun mesela, böylece de hayatın bir anlam bulmuş oluyor.

elbette inançsız insanlar (ben mesela) ölüm ve boşluk duygusunun etkisiyle zaman zaman depresyona giriyorlar. ben de düşünüyorum ölümü. ama bunun doğanın bir gerçeği olduğunu kabullenmeye çalışıyorum. bu noktada da bir savunma mekanizası, araç olarak kendime yaşama amacı bulmaya çalışıyorum. bunu elinden kaçırdığın an depresyona girme olasılığın yüksek. bazı insanlar ise hiç düşünmüyor, sadece anı yaşıyor, hayattan keyif almaya çalışıyor. ben öyle olamıyorum.
0
isabella was a ginger
(11.04.21)
Ben bu kavramların artık olmadığını kabul ettiğimde çok rahatladım. Ölümle ilgili bir derdim yok. Evrende belli bir zaman aralığında gelip gidecek varlıklarız. Öncesi ve sonrası simsiyah yokluk. Zaten hiçbir şeyin farkında olmayacağım. Benim için ölümden sonra hayat olması daha korkunç. Hiç ölememek demek. Sonsuza kadar yaşamayı asla istemiyorum. Zamanım geldiğinde gitmem lazım.

Adalet konusunda zaten dünyanın adaletli olduğunu düşünmüyorum, adaletli olması gerektiğine inanmıyorum. Bu konuda başa çıkmaya çalıştığım bir nokta olmadı ama sizi anlıyorum. Annemle din konusunda konuşurken, herhangi bir yaratıcı olduğuna inanmazsam, bazı şeyleri yaratıcıya havale edip öbür dünyada çözebileceğime inanmazsam ben deliririm yaşayamam demişti. Biraz da içsel rahatlatma sağlıyor. Bana da dinlere inanmasan da bari karma gibi şeylere inan kafan rahat etsin diyordu ama yok ona da inanamıyorum.
0
jazzabel
(12.04.21)
Aslında çok basit, sen inanmak istiyorsun. Bir yaratıcının olması fikri seni rahatlatıyor. Allahın olmadığı kanıtlansa bu sefer de budaya taparsın muhtemelen. Bu kötü bir şey olmak zorunda değil, insanlığın doğasında olduğunu düşünüyorum ben. Ama sen de söylüyorsun, dinin çelişkili tutumu seni içindeki inanma güdüsünden alıkoymuyor. Anlattığına göre konunun Müslümanlıkla da alakası yok sanırım, ibadet ve kapanma konularına da uzakmışsın zaten. Demek ki inanmaya ihtiyacın var.

Ateistler ise içlerindeki inanma güdüsüyle başa çıkabilmiş insanlar oluyor genelde. Ya bunu görmezden gelip üzerine düşünmüyorlar(senin yaptığın gibi) ya da enine boyuna düşünüp olmadığına ikna oluyorlar.
0
Jux
(12.04.21)
Ölünce tamamen her şeyin bitmesi fikri beni korkutmuyor çünkü o kadar önemli görmüyorum kendimi. Çok uzun bir hikayenin bir harfinin bir kenarıyım anca, ölsem nolur ölmesem nolur?

Ama işte öbür dünya var, öbür dünyada cezasını çeker, öbür dünyada sınanır diye bu dünyada o kadar çok kişinin kötülüklerinin yanlarına kar kalması, asıl öbür dünya inancına nasıl bağlanabiliyor insanlar diye düşündürüyor.

Ayrıca öbür dünya var, ölümden sonra hesap var diye iyi olan kişilere de mesafeli yaklaşırım. Korkudan iyi davranmak çok tehlikeli bir şey bence.
0
whoosie
(12.04.21)
Soruyu gece görünce uzun uzun yazmaya üşendim, şimdi biraz yazayım. İnsanlar o kadar kolay ateist olmuyor bence. Eğer az ya da çok inançlı bir aileye doğduysanız ateist olmamak, büyürken öğrendiğiniz inanç sistemini sorgulamamak daha kolay. Ölen sevdiklerine bir gün kavuşacağına, bir gün bütün iyilerin-kötülerin adaleti bulacağına, koruyan kollayan yaratıcıya... inanmak daha kolay.

Sizin yaşadıklarınıza benzeyen şeyler yaşadım. Annemi kaybedeli 1,5 sene oldu, sık sık rüyamda görüyorum, bazen hayatta, bazen değil, bazen ölmüş ama bir yanlışlık olmuş da geri gelmiş. Ama sığınacağım bir inanç yok. Cenazeden sonra insanlar "huzura erdi, allah yanına aldı, biz de yanına gideceğiz, kavuşacağız, sen bol bol dua et" gibi *teselli* sözleri söylerken içimden çok sinirleniyordum çünkü bir yandan bu söylenenlerin benim için hiçbir anlamı yok, bir yandan da o inanca sahip olmalarını kıskandım çünkü sevdikleri birini kaybettiklerinde güç alabilecekleri (bende olmayan) bir şey var. Ama yok işte, bazı şeyleri kolaylaştırır belki diye "inanayım ben de" diyemiyorsun.

İnsan merkezli düşünme açıklamasına da katılıyorum epey. Evrenin merkezinde değiliz, varlığımızın bizden başka kimse için önemi yok. Bunu kabul edince hayat daha kolay.
0
kobuzchu kiz
(12.04.21)
Direk basliktaki soruya cevap degil ama default olanin inancli olmak gerektigi dusuncesi de nereden geliyor?
0
turkuaz
(12.04.21)
(3)

alkol aldıktan sonra sesler duymk?

aretwoane
Alkol aldım sarhoş oldum uyudum ve gece kalkığımda kafamda 2 insan sesi vardı, yardım isteyen. doktora gidiyorum psikotik bozukluk teşhisi konuldu acaba alkol hastalığımı tetikliyor olabilir mi?
Alkol aldım sarhoş oldum uyudum ve gece kalkığımda kafamda 2 insan sesi vardı, yardım isteyen. doktora gidiyorum psikotik bozukluk teşhisi konuldu acaba alkol hastalığımı tetikliyor olabilir mi?
0
aretwoane
(11.04.21)
nadir olarak alkol halüsinasyona sebebiyet verebiliyormuş, özellikle de çok içen biriyseniz. "alcohol induced psychosis" diye ararsanız bir şeyler çıkıyor.
0
isabella was a ginger
(11.04.21)
direkt alakalı olmayabilir ama belki ilginizi çeker:
www.ted.com
0
durme
(11.04.21)
ses sizinle mi konusuyordu. ne diyordu. o an sizin bilinciniz yerinde miydi. o sesin kaynagi hakkinda ne dusunuyordunuz, suan ne dusunuyorsunuz. detaylandirmak mumkun mu. doktor degilim. ama anlamak istedim. belki faydam olur.
0
tunaktunaktun
(11.04.21)
(4)

"Said that"ten sonra kullanılan zaman kipi hakkında

mikro patlama
Ölen kişiyle ilgili olarak, "Nel's mother said her son leaves behind three children."denmiş. Bu kullanım doğru mu? "has left" olmaz mı?
Ölen kişiyle ilgili olarak,
"Nel's mother said her son leaves behind three children."
denmiş. Bu kullanım doğru mu? "has left" olmaz mı?
0
mikro patlama
(29.03.21)
bazı durumlarda illaki tek bir seçenek olmak zorunda değil. "i was been a teacher" diyemezsin mesela, bu kesin olarak yanlıştır ama bazı durum ve ifadeleri farklı şekillerde veya zaman kipleriyle ifade etmek mümkün olabilir.

bu örnekte bence kullanım doğru. alternatif olarak ben "left" derdim açıkçası, adam ölmüş gitmiş zaten artık has'lik bir durum yok.

mesela "eşi ve üç çocuğu vardı" gibisinden ifadeler için de simple present kullanırlar genelde, "he is survived by..." şeklinde. başka tense görmedim ben. dediğim gibi bana sorarsan senin yazdığın örnekte left de olabilir, kimsenin itiraz edip "yok yau yanlış, böyle denmez!" diyeceğini sanmam; en fazla nedir, genel kullanılan kalıptan farklı olur. ama has left'i benim gözüm tutmadı, perfect gerektirecek bir durum görmüyorum bu cümlede.
0
der meister
(29.03.21)
ikisi de doğru kullanım bence. yeni öldüyse bu kişi, o an olmakta olan durumdan bahsetmek için geniş zaman kullanılabilir.
0
isabella was a ginger
(29.03.21)
Tablolar burada var.

www.perfect-english-grammar.com

www.ef.com

Kurala göre "left" olmalı.

"leaves" yanlış olmayabilir. Bilgi hâlâ doğruysa present simple kalabilir denmiş ilk linkte.

"has left" linkteki tablolara göre yanlış ama kullanıldığı durum varsa bilemem.
0
dissendium
(29.03.21)
Burda tense'in degismeyecegi durumlari guzel anlatmis: 7esl.com Report Something Immediately basligina giriyor sanirim sizinki. Haberi yeni duymus aninda aktariyor olmali
0
neverletyougodown
(29.03.21)
(12)

Benim Sevgili Bulmam İmkansız Sanırım

yanqoue
Bir şehirde yalnız yaşıyorum.İş dışında şehirde tanıdığım hiç kimse yok.İş yerinde ise zaten kız popülasyonu çok az, denk geldiklerim ise bir sebepten uyuşmadığım kişiler hep."Dışarı çık, gez, dolaş" diyecekler için ise şunu söyleyeyim; çıkıyorum ancak insan kalabalığı içinde yalnız hissedip daha kö
Bir şehirde yalnız yaşıyorum.
İş dışında şehirde tanıdığım hiç kimse yok.
İş yerinde ise zaten kız popülasyonu çok az, denk geldiklerim ise bir sebepten uyuşmadığım kişiler hep.

"Dışarı çık, gez, dolaş" diyecekler için ise şunu söyleyeyim; çıkıyorum ancak insan kalabalığı içinde yalnız hissedip daha kötü oluyorum. Herkesin arkadaş grubu var, kafede tek oturan kimse yok. Hem tek başına olsa ne olur, "tanışabilir miyiz?" diye bir şey mi kaldı ki. Sanırım bu şekilde yaşayıp yalnız öleceğim.
0
yanqoue
(13.03.21)
Eskişehir.
0
🌸yanqoue
(13.03.21)
şimdi yaş kaç bilmiyorum ama.
sevgili bulmak odaklı aktiviteler sevgili buldurmaz.
koltuğunda mutsuz mutsuz oturup gelsin biri bana aşık olsun dersen o iş olmaz :)

başka aktiviteler yaparken sevgili bulursun
arkadaşlarınla dışarı çıkarsın 1 2 3, birinin arkadaşının arkadaşı gelir 2 sohbet edersin hop sevgili olursun
bi kızdan hoşlanırsın, ağzına sıçar, onu birine anlatırsın, hop o anlattığınla sevgili olursun.

Şunu unutma
ilişkilerde ana unsur "eşitlik" olmalıdır.
Sen daha düşük, kız daha yüksek
Sen daha yüksek, kız daha düşük
(maddi, manevi kültürel, sosyal) olursa o ilişki birinin diğerine acıması olur.
olmaz.

sosyalleş, hayatını düzenle
sevgili kısmı kendiliğinden gelir
keşke bana biri bunu 20 sene önce söyleseydi :)
0
summatinyourteeth
(13.03.21)
Eskişehir o kadar da küçük bir şehir değil. İlgi alanlarınıza göre etkinliklere katılabilirsiniz. İnternet üzerinden de olabilir. Kitap kulübü, doğa yürüyüşü filan bilemem artık. Önce arkadaş olursunuz, elektrik varsa karşılıklı zaten kendiliğinden ilerler.

Dating app de deneyebilirsiniz. Düşük bir ihtimal de olsa insanlar bu şekilde sevgili edinebiliyor. Ekşi sözlük'te ya da burda denk gelebileceğinizden daha düzgün insanlarla karşılaşabilirsiniz. Okcupid birkaç sene önceki deneyimime göre oldukça düzgün insanların olduğu bir yerdi. Çürükler de olur tabii ama onu ayıklarsınız artık. Eskişehir de neticede ünivesite şehri, düzgün insanlar vardır diye düşünüyorum. Orda politikadan sanata, dinden ilişkilere pek çok alanda app size sorular soruyor, eşleşme oranını ona göre yapıyor.
0
isabella was a ginger
(13.03.21)
İnternetten bulun +1
12 yil once yonjadan tanistigim adamla 2,5 senedir evliyim. İyi ki tanimisim. Onun disinda yine internetten, kuzenimin komsusu, is arkadasim ve dershaneden sinif arkadasim gibi ortamlardan sevgililerim olmustu.
0
matilda
(13.03.21)
Bira içmelik veritabanına yaz bakalım bi kere neler oluyor
0
olaylar olaylar
(13.03.21)
kuzenimle bu konu hakkında konuşmuştuk. aslında sen kendini bulduğun,iyi hissettiğin ortamlarda bulun, zaten oradan bir şeyler olursa gelir. bir de hayat bu sürprizleri çok. beklemediğin yerlerden enteresan işler çıkıyor.
0
evimin paspasi
(13.03.21)
sevgili bulmaya odaklanınca daha da üzülür, depresyona girersin. o ruh haline girmeden karşı cinsten insanların bulunduğu ortamlara gir. bu pandemide o da biraz zor ama...

bunun dışında sözlük ve çöp çatan programlarını dene. mutlaka birisi çıkıyor.
0
false pretension
(14.03.21)
Internetten bulmak +1. Eksi sozlukte tanisip evlendim ben de esimle.
0
instant crush
(14.03.21)
Millet internetten bul demiş ama tip yoksa o da zor bence. Nette herkes tipe bakıyor. İnternetten herkes biribirine yürüyor. 1 kıza 1000 kişi mesaj atıyor. Ekliyor arkadaş olmak istiyor.

Bana kalırsa arkadaş ortamını genişletip tanışmak lazım kurs olur, spor salonu olur.

Birde çekim yasasına göre birşeyi ne kadar çok istersen o olmaz. Hani sözlükte bir entry vardı. "bu evreninin sen bakıyorken soyunamıyorum demesi." gidibidir bu işler.
0
komando kani var bende
(14.03.21)
"Birde çekim yasasına göre birşeyi ne kadar çok istersen o olmaz." bu bir hurafe, batıl inanç.

sanki sokakta insanlar tipe bakmıyor mu? ilk önce gördükleri şey tipiniz oluyor, ona göre davranıyorlar. eğer tipiniz düzgün değilse internetten bulmanız daha da kolay, çünkü en azından insanlar sizi tipinize bakıp yargılamadan önce konuşup içinizi öğrenme fırsatı buluyor, sempati besliyor, önyargı ortadan kalkıyor. dating app'te geçerli olmayabilir bu ama ilgi alanlarınızla ilgili yerlerde (ekşi sözlük, diğer sosyal medya) işe yarar.

bir de bariz bir şekilde sevgili aramak amacıyla ararsan bulamazsın diyenler olmuş. yani doğruluk payı var bunda, ama sevgili aramak da ayıp bir şey değil bence. sırf birileriyle tanışmak için bir kursa yazılınca samimi de dating app'e kaydolunca mı itici oluyor? ben öyle düşünmüyorum. bir de sırf takılmak ya da fb gibi amaçlarla dating app'te bir sürü insan tanıyıp sonra birine denk gelip evlenen de var. ne olacağını bilemezsiniz.
0
isabella was a ginger
(14.03.21)
Sevgili yapmaya değil arkadaş olmaya odaklan önce, networkü genişlet, ne kadar çok kız arkadaşın olursa şansın o kadar artar. Seni tanıyan kız arkadaşların çok rahatca başka arkadaşlarıyla seni eşleştirebilir.
0
John Bloor
(15.03.21)
Arkadaş veya sevgili bulmanın garanti çözümü: dans kursu... Sevdiğiniz bir dans bulun, eşli olsun. Dans kursuna adınızı yazdırın. Eşli danslarda muhtemelen sizin gibi tek yazılan birileri de olacaktır. Kişi sayısı tamamlanınca kurs başlar ve bir sürü insanla tanışırsın. Tabi biraz da girişken olmak lazım.. önerim lindy hop, swing kurslarıdır. Hem eğlenceli bir danstır hem de insan kitlesi iyidir.
0
humat
(17.03.21)
(8)

Çocuk neden sevgilisi olmadığını belirtti sizce?

namidigerkokuc
Üniversiteden, eskiden hoşlandığım kişiye geçen gün kafamı karıştıran bir meseleyle ilgili mesaj attım(yanlış anlaşılmasın yürüme falan yok). Sevgilisi var sanıyordum(ki eskiden vardı, ayrılmışlar), o yüzden inşallah kıza saygısızlık olmaz falan diyerek başladım. O da cevabı yazdı, sonra da ayrıca b
Üniversiteden, eskiden hoşlandığım kişiye geçen gün kafamı karıştıran bir meseleyle ilgili mesaj attım(yanlış anlaşılmasın yürüme falan yok). Sevgilisi var sanıyordum(ki eskiden vardı, ayrılmışlar), o yüzden inşallah kıza saygısızlık olmaz falan diyerek başladım. O da cevabı yazdı, sonra da ayrıca birlikte olduğum biri yok yazdı. Şimdi bu kişi birlikte olduğu biri olmadığını niye söyledi? Sırf 'kiza saygısızlık olmasın diye' dediğim için ve bu yanlış bilgiyi düzeltmek için mi. Yani ortada yanlış bilgi olmasın diye mi?
0
namidigerkokuc
(13.03.21)
Sen özellikle belirttiğin için o da doğal bir şekilde açıklamasını yapmış. Yürümemiş.
İlla yürüyeceksen yürüyebilirsin.
Özellikle birinin yürümesine engel olmak istesem ben hiç girmezdim o konuya boş bırakırdım.
0
megalomaniac
(13.03.21)
bana da sadece bilgiyi düzeltmek için demiş gibi geldi. yani ben onun yerinde olsam düzeltirdim karşımda kim olursa olsun. ama bu size ilgisi yok demek değil tabii, onu söyleyebilmek için daha çok veri lazım :)

hem biz niye yanlış anlayalım, yürümek istersen yürürsün, kime ne?
0
isabella was a ginger
(13.03.21)
şimdi açıkçası
"sana yürüyebilir miyim müsait misin?" diye yoklama yapmışın
o da
"buyur açığız" diye dönüş yapmış.

kıza saygısızlık olmasın diye başlamak pek masumane değil.
ben birine mesaj atarken "kocana saygısızlık olmasın" yazmıyorum
çünkü aklımın ucundan bile geçmiyor
0
summatinyourteeth
(13.03.21)
Ahahah :D yukarıdakiler +1

Kıza saygısızlık olmasın demek "musaitsen yürüyeceğim" demektir.
0
Benyinegulerim
(13.03.21)
"Müsaitim yürüyebilirsin" demiş. "kırmızı don giydiğini tahmin ediyorum" diyen birine "hayır haki renk seviyorum" diyerek bilgiyi düzeltme ihtiyacı hissetmem. Özellikle haki renk don giydiğimi bilmesini istediğim biri değilse tabi..
0
IncredibleMau
(13.03.21)
sevgilisi olduğu varsayımıyla "kafanı karıştıran bir meseleyle ilgili" mesaj atıyorsun, üstüne "yenge hanım kusura bakmasın" diye ekliyorsun ve bu soruyu mu soruyorsun cidden?

"ben onu yokladım, o da bu cevabıyla bana yeşil ışık mı yaktı" diye sormuş olsan daha samimi olurdu bence. duymak istediğin şeyi söylememizi istiyorsun.

ve tebrikler, duydun: kesinlikle yeşil ışık yakmış, boştayım, görüşelim demiş.
0
der meister
(13.03.21)
ya biriylr konusurken sevgilisine atif yapmak "baska" hangi alaka olabilir? dermeister+1
0
ala09
(14.03.21)
der meister +1

"sevgilin var mı?" diye sormuşsun o da yok demiş.
0
himmet dayi
(14.03.21)
(9)

Gerçekten Astral Seyahat diye bir şey var mı?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,,Önceden Astral Seyahat, Lucid Dreaming, ruhani boyutlara falan çok merak salmıştım, bi 10 yıl önce falandı tüm bunlar. Ergenlik dönemleriydi işte. Sürekli bu konularda bir şeyler okuyordum ama hiç girişmedim. Dolayısıyla gerçek mi yalan mı öğrenme şansım olmadı. En çok merak etti
Merhaba arkadaşlar,,

Önceden Astral Seyahat, Lucid Dreaming, ruhani boyutlara falan çok merak salmıştım, bi 10 yıl önce falandı tüm bunlar. Ergenlik dönemleriydi işte. Sürekli bu konularda bir şeyler okuyordum ama hiç girişmedim. Dolayısıyla gerçek mi yalan mı öğrenme şansım olmadı. En çok merak ettiğim de Astral Seyahat idi. İnternette birçok kişi bunun nasıl yapıldığından, seyahat esnasında neler yaşadıklarından falan bir sürü şey yazmış. Yaptığını iddia edenlerin çoğu öyle şuraya gittim buraya gittim gibi abartı şeylerden bahsetmemişler. Sadece oldukları yerde dolandıklarını söylemişler.

Üniversite hazırlığa gidiyordum o zamanlar. Arkadaşlarıma sorduğumda falan yaptığını iddia edenler olmuştu. En garibi de ateist olduğunu söyleyen birinin bunu yaptığını söylemesiydi. Hem doğaüstü şeylere inanmayıp hem de astral seyahate çıkmak değişik bir olay. Her neyse bu sohbetler azalarak bitme noktasına geldi günümüzde. Ama benim kafamda tek bir soru var: Gerçek mi? Şimdi saçma geliyor ama yaptığını iddia eden bu kadar insan da uyduruyor mu? Yoksa bir çeşit ot kafası falan mı? Siz ne diyorsunuz? Yaptınız mı hiç? Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(13.03.21)
Astral seyahat dediğiniz şey ruhla alakalı. Ruh metafizik bir kavram. Tanrı var mı diye sormaktan bir farkı yok.

Materyalist bir bakış açısıyla bakarsak, elbette öyle bir şey yok. Beynimiz, dolayısıyla "ben" dediğimiz şey maddeden oluşuyor. Ölünce bizi oluşturan maddeler çözülüyor ve doğaya karışıyor. Yok oluyoruz. Ruh diye bir şey yok.

İnançlı biriyseniz "olabilir" diyebilirsiniz.

Ateist arkadaşınızın muhtemelen kafası karışıkmış. Materyalist ve ateist biri ruh kavramına inanmaz çünkü.

---

"out of body experience" diye wikipedia'dan bakınca bu "deneyim"lerin psikolojik ve nörolojik bazı sebepler yüzünden ortaya çıkabileceği yazıyor. örneğin: travmatik beyin hasarı, duyusal yoksunluk (sensory deprivation: yani duyu organlarının kısıtlanarak duyu verilerinin azaltılması durumu), ölüm tehlikesi atlatmak (near death experience), uyuşturucular, dehidyasyon (susuz kalmak), uyku problemleri, rüya görmek (ve gerçek zannetmek) benzeri şeyler. astral seyahat gerçekleştirdiğini söyleyen kişiler muhtemelen bunlardan birini deneyimliyor aslında.
0
isabella was a ginger
(13.03.21)
Astral seyahat yok, ama şizofreni gerçek. Böyle sağa sola gittiğini iddia eden arkadaşlarınız varsa profesyonel destek önerin.
0
roket adam
(13.03.21)
astral seyahat gerçek olsaydı medyum tipli şarlatanların orta gelir grubunu söğüşlemek için kullandıkları bir yağlı kapı değil, yakın gezegenleri ya da okyanus dibini araştıran biliminsanlarının aktif kullandığı bir keşif yöntemi olurdu. ya da devletlerin kullandığı geçerli bir istihbarat yöntemi olurdu.
0
sinek kral
(13.03.21)
OOBE gerçek mi sorusunu iki şekilde yorumlamak mümkün:

Gerçekten ruh (ya da her neyse) bedenden çıkıp bir yerlere gidebiliyor mu? Bunun olduğunu iddia eden bir sürü insan var. "Manitimin evine gittim, üzerinde pembe pijaması vardı, yatağın üzerinde saçlarını tarıyordu. Kendime gelince aradım gerçekten pembe pijamasıyla saçlarını tarıyormuş." gibi çok iddialar okudum. Bunu lab koşullarında yapabilen ise tabii ki tarih boyunca hiç olmadı. Astral seyahat yapabildiğini iddia edenlere, bulunduğu odaya belli bir nesne gizleyip o nesnenin ne olduğunun sorulması türünden deneyler %100 başarısızlıkla sonuçlandı.

Gerçekten böyle kafalar var mı? Tabii ki var. Beyin insanı nelere inandırıyor, bedeninden çıktığına mı inandıramayacak? Ayık kafayla güzel deneyimler yaşamak için şu kavramlarla başlangıç yapabilirsiniz: (bkz: ganzfield effect), (bkz: sensory deprivation tank)
0
son feci skilacci
(13.03.21)
ben iki defa yasadim hatta belki dalga gecenler de olabilir ama ikinci olan ve son olanda japonca konuşarak uyandım. hala etkisindeyimdir.
0
evimin paspasi
(13.03.21)
tasavvuf inancı
tüm dinlerin, tüm öğretilerin aslında tasavvuftan doğduğuna
çile hane, çile çekme ritüellerinin bir nevi erme olduğuna
bu tip neş'e atlayan kişilerin astral seyahat diye de adlandırılan, zaman ve mekandan bağımsız olma durumuna geçebildiklerine inanır.

ama roket adama katılıyorum, 1500 sene önce peygamberim diyen adamlar, bugünün ruh hastaları
0
summatinyourteeth
(13.03.21)
rüyasını kontrol edip astral seyahate çıktığını düşünüyor olabilir bir ihtimal.

Uçuk şeyler yapmamışlar demişsin ama istediği mekana gidip dolaşabildiğini iddia edenler de var. Eve bi kağıt yazıp bırakmak ve gelip okumasını istemek lazım. Bunu hep "birilerinin yaptığı" söylenir ama kimse o kişi olmaz :D
0
nhk ni youkosu
(13.03.21)
var, cen kabla bol bol çıkıyor. hikayelerini de paylaşıyor yutubda. bi bakın derim.
0
phoenixbucklesby
(14.03.21)
Bu konnuda iddialı olanla birilerine Nasa'nın verdiği bir ayar vardı yanlış hatırlamıyorsam. Bu şahıslar "bize biraz ödenek verin uzay muzay gezip bilgi toplayıp gelelim" gibi bir başvuru mu ne yapmışlar Nasa'ya.

Nasa'daki abiler de bunları bir toplantı odasına alıp "şu dolabın üstünde bir kitap var, astral seyahat ile kitabın adını okuyun bize yeter" gibi bir karşılık vermişlerdi.

Şehir efsanesi de olabilir bu hatırladığım gerçek de, nihayetinde bunu yaptığını söyleyenden ispat etmesini istemek çok basit.

Var olduğunu ve yaşadığını söyleyenler derin rüyalar görüyor olabilirler, hemen de şizofreni dememek lazım saki.
0
John Bloor
(15.03.21)
(29)

ilk kez öpüştüğünüz kişi

neverguesser
ama not edeyim, öyle yanaktan ya da naif şekilde değil, gayet tutkulu bir şekilde ilk kez dudağından öptüğünüz kişi şu an nerede, ne yapıyor? evlendi mi? stalk'luyor musunuz? buyrun sohbete
ama not edeyim, öyle yanaktan ya da naif şekilde değil, gayet tutkulu bir şekilde ilk kez dudağından öptüğünüz kişi şu an nerede, ne yapıyor? evlendi mi? stalk'luyor musunuz? buyrun sohbete
0
neverguesser
(21.02.21)
belçika'da yaşarken hollandalı bir kızla evlenmişti, singapur'da yaşıyorlardı, en son konuştuğumuzda (bir sene önce) amerika'ya taşınma planları vardı. herhalde amerika'da yaşıyorlardır şimdi. stalklamıyorum, zaten sosyal medya kullanmıyoruz. çok sevdiğim bir dostumdur hala, araya o kadar mesafe fln girince iletişimimiz koptu bayağı ama şimdi arasa/arasam araya hiç mesafe ve zaman girmemiş gibi yine dostça uzun uzun konuşuruz.
0
pati
(21.02.21)
hatırlamıyorum bile.
0
roket adam
(21.02.21)
Bu duyuruyu okuyunca “haa öyle biri de vardı evet” dedim.
0
ruhen hastayim ben
(21.02.21)
Yurt disinda. Evlenmedi ama stalklamiyorum.
0
kenarortay
(21.02.21)
Hala beraberiz ama arada uzun süreli bir ayrılık oldu. Sonra bir yerde denk geldik tekrar barıştık.
0
jazzabel
(21.02.21)
hafızamı baya bi zorladım ama kim olduğunu hatırlamıyorum. hatırlasaydım stalklamazdım da. ama şu an bu yazıyı okuyunca aklıma gelir instadan tivitırdan bakabilirdim.
0
golgi aygıtı
(21.02.21)
Bi daha hiç görmedim. Hiçbir fikrim yok. Zaten normalde beğenmeyeceğim biriydi,, sarhoşken öpülmüştüm:(
0
i ve been mistreated
(21.02.21)
Instagram'da ekli ama aktif bir iletişimimiz yok. Arada paylaştığım fotoğrafları beğeniyor diye çıkarmıyorum heheh
0
Jux
(21.02.21)
@i ve been mistreated +1
0
peki madem
(21.02.21)
Hala dost kaldığımız için bir dostumu stalklıyor gibi arada stalklıyorum tabii ki ;)
Evlenmedi ama tutkulu şekilde başkasını öpüyor.
0
eksi sozlugun tatli insani
(21.02.21)
facebook listemde.
ilk eklediğimde (ya da o mu eklemişti, hatırlayamadım) arada bir haberleşiyorduk ama aktif iletişimimiz yok şu anda.
herhangi bir flört falan gibi değil, eski arkadaş gibi bir sohbetimiz vardı zaten.
zamanında çok yakın arkadaştık, 1-2 ay çıkmıştık ama olmayınca ayrılıp arkadaşlığa devam etmiştik.
işin içinde seks olmayınca, o yaşlarda oluyordu öyle şeyler tabii.

çok da sevdiğim bir insandır.
profesyonel fotoğrafçı, evli değil, stalklamıyorum.
0
blatta hiberna
(21.02.21)
evli, iki çocuğu var.

ben stalklamıyorum çünkü umurumda bile değil nerede olup ne yaptığı.
ama iki yıl kadar önce abim wp'dan ablalarıyla birlikte birkaç fotoğrafını attı. (nereden, niye bulmuş bilmiyorum allah'ın işsizi) başta tanıyamadım, o hatırlatınca şok oldum.

sonra dikkatle bakınca fark ettim ki neredeyse hiç değişmemiş. yani bizim türk kadınında tipik olan iki çocuğu yapınca godzilla'ya dönme sendromundan mustarip değil. çökmemiş, iyi görünüyordu.

zaten daha 16 yaşında bile fiziği muhteşemdi. o anlamda onun gibi birini daha "öpmedim".
0
filteria
(21.02.21)
en son hangi üniversitede ve hangi bölümde okuduğunu öğrenmiştim. benimkiyle çok benzerdi. ama iletişim kurmadım. şimdi mezun olmuş olmalı. ne yaptığına dair hiçbir fikrim yok.
0
isabella was a ginger
(21.02.21)
adını hatırlayamıyorum
hatırlasam stalklamak isterdim
0
superb
(21.02.21)
sosyal medya kullanmıyor. belki evlenmiştir bilmiyorum. sosyal medyası olsa bakardım ama.
0
jelly bear
(21.02.21)
Kendisi şu an brezilya'da zaten brezilyalı yüksek lisansını bitirmiştir varsayıyorum. Belki doktora yapıyordur arada sırada paylaştığı sunum fotoğraflarını görüyorum :)
0
anarsika
(21.02.21)
Baska bir sehire tasindi. En son tutkuyla optugu kisi kiskandigi icin beni facebook'tan silmisti gecen sene :D beni neden kiskandigina dair hicbir fikrim yok. İnstagramda duruyor, orda gormedi herhalde yeni maniti :D aktif bir iletisimimiz yok. Ayrildiktan sonraki ilk yillarda vardi. Pek stalklamiyorum.
0
invictae
(21.02.21)
kendisiyle evlendim, eşim olurlar.
0
pccopath
(21.02.21)
hiçbir fikrim yok, stalklamak adetim değil :D
0
superfluid
(21.02.21)
Korkunc tipsiz ve ne alaka dediğim bir kızla nişanlanmıştı en son, belki evlenmiştir ama çok da önemli biri değildi 1 2 ay flört ettiğim biriydi o yüzden stalklamıyorum, arkadaşlardan duyup bakmıştım o zamanlar
0
Mossy
(22.02.21)
Uyuşturucudan beyni akmış şekilde sağda solda dolanıyor. Belki uüksek dozdan ölmüştür. Stalklama adetim yok insanları. Olsa da bakmazdım. Haline üzülüyorum.
0
tessera
(22.02.21)
Stalklamıyorum ama bir iki denk gelmiştim, tıp okuyor hala. İkimiz de yetişkin bireyler olarak arkadaş devam edecektik ama sevgilim çok sıcak bakmadı bu fikre, isteklerine saygı duydum ben de. Yarım senedir falan konuşmadım kendisiyle.

Çok ekstra biri olacağını düşünmüyorum, uzmanlığını alır; hobi olarak müzik yapmaya devam eder vs. öyle yaşar. Çok heyecan aramıyordu zaten. Umarım mutludur ¯\_(ツ)_/¯
0
aguen
(22.02.21)
bilmiyorum. stalklamıyorum
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(22.02.21)
açık konuşayım yıllar önce belki 5-6 sene olmuştur aklıma gelmişti, sosyal medyada aradım stalk için ama bulamamıştım. 2019 da fake hesabından beni eklemiş. belli belirsiz bir profil fotosu koymuş. başta anlamadım sonra whatsapp verdi, biraz muhabbet ettik. 2. evliliğini yapmış, türkiye'ye gelince haber ver buluşalım dedi, biliyorum buluşursak takılırız da ama evli olduğu için içimden gelmedi. arada estikçe 2-3 ayda bir bakıyorum instadan, hatta şuan aklıma gelince bile açıp baktım :D
0
ada meltemi
(22.02.21)
benimle birlikteyken "öyle şey olur mu yahu o benim ilkokul arkadaşım!11!!!!!111!!!" dediği kişiyle evli şu an. :))))))))))))))))

çok umrumda değil de, sağlam travmalarımdan biri olduğu için arada açıp bakıyorum ne durumda diye.
0
piremses
(22.02.21)
Kendisi minor sozluk celebritysi idi, birakti. Simdi bir Avrupa ulkesinde calisiyor.

Stalk ata sporum.
0
cleric
(24.02.21)
kendisi benim arkadaşım hatta beni bir arkadaşıyla bile tanıştırmaya çalıştı. zaten geçmiş 18 sene. Baya ünlü bir ressam.
0
guitarissimo
(26.02.21)
amerikanın bir eyaletinde doktora yapıyor en son 1000 dolardan az bir paraya aldığı 20 senelik arabayı satıyordu.

40 yılda bir stalklıyorum.

öpüşeli 9 sene geçmiştir.

kesin sevgilisi vardır şu an.
0
rain when i die
(26.02.21)
ilk öpüştüğüm bir escorttu, çinliydi, malezyada kuala lumpurda otel odasında öpmüştüm.
sevgili olarak ilk öptüğüm kız, biz beraberken zayıfladı, baya zayıfladı, daş oldu.
Beni bıraktı baya kıro bir herifle evlendi.
7 8 sene önce instagramda denk gelmişti, kocası buna butik açmış (kız bilg. mühendisiydi)
0
summatinyourteeth
(26.02.21)
(7)

eski kaşarı nasıl saklayacağım?

birbuket
Duyuruda görüp Kars'tan 3 kilo eski kaşar getirttim. Bunlar vakumlu poşetlerde ama buzdolabında yapış yapış olur gibi geliyor. Nasıl uzun süre saklayabilirim?
Duyuruda görüp Kars'tan 3 kilo eski kaşar getirttim. Bunlar vakumlu poşetlerde ama buzdolabında yapış yapış olur gibi geliyor. Nasıl uzun süre saklayabilirim?
0
birbuket
(20.02.21)
Buzluğa koyarak?
0
isabella was a ginger
(20.02.21)
vakumlu poşette buzdolabında da uzun süre saklanabiliyor. 3 kg'ın tamamı aynı vakumlu poşette değilse tabi.
0
pati
(20.02.21)
buzluğa koy.
0
jelly bear
(20.02.21)
porsiyonlayıp buzluğa koyun yiyeceğiniz zaman çözüdürn taptaze oluyor
0
iwillsee
(21.02.21)
Buzluğa koymak bir çözüm ancak ben kars kaşarını satıcının önerisi ile buzdolabının normal kısmına koydum hiç bir şey olmadı.
0
mucoaga
(21.02.21)
duyuruda farketmeden?! reklamı yapılan kars gravyer kaşarı benim de gözdem oldu. bence ilk kurşunu atana satıştan komisyon ödensin
0
esref
(21.02.21)
@esref katılıyorum. Cevaplarınız için teşekkürler arkadaşlar.
0
🌸birbuket
(21.02.21)
(2)

İngilizce e-kitap

dissendium
İngilizce e-kitap (özellikle roman) bulmak için hangi siteleri kullanıyorsunuz? PDF biçiminde arıyorum. Teşekkür ederim.
İngilizce e-kitap (özellikle roman) bulmak için hangi siteleri kullanıyorsunuz? PDF biçiminde arıyorum. Teşekkür ederim.
0
dissendium
(19.02.21)
libgen.is

fiction seçeneğini seçerseniz daha çok romanlar çıkıyor. her formatta oluyor genelde.
0
isabella was a ginger
(19.02.21)
Z-library > z-lib.org, b-ok.cc
0
groove
(19.02.21)
(4)

Çevirinin çevirisi olmayan Türkçe çeviri kitap tavsiyesi?

isabella was a ginger
İngilizce kitapları orijinalinden okuyorum, bazen Türkçe bir şeyler okuyasım geliyor, internetten İngilizce dışında bir dilde yazılmış çeviri bir kitap alıyorum, hoop, bir bakıyorum, İngilizce çevirisinden çevrilmiş! Bıktım yahu. Çevirinin çevirisi okumak istemiyorum ben. Türkçe kitap okuyamaz oldum
İngilizce kitapları orijinalinden okuyorum, bazen Türkçe bir şeyler okuyasım geliyor, internetten İngilizce dışında bir dilde yazılmış çeviri bir kitap alıyorum, hoop, bir bakıyorum, İngilizce çevirisinden çevrilmiş! Bıktım yahu. Çevirinin çevirisi okumak istemiyorum ben. Türkçe kitap okuyamaz oldum bu yüzden.

Gerçekten İngilizce dışında bir dilden doğrudan Türkçeye çevrilmiş bildiğiniz roman veyahut felsefe/araştırma kitapları var mıdır? Varsa tavsiye edebilir misiniz?
0
isabella was a ginger
(19.02.21)
Franz Kafka Dönüşüm kapağında Almanca aslından çevrildiği yazıyordu.

"(Dil adı) aslından çeviri" şeklinde ararsanız bulabilirsiniz.
0
dissendium
(19.02.21)
-Kitap alırken künye sayfasına bakın. Orada hangi dilden çevrildiği yazar.
-Az çok çevirmenlere aşina olmaya çalışın. Hangi çevirmen iyi çeviriyor bilin. Orjinalden çevirip metni çorba eden çevirmenler de var.
-Kaliteli yayınevlerine yönelin.
0
lesmiserables
(19.02.21)
@lesmiserables

işte çoğunlukla online alışveriş yaptığım için oluyor. en son aldığımda da can yayınlarının kitapları da jelatinliydi, o yüzden bakamamıştım. hepsi öyle mi bilmiyorum.
0
🌸isabella was a ginger
(19.02.21)
çevirmenlere dikkat edebilirsiniz. bir süre sonra aşina oluyorsunuz, mesela yelda gürlek italyancadan çeviriyor, güzel de çeviriyor. yine rekin teksoy, başlı başına kitap alma sebebi.
italyanca demişken yazar olarak da niccolò ammaniti'yi önereyim. bütün kitapları güzel ama "tanrı nasıl isterse" ve "eğlence başlasın" aslından çeviri, onlara bir bakabilirsiniz.
0
juliette
(19.02.21)
(8)

Mutlu olamadığın gerçeğiyle yüzleşmek

anladespina
Merhaba duyuru ailesi. Bugün bir anda, bir süredir mutlu olmadığımı fark ettim. Biraz daha düşününce, son birkaç yıldır bir kez bile (anlık küçük birkaç şey hariç) hiçbir şeyin beni mutlu etmemiş olduğunu fark ettim. Bu gerçekle yüzleştiğim andan beri çok kötü hissediyorum. Yaşamanın hiçbir anlamı k
Merhaba duyuru ailesi. Bugün bir anda, bir süredir mutlu olmadığımı fark ettim. Biraz daha düşününce, son birkaç yıldır bir kez bile (anlık küçük birkaç şey hariç) hiçbir şeyin beni mutlu etmemiş olduğunu fark ettim. Bu gerçekle yüzleştiğim andan beri çok kötü hissediyorum. Yaşamanın hiçbir anlamı kalmamış gibi hissediyorum. Neden mutlu olamıyorum sizce? Lütfen "yaşam böyledir, zordur, küçük şeylerle yetinmeyi öğrenmelisin" demeyiniz. Elbette ben de isterim, yoksa neden olmayayım?
0
anladespina
(31.12.20)
Doyumsuzluk, amaçsızlık vs. her şey olabilir.
Mesela Freud sevgi ve çalışma yoluyla mutluluk aramamız gerektiğini öneriyor.Ben mutlu olup olmadığıma odaklanmadan yaşıyorum ve iyi hissediyorum.
Herkes için geçerli bir mutluluk reçetesi yoktur ayrıca.Durumunuzu bilmeden yorum yapmak zor.
0
Fiyu
(31.12.20)
neden mutlu olamıyorsun? anam dünyanın en zor sorusu bu be. yapmaktan keyif aldığın şeylere odaklan diyim de bari bi cevap olsun.
0
antihero
(01.01.21)
schopenhauer hayatın atlatılması gereken bişey olduğunu söyler, okuduğumdan beri hiç unutmam bu sözü yıllardır :)
0
megacracker
(01.01.21)
değişiklik olmadığı için.
hayata farklı bir alışkanlık katınca onunla birlikte yeni hedefler planlar geliyor. bir kısmını gerçekleştirip mutlu oluyor veya gerçekleştirmeye çalışıp duruyorsunuz.
eğer stabil, rahat, konforlu, sınırlı bi hayat yaşıyorsanız mutluluk gelmez. sürekli bozmanız gerek, bozdukça yeniden (ve mümkünse daha iyisini) yaparak mutlu olacaksınız. bunu hayatınızdaki her detaya uygulayabilirsiniz. arkadaşlarınız, eviniz, hobileriniz, uyuduğunuz yastık, yediğiniz yemekler, fiziksel görüntünüz, okuduğunuz kitaplar vs vs.

cevabım: atalet. ve olduğunuz yerde durmayı tercih ettiğiniz için.
0
jimjim
(01.01.21)
geçen yıl 2 milyon insan sanki ortaçağdaymışız gibi gripvari bir hastalık yüzünden öldü.
bak ÖLDÜ diyorum ÖLDÜ. hayatta kaldığımıza neden şükretmeye gayret etmiyoruz?
bu zamanda kimse zaten adamakıllı mutlu olamaz. uzun bir süre olmayacak da.
0
birsürüsorumvarr
(01.01.21)
Maalesef bu durum bende de var. Asla kendimi mutlu hissetmiyorum yada yaptığım şeyler beni mutlu etmiyor. Sanki asla mutlu olamayacakmışım gibi düşünüyorum :) alıştım ya böyle gidiyor işte... Belki bir gün biri denk gelir hey dur bakalım artık mutlu olmalısın bunun için sana rehberlik edeceğim der o zaman mutlu olmak için adım atarım :D :D tabi bu bir şakaydı kimse senin mutluluğun için ekstra çaba sarf etmez :)
0
madurumdamadurum
(08.01.21)
Varoluşsal sıkıntılara hoşgeldin. Arada gelir, geçiyor merak etme.
0
antihero
(12.04.21)
günümüzde gerçekten mutlu olabilmek çok zor. ya mutsuzluğu kabullenip geçici hazlarla (beş duyusal hazlar, kısa vadeli hedefler) yetineceksiniz, ya da kendinize bir yaşama amacı bulacaksınız. hayatın bir anlamı yok, bu anlamı öznel olarak sizin, kendiniz için bulmanız gerekiyor.
0
isabella was a ginger
(12.04.21)
(3)

Küçükken insanlı şeylerden (oyuncak, çizgi film) tiksinen bir tek ben miyim

isabella was a ginger
Küçükken insanlı şeylerden nefret ederdim. Birisi bana bebek hediye edecek olsa mesela saçlarını kesip yüzlerini karalıyordum. Bir tek peluş hayvan oyuncaklarını, legoları filan severdim. Çizgi film kanalları vardı mesela, nickelodeon, fox kids, jetix filan, orda da en çok hayvanların karakter olduğ
Küçükken insanlı şeylerden nefret ederdim. Birisi bana bebek hediye edecek olsa mesela saçlarını kesip yüzlerini karalıyordum. Bir tek peluş hayvan oyuncaklarını, legoları filan severdim. Çizgi film kanalları vardı mesela, nickelodeon, fox kids, jetix filan, orda da en çok hayvanların karakter olduğu çizgi filmleri severdim. En çok tiksindiğim ise gerçek insanların oynadığı, çizgi film olmayan çocuk dizileriydi. Hannah montana filan... o tarz şeyler. spy dogs, catdog, aaahh!! real monsters, spongebob gibi çizgi filmleri çok severdim.

Bratz, barbie, powerpuff girls sevdiğim bir dönem (8-10 yaş) olmuştu bu tür istisnalar dışında insanlı şeylerden hep nefret ettim. Benim gibi olan yok mu acaba?
0
isabella was a ginger
(21.11.20)
Aaa, bembombom meyvesi :) :) bay öl-üm. Hahah. Ben de severdim çılgın korsan jack'i.
0
🌸isabella was a ginger
(22.11.20)
Bizim nesil kanal d de tusubasa ile büyüdü. Canavarli Pokemon izledik ,Ama heide de izlenirdi. çok seçim hakkımız yoktu zaten . Ne varsa o izlendi. Kedili garfield vardı oradaki abiyi severdim. Power Rangers falan vardı off ne izlerdik. Bir ara gündüz kuşağında korku dizisi gibi birşey vardı ona hasta olduk ama yayından çabuk kalkti.

Ama insandan tiksinme durumu yoktu. Hafta sonu film izlenirdi. Malum pazar günü erken kalkma durumu yok. Parlement sinema gecesinde film izleyebilmek çok güzel bir duyguydu.
Pazartesi günü, hafta sonu izlenen filmler konuşulurdu.
Çok fakir bir çocuklukmuş şimdi fark ettim.

Ama insandan tiksinme durumu is hayatından sonra başladı.
0
ycaycayca
(22.11.20)
saçma sapan bir teori: Ailen sürekli "insanlar çok iğrençtir, hayvanlar çok masum ama insanlar çok iğrenç, korkunç hep kötülük yaparlar" falan diye mi konuşuyordu?
0
r_u_h
(11.01.21)
(10)

Trendyol'daki Hotiç ayakkabılar sahte olabilir mi?

isabella was a ginger
Selam. Önce soru: Hotiç resmi olarak trendyol'da satış yapıyor mu, bilen var mı?Lüks markaların sahtelerinin yapıldığını ve satıldığını zaten biliyoruz. Bi süre önce gene trendyol'da gezerken 28378383 farklı model ve renkte Benetton çanta görmüştüm ve şüpheli gelmişti bana bu durum. Modeller Benetto
Selam. Önce soru: Hotiç resmi olarak trendyol'da satış yapıyor mu, bilen var mı?

Lüks markaların sahtelerinin yapıldığını ve satıldığını zaten biliyoruz. Bi süre önce gene trendyol'da gezerken 28378383 farklı model ve renkte Benetton çanta görmüştüm ve şüpheli gelmişti bana bu durum. Modeller Benetton çizgisine de pek uymuyordu. Benetton'un sahtesini niye yapsınlar yeaa diyenler oldu ama ben eminim artık.

Bugün gene trendyol'da geziyordum, güya hotiç ayakkabılarda indirim varmış. Hotiç'in Yaya serisinden abartmıyorum 600 farklı modelde ayakkabı var şu an trendyol'da. (Tekrar baktım, 2506 farklı modelmiş. Hotiç bu sezon ne kadar sıkı çalışmış diyor insan.) Sizce de çok şüpheli bi durum değil mi bu? Hotiç ne ki sahtesini yapsınlar diye düşünebilirsiniz ama ufak bi araştırma ile birkaç şikayete denk geldim internette. Bunlardan biri şüphelerimi doğrular nitelikte:

mobile.twitter.com

---

Evet şaka gibi gerçekten... Yakında lcw filan da sahte çıkabilir trendyol'da. En ucuz markaları bile kendi orijinal sitelerinden almak gerekiyor sanırım. Nasıl göz göre göre her yerde reklamları var ve bu kadar popüler akıl almaz bir durum.
0
isabella was a ginger
(18.11.20)
Sahte değil. Markaların çoğu kendi ucuz ürünlerini yaptırıyor. Aynı markanın iki çeşit ürünü oluyor. Biri kaliteli malzemeden yapılan pahalısı diğeri ise ucuz malzemeden yapılan ama marka adı taşıyan ürün. Bu şekilde her çeşit müşteriyi hedefliyorlar. Fabrika ve İnci'nin de böyle ürünleri var. Hem kaliteli pahalı ürünleri hem kalitesiz ucuz ürünleri var.
0
GoodMorningTeacher
(18.11.20)
Yaya'nın daha ucuz olduğunu biliyorum. Ama onun da sahtesini yapmışlar anladığım kadarıyla, paylaştığım twitter linkinde resimleri var, gelen ayakkabının tekinde yaya yazıyor, diğerinde başka bir şey.
0
🌸isabella was a ginger
(18.11.20)
sahte deseler inanırım.
aynı ürün hem 50 tl hem de 250 tl ye satıyor.
bin tl olan parfüme 238 tl ile satışa koymuşlar yuh dedim.
diğer siteler gibi başkalarının ürününü kendi sitesinde satıyor.
tercih etmiyorum.
0
seyduna6687
(18.11.20)
orijinal ama fabrikada basım hatası olmuş gibi geldi bana. siz de o yüzden bu ürünü bu kadar ucuza alabilmişsiniz :) önceden pazarlara giderdi bunlar artık trendyola :)
0
sonsuz
(18.11.20)
Fason üretimdir(bu ayakkabıların çoğu aynı yerde yapılıyor zaten). Greyderdeki ayakkabiyi dockersta, altınyıldızda, desada gördüm birer sezon arayla. O yüzden normal bence. Bu arada bana da bugün ayakkabı geldi trendyoldan. Hotiç kutusuna bile koymamislar. Ama ayakkabı güzeldi bak.
0
westblack
(18.11.20)
Hoticten Aldigim botu 1 yil sonra trendyolda gormustum. Eski sezon da olabilir.
0
durgunfoton
(18.11.20)
Satıcıya bakmak lazım. Hotiç’in satıcısı yine hotiç. Geçen urban decay palet aldım ölü fiyatına satıcısı lorealdi.

Satıcı x tekstil, y kozmetik, z ticaretse uzak duruyorum.
0
jazzabel
(18.11.20)
hotiç hep öyle. hotiçteki ayakkabının 500 liradan 50 liraya kadar indiğini gördü bu gözler.

ayrıca hotiç ortalama üstü bir marka öyle lüks değil. yaptıkları tamamen satış stratejisi.
0
koela
(18.11.20)
Hotiç konkordato vereli çok oldu. Yaya hotiçin suni deri alt segment markası. Ellerinde kalanları satıyor olabilirler. Sektörden bildiriyorum:)
0
suicides underground
(18.11.20)
Geçen sene aldım, Hotiç kendi mağazasından gönderdi hatta fatura da direkt Hotiç'tendi. Ama giyilmiş ayakkabı gönderdiler :D iade ettim.
0
lcha
(18.11.20)
(13)

sevgiliniz sosyal medya DM'lerinizi (özel mesajlarınızı) okusa

Transa
tepkiniz ne olurdu? a) umursamam, saklayacağım bir şey yok baksınb) izinsiz baktığı için kızarımc) diğer (açıklayınız)
tepkiniz ne olurdu?

a) umursamam, saklayacağım bir şey yok baksın
b) izinsiz baktığı için kızarım
c) diğer (açıklayınız)
0
Transa
(30.10.20)
Refleks olarak yaptıysa 1.
Düzenli olarak yapıyorsa kızarım elbette.
0
olaylar olaylar
(30.10.20)
A
0
sta
(30.10.20)
Hiç önemsemedim. Hatta eğlenceli olabiliyor. A, son kararım.
0
Amory Lorch
(30.10.20)
A
0
velvetmorning
(30.10.20)
Kontrol edilmek sinirimi bozuyor. Telefon ortada duruyor işte.
0
allah yazdiysa bozsun
(30.10.20)
b tabii ki.
0
isabella was a ginger
(30.10.20)
B. sevgiliyiz diye sınırımız yok değil.
0
rose parks
(30.10.20)
Hem A hem B. Anlamadığım bir nokta var. İzinli dm bakma nasıl oluyor? a ile b aynı oluyor o zaman zaten galiba.
0
bitchesaintshit
(30.10.20)
b. sakladığım bi sey oldugundan değil ama gizli gizli bakıp kontrol etmek çirkin geliyor. yoksa yanimda okuyorsa veya geyigine yapiyorsa yapsin sorun yok.
0
pink cadillac
(30.10.20)
b
0
yuvarlanantencereninkapagi
(30.10.20)
B
Sevgilimin okumasını istemeyeceğim mesajlarım var. Onun telefon gruplarında da görmek istemeyeceğim arkadaş mesajları var.
Ortada bir durum yoksa kimsenin telefonuna el sürmem. Sürmem gerekiyorsa da ilişki biter zaten. Hislerim hiç yanıltmadı beni.
0
pudra
(31.10.20)
Saklayacak bir şeyinin olmaması birinin sana saklayacak bir şeyin var gibi davranması hakkını vermez. Kaldı ki saklayacak bir şeyin de olabilir. İlle aldatıyorsun diye bir şey yok sevgilisin diye her şeyini bilmeye hakkı var sanıyorsa zaten sinirlenirim. Herkesin özeli olabilir.
0
eatpraylaw
(31.10.20)
c) böyle bir varoşla neden birlikteyim ki diye kendimi sorgularım.
0
bohr atom modeli
(31.10.20)
(5)

Tek tip beslenmek çok mu sağlıksız?

Unde bach canim
Yani tek tipten kastım sebze ve meyve neredeyse hiç yemiyorum. Tavuk, dana eti, balık, pirinç, yumurta, kefir, makarna ve yemeğe katılan soğan baharat dışında bir şey çok nadiren yiyorum. Bağışıklık sistemime ve sağlığıma zararlı mı böyle beslenmek?
Yani tek tipten kastım sebze ve meyve neredeyse hiç yemiyorum. Tavuk, dana eti, balık, pirinç, yumurta, kefir, makarna ve yemeğe katılan soğan baharat dışında bir şey çok nadiren yiyorum. Bağışıklık sistemime ve sağlığıma zararlı mı böyle beslenmek?
0
Unde bach canim
(23.10.20)
Meyve sebze şart değil ama meyve sebzeden aldığın vitaminleri başka yerden almazsan vitamin eksikliğinden olumsuz durumlar yaşayabilirsin.
0
himmet dayi
(23.10.20)
Sizce? Tabii ki de sağlıksız bir durum. Vitamin ve mineralleri yeterli düzeyde alamadığı için muhtemelen organlarınız çok iyi bir durumda değildir. Kırmızı etin fazlası da zararlı. Karbonhidrat da keza öyle...
0
isabella was a ginger
(23.10.20)
Dengesiz beslenme deniyor buna .
(Yetersiz beslenme daha başka )
Çeşidi arttırın . Besinlerin tüketim sıralamasına da dikkat edin .
0
Erva
(23.10.20)
@Kobuzchu kiz esasen ibs hastasıyım, lifli gıdalar pek iyi gelmiyor diye biliyorum. İshale eğilimli ibs olduğu için...
0
🌸Unde bach canim
(23.10.20)
Ben yeşillik ve sebze çok sevmiyorum ve yemek seçiyorum. Çareyi smoothie de buldum. Evde yeşil renk ne bulursam katıp içiyorum.
0
jazzabel
(23.10.20)
(14)

Rahatlamak için ne yapıyorsunuz?

do you remember me
Selam, ciddi soruyorum :)Yaşadığımız şu ortamda, işi olmayanların iş bulma stresi yaşadığı, işi olanların işle ilgili sıkıntılar yaşadığı veyahut hiçbir şey olmasa da gündemden dolayı geleceğe stresle ve umutsuzlukla bakan insanlardansanız, rahatlamak için ne yapıyorsunuz? Arthur Schopenhauer'un hay
Selam, ciddi soruyorum :)

Yaşadığımız şu ortamda, işi olmayanların iş bulma stresi yaşadığı, işi olanların işle ilgili sıkıntılar yaşadığı veyahut hiçbir şey olmasa da gündemden dolayı geleceğe stresle ve umutsuzlukla bakan insanlardansanız, rahatlamak için ne yapıyorsunuz?

Arthur Schopenhauer'un hayata dair olumsuz düşünceleri çok mantıklı gelmeye başladı.

Film izleyesim gelmiyor, müzik dinliyorum yeterli olmuyor, günübirlik ilişkiler boş geliyor.

Ne önerirsiniz?

Teşekkürler.
0
do you remember me
(22.10.20)
İş çıkışı iki bira, veya hava güzelse sahilde oturup hiçbir şey yapmadan boşluğa bakmak. Saat 9'u görmeden sızıp sabah alarm çalana kadar ölü gibi uyumak da olabilir (beynimin shut down mekanizması).
0
pati
(22.10.20)
Bisiklet sürüyorum, yoga yapıyorum, spor yapıyorum. Özellikle bisiklet çok rahatlatıyor. Geçtiğimiz hafta da ilk defa kamp yaptım, doğa çok iyi geldi.
0
roket adam
(22.10.20)
Kahveci var ona gidiyorum. Gönüllü iş yapıyordum bir ara ve uyku.
0
Amory Lorch
(22.10.20)
3d yazıcı ile baskı yapıyorum 3 boyut çizimler tasarımlar yapıyorum şu aralar
0
basond
(22.10.20)
Zen meditasyonu. Hayatımda denedigim strese karşı en etkili şey.
0
JohnOakley
(22.10.20)
En sık yaptıklarım:

-bira
-90'lar yerli yabancı pop
-dünyanın dört bir yanına dağılmış arkadaşlarımla görüntülü sohbet
0
heidi'nin dedesi
(22.10.20)
İşsizim yazdıklarını bizzat yaşıyorum. İş bulamamakta aramak için motivasyonumu düşürüyor. İşsiz olduğum için buraya giriyorum. Farkettimki daha önceki girdiğim zamanda işsizmişim. Kendimi daha iyi hissetmek için yürüyüş yapıyorum. Yapabilirsem haftada 2 veya 1 spor yapıyorum. Aslında oturduğum evle ilgili yapmak istediğim pek çok şey var (duvar boyama, kartonpiyer) ama işsiz olduğum için para harcamamak için yapmıyorum. Böyle şeylerle uğraşmakta iyi geliyor.
0
rapisa
(22.10.20)
kitap okumak (kurgu), resim/heykel yapmak, bazen oyun oynamak, bazen de kafam dağılsın diye temizlik yapmak.
0
isabella was a ginger
(22.10.20)
beyaz futbol izliyorum muthis kafa dagitiyo:(
0
lycoxin
(22.10.20)
akşamları yürüyüş yapıyorum. eve gelip ağırlık kaldırıyorum.

youtube'da soothing relaxing kanalını dinliyorum.

kitap okuyorum.
0
tabudeviren
(22.10.20)
koşu, alkol, evcil hayvan.
0
kumandanim
(23.10.20)
kahve-kurabiye ikilisi kanka.
0
baldur2
(23.10.20)
Ateşli silah atışları yapıyorum, üşenmezsem açık hava poligona gidip tüfek ile skeet trap filan atıyorum. Üşenirsem en yakın kapalı poligona gidip tabanca ile kağıt hedef atışı.
0
John Bloor
(23.10.20)
Camii'ye gidip namaz kılıyorum . (Ateist ama fakirsen yogan bu oluyor)
0
aids rakun
(25.10.20)
(12)

Saçlarımı çok kısa kestirdim ve aşırı pişmanım...

isabella was a ginger
N'apıcam bilmiyorum. Kadınım. Bir an kafama esti ve saçlarımı bildiğiniz erkek traşı gibi kestirdim. Kısa bir pixie cut gibi. Kuaför de çok kötü kesti, kafamın şeklini çıkaramadı, arka tepesi daha kabarık böyle, hafif alien kafası gibi gözüküyor. N'apıcam ben?İçimde androjenlik yokmuş demek ki... Fe
N'apıcam bilmiyorum. Kadınım. Bir an kafama esti ve saçlarımı bildiğiniz erkek traşı gibi kestirdim. Kısa bir pixie cut gibi. Kuaför de çok kötü kesti, kafamın şeklini çıkaramadı, arka tepesi daha kabarık böyle, hafif alien kafası gibi gözüküyor. N'apıcam ben?

İçimde androjenlik yokmuş demek ki... Feminenliğim azaldı diye gidip simli oje falan aldım normalde hiç huyum olmadığı halde. Nasıl feminenliğimi geri kazanabilirim? Saçım siyah, rengini değiştirsem mesela fayda eder mi? Tekrar kuaföre gidip kafamın şekline göre düzelttireyim mi... N'apıyım bana bi akıl verin dostlar...
0
isabella was a ginger
(21.10.20)
Foto yok mu?
0
olaylar olaylar
(21.10.20)
Bence boyatmayın. Feminenliğin saçla alakası hiç yok. Halsey'in son saçını gördünüz mü ne kadar yakışmış ve yine de feminenliğinden bir şey kaybetmemiş. Eğer kafa şekliniz düzgünse öyle kestirebilirsiniz zaten birkaç aya uzar.
0
matilda
(21.10.20)
Zaten kışa giriyoruz. Kış ayını bereyle geçirirsin. İlkbahara kadar da uzamış olur. Bu kadar dert etmeyin.
0
halitkin
(21.10.20)
aynaya bile bakasım yok ne fotoğrafı :(

matilda, halsey'nin son saçı dediğiniz buysa eğer bence hiç yakışmamış ve aşırı erkeksi durmuş: i.pinimg.com

sanırım kişiden kişiye değişiyor zevkler ama ben çok kötü hissediyorum.
0
🌸isabella was a ginger
(21.10.20)
2 ihtimal var:
a- gerçekten kötü kesildi
b- değişim çok büyük diye rahatsız ediyor.

Birazcık bekleyip 2 hafta sonra hala çok kötü diye düşünüyorsan güvendiğin birine gidip rahatsız olduğun yerleri düzelttirirsin. ama hissiyatın düzelmeyecek yönünde olursa, bırak uzasın kendi kendine.

hepimiz zaman zaman kuaför kurbanı olduk, en iyisi uzamasını beklemek oluyor genelde :)
0
lcha
(21.10.20)
r evolution, teşekkür ederim, güldürdünüz, online dersteyim bi de :) :) valla onu da denedim aslında. kestirdikten sonraki ilk günlerde bi tane fular aldım başıma taktım.
0
🌸isabella was a ginger
(21.10.20)
bir şey olmaz yahu, ben kazıtmıştım. avantajlarını düşünüp tadını çıkar. duşta daha kısa süre duruyorsun, çıkınca kurutmak derdi yok, tarama ihtiyacı yok. hayatının minik bir kısmı da bu şekilde değişik bir biçimde geçiversin ne olacak:)
0
tabirimekruh
(21.10.20)
1-2 hafta içinde kabarıklık kalmaz, şekil almaya başlar saç. sakin ol.
0
spirit crusher
(21.10.20)
nasılsa çok gecmeden uzayacak üzmeyin kendinizi. alışamayacak gibiyseniz kısa saç kesiminde uzman birine gidip o kabarık kısma yeniden şekil verdirebilirsiniz. ben olsam öyle yapardım. kötü bir kesimse alışmak çok zor oluyor sahiden.
0
pink cadillac
(21.10.20)
niye uğraşıyon bu kadar saçınla yahu :)
0
antihero
(21.10.20)
bi yerde gördüm, kulak memesinden aşağı dik iniyor, ölçüyorsun. ölçtüğün yerden bir de çenene kadar ölçüyorsun. çenedeki uzunluk kulak memesinin altındaki uzunluğunun 1,5 katından fazlaysa kısa saç kötü duruyormuş. gerçi artık olan olmuş ama senden başka "upuzun saçını kısacık kestirmek isteyenler" için bu ölçü alınabilir.

halsey'de gördüğünüz gibi bu oran 1,5 katından çok daha fazla.
0
stewie
(21.10.20)
Dax mı ne diye bir krem gibi bir şey kullanıyorlar bazı kuzular saçı acayip hızlı uzatıyormuş ondan deneyin
0
iwillsee
(21.10.20)
(13)

Zemin katta yaşanır mı? Avantajları ve dezavantajları nelerdir?

halitkin
Bu aralar kiralık ev bakıyorum ve Zekeriyaköy'de, site içinde, güvenliği olan, nezih bir bölgede ev buldum. Kirası da konumuna göre iyi sayılır ama tek dezavantajı zemin katta olması.Zekeriyaköy ve uygun kirayı görünce sazan gibi atladım ama oturup düşününce "yanlış mı yapıyorum acaba?" dedim. Daha
Bu aralar kiralık ev bakıyorum ve Zekeriyaköy'de, site içinde, güvenliği olan, nezih bir bölgede ev buldum. Kirası da konumuna göre iyi sayılır ama tek dezavantajı zemin katta olması.

Zekeriyaköy ve uygun kirayı görünce sazan gibi atladım ama oturup düşününce "yanlış mı yapıyorum acaba?" dedim. Daha önce ara katlarda ve en üst katta yaşadığım oldu ama zemin katı hiç tecrübe etmedim. Her ne kadar güvenlikli, site içerisinde ve parmaklıklı pencereleri olsa da içime sinmedi. Ne bileyim deprem, yangın gibi durumlarda ne kadar güvenlidir mesela? Olası bir tesisat probleminde (boruların tıkanması) ilk göte gelen zemin kat mı oluyor? Börtü böceği, faresi, akrebi çok olur mu? Bahçede oynayan ve yoldan geçen herkesin sesini duyar mıyım? Bu arada zemin kat ama bodrum gibi değil. Kot farkından dolayı güneş alıyor.

"Zekeriyaköy gibi bir yerde 2000'e site içinde eşyalı ev bulmuşsun daha ne istiyorsun?" mu dersiniz yoksa "Zemin kat olduktan sonra semtin önemi yok!" mu dersiniz?
0
halitkin
(21.10.20)
benim aklıma gelen ilk şey zemin kattaki evin ne kadar soğuk olacağı toprağın soğuğunu çeken bir daireyi ısıtmak kolay olmayacak
0
nahtoderfahrung
(21.10.20)
güvenlik konusunda çok sıkıntı etmezdim ama ara katlara göre ısınması daha zor olur, ve altında başka bir kat yoksa rutubet problemi yaşayabilirsiniz.
yoldan geçen herkesin sesi direkt içeride olur evet, apartman girişine yakınsa kapı açılma kapanma sesleri, giren çıkan falan rahatsız edebilir. bir de eski binalarda en alt katta olunca millet zilini bilmediği kişilerin yerine sizin zilinize daha çok basar, başımıza geldi oradan biliyorum.
tesisat problemi olarak neyi kastettiniz bilemiyorum ama biz bir sorun yaşamadık o şekilde.
0
gkhncnzdgn
(21.10.20)
Bu eve güneş girmeyecek gibi, güneş girmeyen eve dert girer. Hem fiziki hem de psikolojik geridönüşleri nedeniyle olumsuz geldi bana. Bir de zemin kat çok ayakaltı gibi geliyor bana o da her anlamda rahatsız edici, bi mahremin olmaz gibi sanki.
0
angelus
(21.10.20)
Bence en büyük sıkıntı aşırı yağmurlarda evi su basması. Klozetin gideri tıkanırsa yukardan gelen su hop sizin eve taşar.
0
olaylar olaylar
(21.10.20)
ben de bu tarz bir evde oturuyorum, hatta bahçesi biraz daha bahçe bir yer. bir sene oturduktan sonra psikolojisi bozuluyor insanın. ara kat candır, canandır.
0
klassno
(21.10.20)
Siteyi biliyorum, ilanı da. Site o civardaki en ucuz olanlardan. Açık otoparkına dışarıdan elini kolunu sallayarak girebiliyorsun. Binalar da eski sayılır. Zekeriyaköy’ün o kısmında fiyatlar bu ara çok saçma. Emlakçılar fiyat şişirmeye çalışıyor. Yine de görmeye değer bir ev. Işık durumunu görerek anlamak lazım. Ben o civarda fotoğraflarda havadar görünen bir eve gidip mahzen bulmuştum.
0
arnold schwarzeneger
(21.10.20)
Böcek, karınca problemi çok olabilir bence. Bir de yeterince güneş almaz, ısınması zor olur.
0
isabella was a ginger
(21.10.20)
doğaya zemine yakın olmayı ben çok seviyorum. sokaktan geçenleri izliyorum, şıppadanak caddeye çıkabiliyorum. bence bu yönlerinden bakılınca epey keyifli bir deneyim.
0
neverguesser
(21.10.20)
hamamböceği ve fareler ilk sizin eve girer.
0
sizofren06
(21.10.20)
Ben de tercih etmezdim - çok ciddi derecede kasvetli görünüyor ev. Olası bir haşere basması, kanalizasyon sorunu, yağmur suyu akıntısı, vs durumlarında ilk etkilenen sen olursun, dışarısının da gürültüsü ve derdi en çok sana gelir. Fotoları perdesiz çekmişler ama bi de perde takarsan tam mezar gibi olur ev.
0
roket adam
(21.10.20)
Cevaplar için teşekkürler. An itibarıyla evi tutmaktan vazgeçmiş bulunuyorum.
0
🌸halitkin
(21.10.20)
Siz zaten vazgeçmişsiniz ama zemin katta ev tutmayı düşünen başkası okuyorsa diye yazayayım.

Gürültüden uyuyamazsınız. Oturamazsınız. Cidden, araba seslerini, koşturan çocuk seslerini, korna seslerini, tam camın önüne gelip telefonla konuşacak mal tiplerin sayısını küçümsemeyin derim.
0
hitokiri kenshin
(21.10.20)
böcek sorunu olur. dışarının tüm pisliği izmariti, çöpü, kiri b.ku püsürü evin içine girer, en azından kokusu. su basması, kanalizasyon tıkanıklığı sık yaşanır. tavsiye etmem.
0
alors
(21.10.20)
(9)

Fikirtepe

liberal
Anadolu yakasını çok bilmiyorum, sitede oturmak için fikirtepe nasıl bir yer, işyeri levent.Ya da fikirtepe yerine şuralara bak diyeceginiz yer neresidir.
Anadolu yakasını çok bilmiyorum, sitede oturmak için fikirtepe nasıl bir yer, işyeri levent.
Ya da fikirtepe yerine şuralara bak diyeceginiz yer neresidir.
0
liberal
(20.10.20)
Fikirtepe'de oturmak için üstüne para vermeleri lazım bana kalırsa. Fikirtepe, Kadıköy'ün pek iyi bir semti değil. Kiralar daha ucuz, genelde öğrenciler tercih ediyordu. Eğer kadınsanız akşam karanlıkta, geç saatlerde tek başınıza, kız kıza rahat, güvenle yürümeniz zor. Benim gündüz vakti markete giderken söz ile taciz edilen çok arkadaşım oldu orada. Eskiden tamamen gecekondu mahallesi gibiydi, yeni yeni siteleşmeleye başladı. Orada site içersinde kirada oturmak yerine başka semtlere bakılabilir. Kuyubaşı, Göztepe'ye bakabilirsiniz.
0
GoodMorningTeacher
(20.10.20)
Kadıköy kentplus nasıl bir yer. Pek bildiğim bölgeler değil.
0
🌸liberal
(20.10.20)
fikirtepe iyi bir semt değil ama kadıköy'deki kentsel dönüşümden sonra "site" olayını burada yaptılar daha çok.

sitede oturma isteğinizin nedeni nedir?
imkânlarından dolayı illa site diyorsanız ataşehir'e bakın.
ya da akasya'ya falan bakabilirsiniz rezidans tarzı bir şey istiyorsanız.
ama onun dışında anadolu yakasında sitede oturmak şart değil.
özellikle kadıköy-maltepe civarında yaşayacaksanız hiç gerek yok.
0
blatta hiberna
(20.10.20)
Fikirtepe, İstanbul'un en boktan bölgelerinden biri. Kentplus ise varoşluğun ortasında yer alan bir rezidans. Evden-işe, işten-eve giderim, yüksek aidat da bana koymaz dersen Kentplus değerlendirilebilir ama sokağa çıktığında huzurlu hissetmek istiyorsan önermem.
0
halitkin
(20.10.20)
Merdivenköy'de oturuyorum. Fikirtepenin yanı diyelim.
Çok kötü Fikirtepe. İstediği kadar yenilensin, dönüşüme girsin, siteler açılsın. Devamlı bir karamsar ortam, varotik bir hava var Fikirtepe'de.

Ama insanlarının hiç kötülüğünü görmedim. Tam Fikirtepe'de değilim diye belki.

Parada problem yoksa Acıbadem'e bakın. 5-10 gömlek üstün bir yerde oturmuş olun.
0
la traviata
(20.10.20)
Fikirtepe iyi bir semt değil. Sitelerle dolu ancak sokakları kapkaranlık, garip bir bölge. İşyerin leventteyse de anadolu yakasında oturmanı önermem, istanbulun en problemli trafik hattını çekersiniz. Avrupa yakasında levent civarında oturmak çok daha mantıklı.
0
roket adam
(20.10.20)
fikirtepe baya kotudur. cemenzar, sahrayicedit merdivenkoy taraflarina bakin
0
oscar
(21.10.20)
Anladığım kadarıyla Fikirtepe'de kentplus ve yeni binaları soruyorsunuz gayet merkezi ve yaşanabilecek bir yer anadolu yakasının en merkezi yerlerindwn biri ve geleceği çok parlak. Fikirtepe neredeyse baştan aşağıya değişti bir kaç yıla mandıra caddesi çok prestijli bir cadde olacak.
0
acebi
(21.10.20)
fikirtepe benim bildiğim bir çingene mahallesi. sonradan birtakım şeyler yapılmış ama o insanlar hala orada yaşıyorlar.
0
isabella was a ginger
(21.10.20)
(8)

İngilizce "dersin kotasının dolması" nasıl denebilir?

isabella was a ginger
Ders seçimim var ve seçmeli bir dersi öğrenci kotası dolduğu için seçemedim. Kotayı artırmasını istemek için Amerikalı olan hocaya mail atmam gerekiyor, ancak ingilizce dersin kotasının dolması nasıl denebilir karar veremedim. "Student quota exceeded" geldi aklıma ama bu deyişi google'da arattığımda
Ders seçimim var ve seçmeli bir dersi öğrenci kotası dolduğu için seçemedim. Kotayı artırmasını istemek için Amerikalı olan hocaya mail atmam gerekiyor, ancak ingilizce dersin kotasının dolması nasıl denebilir karar veremedim.

"Student quota exceeded" geldi aklıma ama bu deyişi google'da arattığımda hep ya türk üniversitelerinden ya da başka alakasız şeylerden sonuçlar çıkıyor, bu da ingilizcede doğru kullanımın bu olmayabileceği izlenimini yarattı. Doğrusu nedir?
0
isabella was a ginger
(03.10.20)
aklıma dırekt odtu hakkındakı populer vıdeo ve ''course capacity is full'' geldi.
0
komorebice
(03.10.20)
duyuruya girip bu yanıtı okuyanlar için burada normalde çok başka bir bilgi vermiştim ama anlaşılmamış. bu yüzden daha çok paylaşmaya da gerek duymuyorum.

halihazırda okuyan bir arkadaşımdan da gelen edit ki @durgunfoton da yazmış: Unfortunately course is booked out already. therefore you are on the waiting list right now.
0
baldan kaymak
(03.10.20)
Adam türkçe düşünme demiş sonra kota mota devam etmiş :)

Ya capacity full de geç işte.
0
the coon
(03.10.20)
Unfortunately course is booked out already therefore you are on the waiting list right now.

bana boyle mail gelmisti
0
durgunfoton
(03.10.20)
Akşam akşam güldüm. İngilizce bilmeden cümle yazmış adam ya. Kendiniz yazın bir şey size güveniyorum.
0
ozdek
(03.10.20)
Bu tarz birşey yazardım ama gramerini çevirmen bir arkadaş kontrol etmeli.


"Dear X,

I wasn't able to register for Mathematics class today because it was already full.
I wonder if you plan to accept more students to this class by any chance? I would love to take Mathematics this term to improve my skills at the beginning of the year.

Best Regards,"
0
kaset
(03.10.20)
teşekkürler. baldan kaymak'ın ne demek istediğini tam anlamadım ve yazdığı cümlelerde çok ciddi sorunlar var evet. "I can not register your course which name is Mathematics." cümlesi hele nereden tutsan elinde kalıyor :)

"I wanted to take your Gender Roles course but I haven't been able to because the course capacity is full." dedim. okuduğum bölüm zaten ingilizce ama bizim öğrenci bilgi sistemi türkçe olduğu için doğru kullanımına karar verememiştim.
0
🌸isabella was a ginger
(03.10.20)
admissions closed.
0
camussar
(04.10.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.